Hz. Peygamberin – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Sun, 13 Aug 2023 19:21:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg Hz. Peygamberin – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 Kadın Hakları ile Aile (Hz Peygamberin getirdiği) https://kocaelikent.com/kadin-haklari-ile-aile-hz-peygamberin-getirdigi/ Sun, 12 Apr 2020 02:03:45 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58683

Kadın Hakları ile Aile (Hz. Peygamberin getirdiği) … “Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları, örf ve adete göre onların her türlü yiyecek, giyecek ve ihtiyaçlarını karşılamanızda…” ayrıntılar hayaldefterim de…
M. Emin DEMİRÇİN

Kadın Hakları ile Aile (Hz. Peygamberin getirdiği)

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 16. maddesinde düzenlenen evlilik ve aile konusunda sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyuruyor:

İnsanlar,
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Tanrı emaneti olarak aldınız. Onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, kadınlarınızın ailesini, hoşlanmadığınız hiç kimseye çiğnetmemenizdir. Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları, örf ve adete göre onların her türlü yiyecek, giyecek ve ihtiyaçlarını karşılamanızda. Onlar sizin haklarınıza riayet etsinler, siz de onlara nezaketle muamele edin, Bir kadını, kocasının izni olmadıkça onun malından bir şeyi başkasına vermesi helal olmaz. Çocuk kimin nikâhı altında doğmuş ise ona aittir. Ve zina suçunu işleyen kişi, çocuk üzerinde hak iddia edemez, Bunların hesabını Allah görecektir, İslâm, insanların sağlıklı nesiller yetiştirilerek insanlığım be kası için evlilik bağının “nikâh” müessesesinin gerekliliğini ve kutsiyetini ifade etmiştir.

İslâm toplumu, aksiyonunu çağa kabul ettirmemiş bir büyük güçtür. Kendi içinde bin parçaya bölünmüş bu büyük güç, sahip olduğu İlâhî emaneti, Kur’an gerçeklerini, insanlığa sunabilmesi için, öncelikle kafa ve gönlü ile ilgili iç rahatsızlıklarını olumsuz şartlanmalarını gidermek zorundadır.

İslâm’ın ideali insan idealidir. İnsanoğlu tam manasıyla İslâm olmuştur. Ruhsuz insan, İslâm’ın modelleştirdiği insan değildir. İslâm Kur’an-1 Kerim ve Sünnet-i Seniye’nin kalıbında ideal insan örneği vermiştir. Zaten din duygusu beşeriyetle doğmuş ve beşeriyetle birlikte devam edecektir.

Malumdur ki, her canlı gibi bizim dünyamız da madde ve ruhtan ibarettir. Görülebilen her şey maddedir. Maddeleri hareket ettiren ruh Allah’ın emrindedir. Yeryüzünün ruhu ise Kur’an’dadır. Her insan, gönül bağından bir telefon şebekesi gibi bu Kur’an ipliği ile Allah’a bağlıdır. Onun için Kur’an’la alâkasını kesen her insanın Allah’la olan bağlantı kesmiş demektir. İdeal yükselmek isteyen insan hayatının mihveridir. Bu sebepten ferdi ve içtimai hayatının üstünlük mimarı bu idealin kuvvet ölçüsü ile olur. Sağlam idealden mahrum olan insan çürüyüp çökmeğe mahkumdur.

]]>
Hz Peygamberin getirdiği İnsan Hakları (1’inci bölüm) https://kocaelikent.com/hz-peygamberin-getirdigi-insan-haklari-1inci-bolum/ Thu, 09 Apr 2020 02:49:50 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58665

Hz Peygamberin getirdiği İnsan Hakları (1’inci bölüm) … “Biz Müslümanlara göre insan haklarının hatları 632 yılında Resullulah (S.A.V.) tarafından, Veda Hutbesinde çizilmiştir. Bu bakımdan insanlık bu çerçeveye ne kadar ulaşabilmiş ise o kadar mutludur…” ayrıntılar hayaldefterim de…
M. Emin DEMİRÇİN

Hz Peygamberin getirdiği İnsan Hakları (1’inci bölüm)

İslâm’da insan hakları ve temel hürriyetler Kur’an ayetleri ve Allah Resulünün açıklama ve uygulamaları ile belirlenmiş olup Asr-1 Saadetten bu yana 14 asırlık bir geçmişe sahiptir.

“Hak ve hürriyetlerinin temelleri olan eşitlik, kardeşlik, hürriyet, adalet…”

Batıda ise insan hakları yüzyıllar süren mücadeleler sonucu Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 1948 yılında kabul edilmesiyle insan hakları ve hukