folik asit – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Sat, 14 Aug 2021 21:48:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg folik asit – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 Hamilelikte Sürekli Hastalıklar https://kocaelikent.com/hamilelikte-surekli-hastaliklar/ Sat, 14 Aug 2021 21:48:34 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61518

Hamilelikte Sürekli Hastalıklar … “Şeker hastası olan kadınların hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince doktor kontrolünde kan şekerinin düzenlenmesi önemlidir…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Hamilelikte Sürekli Hastalıklar

ŞEKER HASTALIĞI

Şeker hastalığı
Şeker hastalığı

Şeker hastalığı, vücudumuzun yeterince insülin hormonu üretememesi durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. İnsülin hormonu kan şekerinin vücutta kullanımını sağlar. Vücut bu hormonu üretmediğinde ya da az ürettiğinde kan şekeri kullanamaz ve çeşitli organlarda birikerek, bu organların işlevini engeller. Tedavi edilmediğinde kandaki şeker miktarı yükselir, kan damarları, sinirler, gözler ve böbreklerde kalıcı zararlara yol açabilir.

Şeker hastalığı kadınlarda hamilelik öncesinde veya hamilelik sırasında da ortaya çıkabilir. Anne karnındaki bebeğin sağlığının ciddi biçimde etkileyen ve bebeklerin özürlü doğmasına neden olan bir hastalıktır.

Hamileliğin planlı gerçekleştirilmesi, hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında sürekli doktor kontrolü ve iyi bir tıbbi akımla şeker hastalığı olan kadınların çoğu sağlıklı bak sahibi olabilmektedirler.

ŞEKER HASTALIĞA DOĞACAK BEBEĞİNİZİ NASIL ETKİLER?

Şeker hastası olan kadınların hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince doktor kontrolünde kan şekerinin düzenlenmesi önemlidir. Aksi halde bebekler ciddi sorunlarla doğabilirler. Şeker hastalığı olan kadınların bebeklerinde şu tür sorunlar görülebilir:

*Kalp hastalıkları
*Noral tüp defektleri
*Erken doğum
*İri bebek
*Zor doğum-doğum zedelenmesi
*Nefes alma sorunları
*Sarılık
*Düşük kan şekeri

HAMİLELİK ÖNCESİ SEKER HASTALIĞI

Hamilelik öncesi şeker hastalığı
Hamilelik öncesi şeker hastalığı

Bebeğin hayati organları anne karnına düştüğü ilk haftalarda oluşur, Dolayısıyla bebekte olabilecek özürlerin pek çoğu hamileliğin ilk haftalarında, yani kadın daha hamile olduğunu anlamadan önce oluşmuştur. Şeker hastalığı bebeğin organlarının oluşumuna zarar verebilen bir hastalıktır. Eğer şeker hastasıysanız, siz daha hamile olduğunuzu anlamadan bebeğiniz zarar görmüş olabilir. Bunu önlemek için hamile kalmadan önce kandaki şeker miktarını kontrol altına aldırmanız gereklidir. Böylece bebeğinizin özürlü doğma ihtimalini büyük oranda azaltabilirsiniz. Ayrıca bu kontrol, düşük, ölü doğum, normalden fazla kilolu bebek ve ortaya çıkabilecek diğer sorunların riskini de azaltacaktır.

Seker hastalığı basit kan testleriyle tespit edilebilen bir hastalıktır. Şeker hastalığı olan bir kadın hamile kalmayı planladığında, kandaki şeker miktarını belirlemek için birkaç ay düzenli olarak bu test uygulanır. Böylece kandaki seker oranının hamilelik için güvenli olup olmadığına karar verilir. Bu test ayrıca hamilelik süresince kandaki şeker oranının düzeyi hakkında da bilgi vermektedir.

Hamilelik öncesinde şeker hastalığı nedeniyle ilaç kullanan kadınlar için hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında ilaç miktarının düzenlenmesi gerekmektedir. Ağızdan alınan ilâçların bazıları özürlü bebek doğuma riskini arttırmaktadır. Bu nedenle ağızdan alınan bazı ilaçlar insülin ile değiştirilmelidir.

Bütün kadınlar nöral tüp defektlerinin önlenmesi için hamilelikten bir ay önce 400 mikrogram folik asit içeren vitamin almalıdırlar. Hamilelik öncesi şeker hastalığı olan kadınların nöral tüp defekti olan bir çocuğa sahip olma riski arttığından, folik asit almak özellikle önemlidir.

Hamilelikten önce bu kadınlar 400 mikrogramdan fazla folik asit alıp almama konusunda mutlaka doktorları ile konuşmalıdır.

HAMİLELİK DÖNEMİ ŞEKER HASTALIĞI

Hamilelikte Şeker hastalığı
Hamilelikte Şeker hastalığı

Hamilelikte şeker hastalığı en sık görülen gebelik sorunlarından birisidir. Genellikle hamileliğin ikinci yarısında ortaya çıkar.

Hamilelikte şeker hastalığı olan birçok kadında acıkma, susama gibi belirtiler olmakla birlikte diğer belirtiler gözlenmeyebilir. Doğumdan sonra kan şekeri düzeyi normale dönmektedir.

30 yaşın üstündeki kadınlar, aşırı kilolu olanlar, ailesinde şeker hastalığı olanlar, aşırı kilolu bebek (4000 gramdan fazla) doğuranlar ve ölü doğum yapanların şeker hastalığı riski daha yüksektir.

Hamilelikte şeker hastalığı olma riski olan kadınlar, hamileliğin ilk aylarında doktora gittiklerinde şeker hastalığı açısından test edilmeli, sonuçlar normal olsa da hamileliğin 24. ve 28. haftalarında test tekrarlanmalıdır. Hamile kadın 25 yaşın altında ise ve şeker hastalığı açısından risk taşımıyorsa test yapılmayabilir.

Hamilelik döneminde şeker hastalığı olan kadınların çoğu diyet ve egzersiz ile kan şeker düzeylerini kontrol altında tutabilirler.

YÜKSEK TANSİYON

Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyon

Yüksek tansiyon, gebelikte ortaya çıkabileceği gibi, gebelik öncesinde de oluşabilir. Kan basıncının sürekli yüksek olması ile karakterize olan bir problemdir. Kan basıncı kişiden kişiye değişmektedir. Hamile olmayan yetişkinlerde büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun 80 civarında olması normal kabul edilmektedir. Kan basıncı 140/90 mmHg. ve üstü olduğu durumlarda yüksek tansiyondan şüphelenilebilir. Hamilelik dönemi boyunca tansiyonda belli değişmeler gözlenebilir. Gebeliğin ortalarında tansiyon ve nabzın hafif düşmesi ve gebelik sonlarına doğru gebelik öncesi düzeylere ulaşması normaldir.

Yüksek tansiyon gebelikte önemli problemlere yol açabilecek bir sorundur. Bu problemler arasında bebeğin düşük doğum ağırlığında olması, doğum öncesi bebeği taşıyan kesenin yırtılması gibi sorunlar sayılabilir. Kronik yüksek tansiyon gebelik zehirlenmesine yol açabilir.

Kan basıncının gebelik takipleri sırasında düzenli olarak izlenmesi gebelik süresince gelişebilecek veya daha önceden var olan yüksek tansiyon riskini belirlemede en kolay yoldur.

Gebelik zehirlenmesi, yüksek tansiyon nedeni ile bebeğin düşük tehlikesine girmesi veya erken doğmasına yol açan ve annenin de hayatını tehlike altına sokan önemli bir durumdur. Erken dönemde tespit edilirse yatak istirahati önerilir. Çok nadir de olsa ciddi seyir söz konusu olduğunda annenin hayatı tehlikede olabilir.

KALP HASTALIKLARI

kalp hastalıkları
kalp hastalıkları

Doğurganlık çağında olan bazı kadınlarda doğumsal ya da sonradan oluşan kalp hastalıkları olabilir.

Doğuştan olan kalp hastalıklarının ciddiyeti kişiden kişiye değişir ve gebelikte yaratacağı sorunlar da hastalığın tipine ve ciddiyetine göre farklılık gösterir. Sonradan ortaya çıkan kalp hastalıkları ise genellikle romatizmal kalp hastalıklarıdır. Romatizmal ateş denilen bir enfeksiyon nedeniyle oluşur ve kalp kapakçıklarıyla ilgili sorunlara neden olur. Zamanında tedavi edildiği zaman önemli bir sorun yaratmazlar.

Kalp hastalığı olan hamile bir kadının bebeğinde ciddi tehlikeler baş gösterebilir.

Kalp hastalığı olan kadınların hamilelik öncesinde ve hamilelik süresince doktor kontrolü altında olmaları önemlidir. Gebelik ve doğum kalbin daha fazla çalışmasına, yükünün artmasına ve yeni streslere neden olur. Bu durum hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkiler. Erken ve düzenli doktor kontrolü kalp hastalığının yarattığı problemlerin kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.

KALP HASTALIĞI BEBEKLERİ NASIL ETKİLER?

Kalp hastalığı olan 100 kadından 5’in de hastalık bebeğe geçmektedir.

Kalp hastalığı olan annelerin erken doğum yapma ve düşük kilolu bebek doğurma riskleri de çok fazladır. Erken doğum ve düşük kilo ile doğan bebeklerde çeşitli gelişme gerilikleri, nefes alma zorlukları, zihinsel gerilik gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

]]>
Hamilelikte Beslenme https://kocaelikent.com/hamilelikte-beslenme/ Tue, 13 Jul 2021 19:13:50 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61473

Hamilelikte Beslenme … “Eğer Hamilelik öncesi zayıf kabul edilen gruptaysanız hamileliğinizde normal kilolu olanlara göre daha fazla kilo almanız önerilir. Bu durumda tüm hamilelik süresince 13-18 kilo arasında almanız idealdir.” ayrıntılar hayaldefterim de…

Hamilelikte Beslenme

Beslenme daima herkes için dikkat edilmesi gereken bir konudur, hamilelik söz konusu ise bu daha da önem kazanır. Çünkü bebeğin tek besin kaynağı annedir. Bebek, kilo alması, boyunun uzaması, kemiklerinin oluşması v.b. için gereken her şeyi (vitamin, protein, mineral v.b.) annesinin kanından alır. Gebelikte doğru beslenme hem bebeğin iyi gelişmesi hem de annenin sağlığı açısından yaşamsal önem taşır. Annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesi bebekte büyüme ve gelişme geriliklerine, çeşitli fiziksel ve zihinsel özürlere neden olur.

HAMİLELİKTE BESLENMENİN TEMEL İLKELERİ NELERDİR?

Gebelik, beslenme alışkanlıklarının ne de damak zevkinin ne değiştirilmesini gerektirir.

Gebelikte beslenme ile ilgili yanlış inanışlar bebeğin ve annenin sağlığını tehlikeye atmaktadır. “Can boğazdan gelir” ve “sen iki canlısın iki katı yemen gerekir” gibi söylemler gebelikte doğru beslenmeyi engelleyerek bebeğe ve anneye zarar verici durumların oluşmasına neden olmaktadır.

Önemli olan DENGELİ beslenmedir. Çok yemek dengeli beslenme anlamına gelmemektedir.

Dengeli beslenme, günlük beslenme sistemi içinde her besin grubundan eşit miktarda tüketmek demektir. Bu kapsamda beş temel besin grubu vardır.

Bu besin grupları şunlardır:

-Süt ve süt ürünleri,
-El ve et ürünleri,
-Tahıllar,
-Meyve-sebze,
-Yağ ve şeker

Beslenmeden önce sağlanacak yararın en yüksek düzeye çıkarılması için hem temel besin gurupları arasında, hemde guruplar içinde değişik yiyecekler yemeye gayret edin. Yapacağınız tek şey doğal, taze ve bol çeşitli besinler almaktır

Hamilelikte doğru beslenme hem anneyi hem bebeği güçlü kılar. Gebe olduğunuz anladığınızda bunlardan hangilerini düzenli olarak yediğiniz ve yiyecekleriniz arasında bebeğe zarar verecek bir şey olup olmadığını araştırın.

HAMİLELİK ÖNCESİ ANNE KİLOSUNUN ÖNEMİ

Hamilelik Oncesi Anne Kilosunun Onemi
Hamilelik öncesi Anne Kilosunun önemi

Hamileliğin başlangıcında ideal kg sınırları içinde olmanız hamilelikte bazı sorunlarla karşılaşmanızı engelleyecektir. Zayıf annelerin bebeği zayıf ve duyarlı olur. Fazla kilolu annelerin ise hem bebekleri hem kendileri risk altındadır. Sişman anneler hamilelik şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi hastalıklarla daha sık karşılaşır.

HAMİLELİKTE NE KADAR KİLO ALMAK UYGUNDUR?

Hamilelikte alacağınız kilo hamile kalmadan önceki kilonuz ile ilgilidir. Şişman kadınların hamilelik süresince daha az, zayıf kadınların ise daha fazla kilo alması uygundur. Hamilelik öncesi kilosu ne olursa olsun hiçbir hamile kadın bu süreç boyunca kilo vermeye kalkışmamalıdır. Bu durum, kanınızdaki bebek için son derece zararlı olabilir.

Hamile kalmadan önce normal bir kiloya sahipseniz, hamilelik döneminde 10-15 kilo almanız idealdir.

Eğer Hamilelik öncesi zayıf kabul edilen gruptaysanız hamileliğinizde normal kilolu olanlara göre daha fazla kilo almanız önerilir. Bu durumda tüm hamilelik süresince 13-18 kilo arasında almanız idealdir.

Hamile kalmadan önce fazla kiloluysanız hamileliğinizde 7-11.5 kilo arasında almanız gerekir. Eğer aşırı şişman (obez) kabul edilen bir kadınsanız bu durumda tüm gebelik sürenizde 7 kilodan fazla kilo almamalısınız.

Hamile kalmadan önce mutlaka doktorunuzla konuşmalı ve ideal kilonuzun kaç olduğunu ve gebeliğiniz süresinde kaç kilo almanız gerektiğini öğrenmelisiniz.

GEBELİK DÖNEMİNDE NELERDEN UZAK DURMALISINIZ?

Gebelik Doneminde Nelerden Uzak Durmalisiniz
Gebelik Doneminde Nelerden Uzak Durmalisiniz

*Tam mayalanmamış peynir ve pastörize edilmemiş süt zararlı olabilir, mutlaka pastörize edilmiş veya çok iyi kaynatılmış süt içmelisiniz.
*Çiğ ve az pişmiş etten uzak durmalısınız (Çiğ köfte vb.).
*Çiğ veya az pişmiş yumurta ve mayonez gibi besinlerden kaçınmalısınız.
*Taze meyve ve sebzeleri iyice yıkamalısınız
*Çay ve kahveden kaçınmalısınız.
*Sigara ve alkol kullanmamalısınız.
*Doktora danışmadan ilâç kullanmaktan kaçınmalısınız.

GEBELİK DÖNEMİNDE ÖZELLİKLE ALINMASI GEREKEN VİTAMİN VE MİNARALLER

FOLİK ASİT

Bir Kadinin Ne Kadar Folik Asite Ihtiyaci Vardir
Bir Kadinin Ne Kadar Folik Asite Ihtiyaci Vardir

Folik asit bir B vitamini çeşididir. Çeşitli yiyeceklerde bulunur ve ayrıca ilâç biçiminde de alınabilir. Bir kadın için hamile kalmadan önce vücudunda yeterince folik asit bulunması önemlidir.

Folik asit, bebeğin Nöral Tüp Defekti denilen bir hastalıkla doğmasını önleyen bir vitamindir. Nöral tüp defekti, bebeğin beyinden omurilik ucuna kadar olan sinir sisteminin hatalı gelişmesi sonucu oluşan ve omurganın veya omurların bir kısmının açık kalmasına yol açan bir hastalıktır. Bu hastalık çocuklarda fiziksel ve zihinsel özürlere neden olabilmektedir.

NÖRAL TÜP DEFEKTLERİNİN ÜÇ TÜRÜ VARDIR:

Anensefali, ensefalosel ve spina bifida. Anensefalide bebeğin beyni gelişmemiştir ve kafatası kapanmamıştır. Ensafaloselde beyin dokuları kafatasından dışarıya bir kese içinde çıkarlar. Nöral tüp defektlerinin bu iki formunda bebeklerin yaşama şansı yoktur.

Spina bifida nöral tüpün alt bölümlerinin uygun biçimde kapanmaması sonucu oluşur. Böylece omurilik ve omurlar doğru biçimde gelişemezler. Buradan bacaklara, idrar kesesine ve bağırsaklara giden sinirler de zarar görür.

Hamilelikten önceki üç ayda ve hamileliğin ilk üç ayında yeterli miktarda folik asit alınması nöral tüp defektlerini % 70 önleyebilmektedir.

Folik asit sadece doğurganlık çağındaki kadınlar için değil, tüm yetişkinler için yararlı bir vitamindir. Çünkü, folik asitin yetişkinlerde de bazı kalp hastalıklarını ve felçleri önlediği görülmüştür.

FOLİK ASİT HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

Folat, folik asitin yiyeceklerde bulunan doğal formudur. Portakal ve portakal suyu, diğer turunçgil meyveler ve suları, yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, brokoli, yer fıstığı, kuşkonmaz, bezelye ve tüm tahıl ürünleri folat içerir. Sentetik (imal edilmiş) folik asit, bazı tahil ürünlerine eklenerek (un, pirinç, makarna, mısır unu ve ekmekler) bu yiyecekler folik asit ile zenginleştirilebilir. Besinlerin folik asit ile zenginleştirilmesi uygulamasına Türkiye’de henüz geçilmemiştir.

Yiyeceklerle alınan folik asit vücut tarafından yeterli düzeyde kullanılamamaktadır. Bu nedenle folik asitin ilâç olarak alınması nöral tüp defektlerini önlemede daha etkili bir yöntemdir.

Bir Kadının Ne Kadar Folik Asite İhtiyacı Vardır?

Nöral tüp defekti, hamileliğin birinci ayında oluşur. Bu sürede birçok kadın henüz hamile olduğunu bile fark etmemiş olabilir. Nörl tüp defektlerinin önlenmesi için hamile kalmadan üç ay önce ve hamileliğin ilk üç ayında günde 400 mikrogram folik asit alınması gerekmektedir.

Ülkemizde plânlı hamilelik oranı düşük olduğundan gebe kalma olasılığı bulunan bütün kadınların 400 mikrogram folik asit içeren vitaminleri hergün düzenli olarak kullanması gereklidir.

Ailenizdekilerden biri veya kendiniz daha önce bu hastalıktan etkilenmişseniz, daha yüksek dozda folik asit almanız gerekmektedir. Bu durumda hamile kalmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmeniz ve onun önereceği miktarda folik asit almaya başlamanız önemlidir.

Doktorunuz size folik asit önermemiş bile olsa siz folik asit kullanmak istediğinizi ona söylemelisiniz. Folik asit içeren vitaminleri eczanelerden reçetesiz olarak almanız da mümkündür.

Böylece bebeğinizin ciddi özürlere neden olan Nöral Tüp Defekti hastalığı doğmasına engel olmuş olacaksınız.

DEMİR EKSİKLİĞİNDE NE GİBİ SORUNLAR YAŞANIR?

Hamile Kadinlar Ne Kadar Demire Ihtiyac Duyar
Hamile Kadinlar Ne Kadar Demire Ihtiyac Duyar

DEMİR

Demir, kan yapımında kullanılan ve insanları hastalıklara karşı koruyan bir mineraldir, Gebe kadınların vücutlarında yeterince demir bulunmaması durumunda anne ve bebekte ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Gebelikte demir eksikliğine bağlı kansızlığın sonuçları son derece yıkıcıdır.

DEMİR EKSİKLİĞİNDE NE GİBİ SORUNLAR YAŞANIR?

Demir Eksikliginde Ne Gibi Sorunlar Yasanir

Gebelikte alınan demir bebeğin kan hücrelerinin yapımında kullanılır. Gebelik döneminde yeterli miktarda demir alınmazsa, demir eksikliğine bağlı kansızlık ortaya çıkar.

Kansızlık, gebe kadında solukluk, hâlsizlik, baş dönmesi, çarpıntı, dudak ve ağızda çatlaklar, kulak çınlaması, tırnaklarda kırılma ve toprak yeme gibi belirtilerle ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır.

Kansızlık gebe kadının ölmesi, ölü doğum ve düşük yapma risklerini arttırmaktadır. Kansızlığı kadınların olan çocuklarında büyüme ve gelişme geriliği, zekâ geriliği görülebilir.

DEMİR HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

Demir kırmızı et, sakatat, balık, fasulye, bal kabağı, bakliyat, kuru kayısı ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur.

HAMİLE KADINLAR NE KADAR DEMİRE İHTİYAÇ DUYAR?

Demir, bebeğin ve annenin temel ihtiyaçlarından biridir. Bir hamilenin günde 1 gr demire ihtiyacı vardır. Yiyeceklerle alınan demir tek başına yeterli değildir. Demir açısından zengin yiyeceklerle beslenirken de demir içeren ilâçların alınması gerekir. Bu nedenle gebeliğin 16-20. haftalarından itibaren, doktorunuza danışarak demir içeren ilâçlar almalısınız.

İYOT

İyot vücudun enerji kullanımını kontrol eden ve hormonların üretilmesi için ihtiyaç duyulan bir mineraldir.

İyot yetersizliği hem yetişkinlerde hem de gebe kadın ve bebeklerinde önemli sağlık sorunlarının oluşmasına neden olmaktadır. İyot yetersizliği ve buna bağlı hastalıklar ülkemizde özellikle Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerinde daha sık görülmektedir.

İYOT YETERSİZLİĞİ NE TÜR SORUNLARA YOL AÇAR?

İyot eksikliği yetişkinlikte guatr hastalığına neden olmaktadır. Gebelikte iyot yetersizliği ise, ölü doğum ve düşük riskini arttırmakta ve bebeklerde guatr, ağır derecede büyüme ve gelişme geriliği, zekâ geriliği, işitme engeli ve nörolojik bozukluklara yol açmaktadır.

İYOT YETERSİZLİĞİ SORUNLARI ÖNLENEBİLİR Mİ?

İyot yetersizliğine bağlı sorunları önlemenin en kolay ve en ucuz yolu iyotlu tuz kullanmaktadır. Ülkemizde 1998 yılından beri sofralık tuzların içine iyot eklenmesi uygulamasına başlanmıştır. Evinizde kullandığınız sofralık tuzların iyotlu tuz olmasına dikkat edin.

GEBELİKTE NEDEN KALSİYUM ALINMALIDIR?

Gebelikte Neden Kalsiyum Alinmalidir
Gebelikte Neden Kalsiyum Alinmalidir

KALSİYUM

Gebeliğin 8. haftasında bebeğinizin oluşmaya başlayan kemik ve dişlerinin gelişimi için kalsiyum önemlidir. Gebelikte normalde gerek duyduğunuz miktarın iki katı kadar kalsiyum gereklidir. Gebelik döneminde kalsiyum gerektiği kadar alınmaz ise bebeğin vücudunda şekil bozuklukları ile diğer sorunlara yol açan raşitizm hastalığı ortaya çıkmaktadır.

KALSİYUM İHTİYACI NASIL KARŞILANABİLİR?

Günde yarım litre süt günlük kalsiyum ihtiyacınızı karşılayacaktır. Ayrıca kalsiyumu koyu yeşil yapraklı sebzeler, yumurta ve balık gibi besinlerden de alabilirsiniz

DOĞUM SONRASI BESLENME VE ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ

ANNENİN VE BEBEĞİN DOĞUM SONRASI BESLENMESİ

Bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için annenin hamilelik döneminde yeterli ve dengeli beslenmesi kadar, doğum sonrası beslenmesi de önemlidir. Emzikli kadınların tıpkı hamilelik döneminde olduğu gibi beslenmelerine dikkat etmeleri hem annenin hem de bebeğin sağlığı için gereklidir. Bu bölümde “Gebe Beslenmesinde Temel İlkeler” başlığı altında yer alan, gebe ve emzikli kadınlar için önerilen diyet listesi size yardımcı olacaktır.

ANNE SÜTÜ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Anne sütü bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan en doğal besin kaynağıdır. İçerdiği maddelerle bebeğin hastalıklara karşı direncini artırır, zihinsel ve fiziksel gelişimini sağlıklı bir biçimde tamamlamasına destek olur ve ileri yaşlarda kronik hastalıklara yakalanmasını önler. Bebeklerini emziren anneler de daha sağlıklı olur.

Bebeğin zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimi ilk 6 ayda anne sütü ile beslenme ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle bebekleri ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemeli, 6’ncı aydan sonra ek gıdalara başlanmalıdır. Ek gıdalara başladıktan sonra anne sütü iki yaşına kadar verilebilir.

]]>
Hamileliğe Hazırlık https://kocaelikent.com/hamilelige-hazirlik/ Sun, 11 Jul 2021 21:34:42 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61459

Hamileliğe Hazırlık … “Hamileliğin sağlıklı başlayabilmesi, ileride anne ve bebek için oluşabilecek bazı tehlikelerin ortadan kaldırılabilmesi için hamile kalmadan önce, hamilelik sırasında, doğumda ve doğum sonrasında alınacak bazı önlemler ve uyulması gereken kurallar vardır.” ayrıntılar hayaldefterim de…

Hamileliğe Hazırlık

ANNE BABA OLMAYA KARAR VERMEK

Anne-baba-olmaya-karar-vermek
Anne baba olmaya karar vermek

Anne baba olmaya karar vermek, sevinçleri ve beraberinde büyük sorumlulukları getiren bir olaydır.

Aileye bir bebek gelmesi anne ve baba için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağıdır. Fakat kimi zaman bu mutluluk acıya, korkutucu ve üzücü bir duruma dönüşebilmektedir.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 milyon kadın hamile kalmaktadır. Bu hamileliklerin büyük çoğunluğu sağlıklı bir bebek doğumuyla sonuçlanır.

Hamilelik bir hastalık değil, normal, fizyolojik bir olaydır. Fakat bazı riskli durumlarda, gerekli önlemler alınmadığı zaman anne ve bebek için çeşitli sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabilir.

Her yıl yüzlerce kadın hamilelikten kaynaklanan nedenlerden dolayı ölmekte, birçok kadın da çeşitli hastalıklara yakalanmakta ve yaşamları boyunca bu hastalıklarla yaşamak zorunda kalmaktadır. Hamilelik süresince anneyi etkileyen çeşitli olumsuz faktörler bebeğin ölü doğmasına, yaşamının ilk günlerinde ölmesine neden olmaktadır.

Binlerce bebek de yaşamlarını çeşitli derecelerde fiziksel veya zihinsel özürlü olarak sürdürmek zorunda kalmaktadır. Bu ölümlerin ve özürlerin büyük çoğunluğu alınacak bazı basit tedbirlerle önlenebilecek niteliktedir.

Hamileliğin sağlıklı başlayabilmesi, ileride anne ve bebek için oluşabilecek bazı tehlikelerin ortadan kaldırılabilmesi için hamile kalmadan önce, hamilelik sırasında, doğumda ve doğum sonrasında alınacak bazı önlemler ve uyulması gereken kurallar vardır. Bunların hepsi büyük maliyet ve uzmanlık gerektirmeyen basit önlemlerdir. Bu önlemleri almak belki de yaşam boyu bize acı ve üzüntü verecek hayatımıza büyük yükler getirecek özürlü bir çocuğa sahip olma riskimizi önemli ölçüde azaltacaktır.

Halk arasında önemli bir deyiş vardır. Bebek beklenirken en önemli dileğimiz “eli ayağı düzgün olsun” dur. Bu doğacak bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bunu sağlayabilmek için sadece dilemek yeterli değildir, bazı önlemler de almanız gerekir.

Sağlıklı bir bebek sahibi olmanın;
*Birinci kuralı plânlı gebelik
*İkinci kuralı erken ve düzenli doktor kontrolüdür.

PLÂNLI GEBELİK

Erken ve duzenli doktor-kontrolu
Erken ve duzenli doktor-kontrolu

Plânlı gebelik, ne zaman ve kaç çocuk sahibi olacağınıza sizin karar vermeniz demektir. İstediğiniz zaman çocuk sahibi olmanız, uygun doğum kontrol yöntemlerini kullanmanızla mümkün olabilir. Böylece gebe kalmanızı şansa bırakmamış olursunuz. Bu sayede bir bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zaman: hamile kalmadan önce ve hamileliğiniz boyunca kendinizin ve bebeğinizin sağlıklı olması için gerekli tedbirleri alabilir, yaşamınızı kolaylaştıracak düzenlemeleri önceden yapabilir ve çocuğunuza iyi bir gelecek sağlayabilirsiniz.

MODERN DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ

Modern dogum kontrol yontemleri
Modern dogum kontrol yontemleri

Gebeliği planlamak ancak size uygun doğum kontrol yöntemlerini uygulamanızla mümkündür. Kadın ve erkek tarafından kullanılabilecek çeşitli doğum kontrol yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerden hangisini tercih edeceğinize, doktorunuza danışarak karar verebilirsiniz.

DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ

Doğum kontrol hapları: Her gün düzenli alınması gereken, kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önleyen haplardır.

Üç aylık iğne: Üç ayda bir uygulanır. Kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önler.

Aylık iğne: Ayda bir uygulanır. Kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önler.

Deri altı kapsülleri: Kolun iç kısmına yerleştirilen, kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önleyen, hormon içeren, kibrit çöpü büyüklüğünde altı adet esnek çubuktur. Beş yıl boyunca güvenle kullanabilirsiniz.

Tüplerin bağlanması: Geri dönüşü olmayan bir aile planlaması yöntemidir.
Kadında yumurtayı taşıyan tüpler ameliyatla bağlanarak döllenme önlenir. Ömür boyunca gebelikten korunursunuz.

Varektomi: Geri dönüşü olmayan bir aile plânlaması yöntemidir.
Erkekte tohum hücrelerini (spermleri) taşıyan kanallar basit bir cerrahi işlemle bağlanarak döllenme önlenir.

Rahim içi araç (Spiral): Rahim içine yerleştirilen ve döllenmeyi önleyen bir aile planlaması yöntemidir. Uzun süreli korunma için en uygun yöntemdir. İstendiği zaman çıkarılarak tekrar hamile kalınabilir.

Kondom (Prezervatif): Cinsel ilişki sırasında erkek tohum hücrelerini içinde toplayarak döllenmeyi önleyen bir kılıftır. İstediğiniz sürece kullanabilirsiniz.

Spermisitler (Sperm Öldürücü Maddeler): Hazneye yerleştirilen ve erkek tohumlarını etkisiz hâle getirerek döllenmeyi önleyen fitil, jel, krem veya köpük şeklinde maddelerdir. İstediğiniz sürece uygulayabilirsiniz

Diyafram: Kubbe şeklinde, kauçuk yumuşaklığında olan ve cinsel ilişkiden önce rahim ağzına yerleştirildiğinde erkek tohum hücrelerinin rahim içine geçmesini engelleyen bir aile planlaması yöntemidir. İstediğiniz sürece uygulayabilirsiniz.

Doğum kontrolünde kullanılan araç gereçleri sağlık kuruluşlarından ve eczanelerden edinebilirsiniz.

Bölgenizde bulunan ana çocuk sağlığı merkezlerinden, sağlık ocaklarından ve diğer sağlık kuruluşlarından veya kadın doğum uzmanı olan bir doktordan bu yöntemlerle ilgili ayrıntılı bilgi alabilir, sizin için hangi yöntemin uygun olduğuna karar verebilirsiniz.

ERKEN VE DÜZENLİ DOKTOR KONTROLÜ

Erken ve duzenli doktor-kontrolu
Erken ve duzenli doktor-kontrolu

Doktor sizi gebelik öncesinde ve gebelik süresince anne ve bebeğin nelere ihtiyacı olduğu konusunda bilgilendirecek ve gerekli incelemeleri yaptıracaktır. Böylelikle baştan itibaren alınması gereken önlemleri ve uyulması gereken kuralları öğrenerek sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınızı artırmanız mümkün olacaktır. Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zaman hiç vakit kaybetmeden bir doktora başvurmalı, doktorun önerilerini dikkate almalı ve bu takipleri düzenli şekilde hamileliğiniz boyunca da sürdürmelisiniz. Böylece hem gerekli önlemleri almak hem de ortaya çıkabilecek olası sorunlarda erken teşhis ve tedavi mümkün olabilecektir.

Aşağıda, bebeğinizin sağlıklı doğması için nelere önem vermeniz gerektiği konusunda bazı bilgiler ve ipuçları yer almaktadır. Bu bilgileri özenle okuyun ve önerileri dikkate alın. Bu sayede sağlıklı ve mutlu bir bebek sahibi olmanız için büyük bir adım atmış olacağınızı aklınızdan çıkarmayın.

Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zaman bebeğinizin sağlıklı olması için bazı alışkanlıklarınızı değiştirmelisiniz.

SAĞLIKLI BESLENİN

Doğru beslenin ve ideal kilonuzu koruyun. Eğer her gün düzenli ve dengeli beslenirseniz kendinizi daha iyi hissedersiniz ve hamileliğe iyi bir başlangıç yapmış olursunuz. Sağlığınıza dikkat edin. Doktor kontrolünde yapılacak düzenli egzersiz, kilo kaybetmek veya ideal kiloyu korumak için iyi bir yoldur. Egzersiz yapmıyorsanız bile hamile kalmadan önce egzersize başlayabilirsiniz. Doktorunuza danışarak sizin için hangi egzersizlerin uygun olduğunu seçebilirsiniz.

Eğer aşırı şişmansanız hamile kalmadan önce kilo vermeye çalışın. Aşırı şişman kadınların Spina bifidalı çocuk sahibi olma riski diğer kadınlara göre iki kat daha fazladır.

Eğer çok zayıfsanız ideal kilonuza ulaşmaya çalışın. İdeal kilonuzun kaç olduğundan emin değilseniz bunu doktorunuza danışın. Hamileliğin başlangıcında kilo vermeye çalışmayın, bu bebeğiniz için zararlı olabilir.

Temiz ve iyi pişmiş yiyecekler yiyin. Bazı yiyecekler bebeğinize ciddi biçimde zarar verebilecek hastalıkların bulaşmasına neden olur. Bunu önlemek için çiğ veya az pişmiş et ve et ürünleri, tavuk, balık, yumurta gibi yiyecekleri yemeyin. Sebze ve meyveleri yıkamadan yemeyin. Pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanın. Beklemiş yiyecekleri ve sucuk, sosis gibi hazır etleri iyice pişirmeden yemeyin.

Kafeinli içecekleri azaltın. Kafeinli içeceklerin (kahve, çay, kola gibi) çok fazla içilmesi düşük riskini artırır. Bunların yerine su, süt ve meyve suyu içmelisiniz.

Folik asit alın. Hamile kalmadan üç ay önce ve hamileliğinizin ilk üç ayında günde en az 400 mikrogram folik asit içeren vitamin ilâçları almalısınız. Böylece bebeğinizin beyin ve omuriliğinin gelişmesini engelleyerek ciddi özürlere yol açan spina bifida hastalığı ile doğmasını büyük oranda önlemiş olacaksınız.

İyotlu tuz kullanın. Annedeki iyot eksikliği, bebeklerde hipotiroidi, büyüme ve gelişme geriliği, zekâ geriliği ve işitme özrüne neden olabilmektedir. Bu nedenle hamilelikten önce ve hamileliğiniz boyunca iyotlu tuz kullanmalısınız.

ZARARLI ALIŞKANLIKLARINIZI BIRAKIN

Sık alkol kullanan bir annenin bebeği zihinsel ve fiziksel bozukluklarla kendini gösteren Fetal Alkol Sendromu ile doğabilir. Bu nedenle hamilelik öncesinde ve hamilelik boyunca alkol almayı bütünüyle bırakmak en uygun davranış olacaktır.

Sigara dış gebelik, düşük ve erken doğum yapma riskinizi artıracaktır. Ayrıca hamileliği sırasında sigara içen annelerin bebeklerinde düşük doğum ağırlıklı doğma, çeşitli zihinsel ve fiziksel özürlerin oluşma riski de iki katına çıkar.

Uyuşturucu kullanan Annelerin düşük doğum ağırlıklı çocuklara sahip olma riski, kullanmayanlara göre sekiz kat daha fazladır. Hamileliğin erken dönemlerinde kokain kullanımı ciddi derecede doğumsal özürlere ve düşüğe neden olmaktadır.

HAMİLELİK SIRASINDA ŞUNLARI YAPMAKTAN MUTLAKA KAÇININ

DOKTORUN ÖNERDİKLERİ DIŞINDA İLÂÇ KULLANMAYIN

Hamilelik sirasinda sunlari yapmaktan mutlaka kacinin
Hamilelik sirasinda sunlari yapmaktan mutlaka kacinin

Hamilelik sırasında kullanılan pek çok ilâç bebek için güvenli değildir. Doktor kontrolü olmadan kullanılan ilâçlar bebeğin ciddi biçimde özürlü doğmasına neden olabilmektedir. Örneğin: Kortizonlu ilâçlar bebeğin yarık damak ve yarık dudaklı doğmasına neden olabilir. Bazı antibiyotiklerin bebeklerde işitme kaybına neden olduğu bilinmektedir. Hamilelik öncesi her kadın, doktoruna hangi ilâçların güvenli olduğunu sormalıdır. Ağrı kesiciler, bitkisel ilâçlar, zayıflama amacıyla ya da herhangi bir hastalığınız nedeniyle kullandığınız ilâçlar bebek için tehlikeli olabilir. Bu nedenle hamile kalmadan önce kullandığınız ilâçlarla ilgili olarak bir doktorla konuşmalı ve doktorun önerileri doğrultusunda yeni düzenlemelere gitmelisiniz.

RÖNTGEN ÇEKTİRMEYİN

Özellikle gebeliğin ilk aylarında röntgen filmi çektiren annelerin bebeklerinde özürlü doğum riski bulunmaktadır. Bu nedenle herhangi bir nedenle röntgen filmi çektirmesi istenen annenin hamile olduğunu doktora mutlaka söylemesi gerekir. Eğer hamileliğe karşı korunmuyorsanız, hamile olduğunuzu düşünmeseniz bile gebe olma olasılığınız vardır. Bu durumda da doktora mutlaka korunmadığınızı ve gebelik olasılığınız olduğunu anımsatmayı unutmayın.

TEHLİKELİ KİMYASALLARA MARUZ KALMAKTAN KAÇININ

İşte ve evde kullandığınız bazı temizlik maddeleri ve böcek ilâçları gibi kimyasal maddeler bebek için tehlikeli olabilir.

Eğer musluklarınız eskiyse içme suyunuza kurşun karışabilir ve bu bebek için zararlı olabilir. İşyerinizde maruz kaldığınız maddelerin zararlı olup olmayacağı konusunda doktorunuzla konuşun ve bu maddelere maruz kalmadan bu dönemi nasıl geçirebileceğinizi işvereninizle konuşun. Evde kokusu güçlü olan temizlik maddelerinden (çamaşır suyu, tuz ruhu vb.), kimyasallardan ve boyalardan uzak durun. Eğer bu maddelerden uzak duramıyorsanız eldiven giyerek, maske takarak ve iyi havalandırılmış bir ortamda çalışarak riski azaltabilirsiniz.

SICAK ORTAMLARDAN KAÇININ

Sıcak ortamlar bebeğinizin Spina Bifida hastalığı ile doğma riskini artırmaktadır. Bu nedenle hamileliğin erken dönemlerinde vücut sıcaklığını yükselten sauna, hamam, kaplıca gibi yerlerden uzak durulmalıdır.

STRESTEN UZAK DURUN

Stres, hamilelik sırasında ve hamilelikten sonra bebeğiniz ve sizin sağlığınıza zarar verebilir. Aşırı stres erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve düşük riskini artırabilir.

Bütün anne adaylarının bebek sahibi olmaya karar verdikleri zaman bu önlemleri alması gereklidir. Bu önlemleri alırken diğer taraftan da bebeğin yaşamını ve sağlığını tehlikeye atabilecek riskli bir durumunuz olup olmadığını öğrenmelisiniz.

GEBELİKTEKİ RİSKLİ DURUMLAR NELERDİR?

Gebelikteki riskli durumlar
Gebelikteki riskli durumlar

Annenin sağlığı, anne ve babanın ailesinde bulunan bazı sağlık sorunları, hamilelik süresince anneyi etkileyen çeşitli olumsuz faktörler anne karnındaki bebeği de etkilemektedir. Bu faktörlerin neler olduğunu, sizi etkileyebilecek riskleri hamile kalmadan önce öğrenmek, gerekli önlemleri almak, bebek ve anne için son derece önemlidir. Bu nedenle bebek sahibi olmaya karar veren anne baba adayları, kadın hamile kalmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmeli ve sağlıklı bir hamilelik için hazırlanmalıdır.

AİLENİZİN SAĞLIK SORUNLARI BEBEĞİNİZİ ETKİLEYEBİLİR

Bazı hastalıklar aileden geçen özellikler taşımaktadır. Bu nedenle anne baba adayları!!! yakın ve uzak tüm akrabalarınızı hesaba katarak ailenizde özürlü, kalıtsal veya sürekli hastalığı olan birinin olup olmadığını belirleyin.

Ailenizde böyle bir problem varsa hamile kalmadan önce doktorunuzla bu problemin sizin bebeğinizi nasıl etkileyebileceği konusunda konuşun.

Aileden kaynaklanabilecek ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokacak olası durumlar şunlardır:

AKRABA EVLİLİĞİ:

Akraba evlilikleri doğacak nesillerin sağlığını tehdit eden bir durumdur. Akraba evliliği sonucunda doğan çocukların, anne ve babası akraba olmayan çocuklara göre özürlü olma olasılığı iki kat daha yüksektir. Akraba evliliği yaptıysanız, çocuk sahibi olmadan önce ihtisas Hastanelerinin Genetik Bölümlerine başvurmalısınız. Ayrıca hamilelik döneminde çocuğun özürlü olup olmadığının ve gelişiminin değerlendirilmesi için düzenli olarak doktora gitmelisiniz.

KALITSAL HASTALIKLAR:

Kalıtsal hastalıklar ailemizden geçen hastalıklardır. Anne ya da baba adayının ailesinde bazı hastalıklar daha sık görülebilir. Anne babanın kendisinde bir hastalık olmasa bile, ailede görülen (anne, baba, amca, hala, dayı, teyze ve bunların çocukları dahil) hastalıkların çocuklarına geçme olasılığı çok yüksektir.

Nasıl ki saç rengi, göz rengi gibi özelliklerimiz yakınlarımızdan geçerse, aynı şekilde bazı hastalıklarda veya bebeklerimize geçebilmektedir. Bu hastalıklar bebeğe geçtiği zaman, bir kısmı bebeğin yaşam boyu fiziksel ya da zihinsel özürlü olarak yaşamını sürdürmesine yol açmaktadır.

KAN UYUŞMAZLIĞI:

Kan baba adayının Rh faktörünün pozitif (+) iken anne adayının faktörünün negatif olması (-) durumunda ortaya çıkabilecek riskli bir durumdur. Bu durum bebeklerde zeka geriliğine yol açabilir. Gebelik öncesi ya da gebelik döneminde anneye verilecek bir ilâç, oluşabilecek zararların önlenmesini sağlayacaktır. Hamile kalmadan önce kan uyuşmazlığı olup olmadığını öğrenmek için eşler kan gruplarını öğrenmelidir.

ANNENİN SÜREKLİ BİR HASTALIĞI VARSA BEBEK BUNDAN ETKİLENEBİLİR!

Annenin önceden beri taşıdığı bazı kronik hastalıklar hamilelik sırasında hem anne hem de bebek için tehlikeli olabilmektedir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, sara (epilepsi), guatr gibi sürekli hastalıklarınız varsa hamile kalmadan önce bir doktorla konuşup, bu gibi hastalıkların hamilelikte yaratabileceği tehlikeleri en aza indirmek için gerekli önlemleri alabilirsiniz. Böylece, bu hastalıklar nedeniyle bebeğinizin ve kendinizin zarar görmesini engellemiş olursunuz. Bu hastalıklara sahip olmalarına rağmen, düzenli olarak doktor kontrolünde gebeliğe başlayan ve sürdüren annelerin sağlıklı çocuk sahibi olmaları zordur.

GEBELİKTE GEÇİRİLEN ENFEKSİYON HASTALIKLARI BEBEK İÇİN ZARARLI OLABİLİR

Hamilelikte suçiçeği, kızamıkçık gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanmak bebek için çok tehlikelidir. Bu nedenle hamile kalmadan önce bu hastalıktan daha önce geçirip geçirmediğinizden ve aşılı olup olmadığınızdan emin olmanız gerekir. Bu hastalıklar daha önce geçirdiyseniz veya aşı olduysanız bir sorun yok demektir. Bundan emin değilseniz, bir sağlık kuruluşuna başvurarak yaptıracağınız kan testi ile öğrenebilirsiniz. Yapılacak test sonucunda bu hastalıklar geçirmediğiniz ortaya çıkarsa hamilelik öncesinde bağışıklığınızı arttırmak üzere size aşı yapılacaktır. Yapılacak bu aşı ile bebeğinizde oluşabilecek fiziksel ve zihinsel özürlere karşı önlem almış olursunuz.

Hamile kalmadan önce doktora başvurduğunuz zaman, doktor öncelikle bebeğin sağlığını ciddi olarak tehlikeye atan çeşitli enfeksiyonlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve diğer olası sağlık sorunları için sizi incelemeye alacaktır. Belli enfeksiyonlara karşı bağışıklığınızın olup olmadığını belirlemek için kan testleri yapacaktır. Çıkan sonuçlara göre tedavi veya aşı olarak bu sorunların bebek için tehlike yaratmasını önlemiş olacaksınız. Bu hastalıkların en önemlileri kızamıkçık, suçiçeği, toksoplazma, sarılık gibi hastalıklardır.

ANNE YAŞI BEBEĞİN SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR!

Genç yaşta (15-19 yaş) anne olanların bebeklerinde düşük doğum ağırlığı, gelişme geriliği, beyin kanaması, görme kaybı veya bağırsak hastalıkları oluşabilmektedir. Yaşınız 35 veya daha fazla ise bebeğinizde doğumsal özür riski artmaktadır. Down sendromu gibi fiziksel ve zihinsel özür oluşturan hastalıklar 35 yaş üstü annelerin bebeklerinde daha çok görülmektedir. Bu nedenle 15-19 yaşları arasında iseniz ya da 35 yaş üstünde iseniz, özellikle bebeğinizin sağlıklı biçimde doğması için gebelik öncesinde ve gebelik süresince doktor kontrolüne gitmeniz önemlidir.

HAMİLELİKTE BABANIN ROLÜ

Hamilelikte Babanin Rolu
Hamilelikte Babanin Rolu

Sağlıklı Nesiller için…

BABANIN SAĞLIĞI ve ALIŞKANLIKLARI BEBEĞİN SAĞLIĞINI ETKİLER

BABALAR DA HAMİLELİK ÖNCESİ PLÂNLAMA YAPMALI MIDIR?

Hamilelik kadına özgü bir olay olduğu için bebeklerin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinde bütün rolü kadınların üstlenmesi beklenir, alınacak önlemlerin ve uyarıların çoğu kadınlara yönelik olarak algılanır. Bu büyük oranda doğrudur. Fakat babaların da bebeklerin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinde önemli rolü vardır. Babalar, hem kendilerine ilişkin bazı konulara dikkat etmek, hem de eşlerine yardımcı ve destek olarak doğacak bebeğin sağlıklı olması için katkıda bulunmak zorundadırlar.

Babanın ailesinde kalıtsal bir hastalığın olması bebekte de aynı hastalığın görülmesine neden olabilir. Eğer kendinizde, ailenizde veya akrabalarınızda kalıtsal bir hastalık, özürl0 bir kişi varsa annenin gebe kalmasından önce bunu mutlaka doktora konuşmalı ve onun önerileri doğrultusunda hareket etmelisiniz.

Çalıştığınız yerde sürekli kimyasal maddelere maruz kalıyorsanız, tarlada böcekleri öldürmek için çeşitli zehirler kullanıyorsanız bunlar bebeğinizin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Eğer sizin için böyle bir tehlike varsa, eşiniz gebe kalmadan önce neler yapmanız gerektiğini doktorla konuşmalısınız.

Babaların sigara ve alkol kullanması bebeğin sağlığını tehlikeye atan önemli bir nedendir. Bu nedenle eşinizle beraber siz de sigara ve alkolü bırakmalısınız. Eşiniz sigara içmese bile sizin içtiğiniz sigaranın dumanını soluması (pasif içicilik) bebek için zararlıdır.

Babanın aşırı şişmanlığı, stres, kötü beslenme alışkanlıkları da bebeğin sağlığını etkiler. Hem bebeğinize destek olmak hem de olası tehlikeleri en aza indirmek için yaşam biçiminizi gözden geçirmeli ve yeniden düzenlemelisiniz.

BABALAR HAMİLE EŞLERİ İÇİN NELER YAPMALIDIR?

Baba adayları;
Hamilelik ve doğumda önemli bir rol oynayabilirsiniz. Bir aile olduğunuzu ve birbirinizi desteklemeniz gerektiğini unutmayın ve duygularınızı eşinizle paylaşın.

-Eşinizin stresten uzak kalmasına yardımcı olun,
-Evinizin bebek için hazırlanması işlemlerine katılın,
-Eşinizin sağlıklı beslenmesi konusunda ona destek olun.
-Alkol ve sigaradan kaçınmasına yardımcı olun. Eğer sigara içiyorsanız eşinizin yanında sigara içmeyin. Pasif içicilik de bebek için zararlıdır,
-Eşinizin erken ve düzenli olarak doktora gitmesi konusunda onu destekleyin. Doktor ziyaretleri sırasında eşinizin yanında olun. Doktorun önerilerini uygulaması için eşinize yardımcı olun,
-Ev işleri, çocuk bakımı ve diğer günlük işlerde sorumlulukları eşinizle paylaşın,
-Her gün düzenli olarak eşinizle birlikte yürüyüş yapın, Eşinizin bağ, bahçe, tarla işleri gibi ağır işler yapmasına engel olun,
-Annenin hamileyken şiddet içeren davranışlara maruz kalması (dayak gibi) bebek için oldukça tehlikelidir. Eşinizin bu tür davranışlara maruz kalmasına izin vermeyin.

]]>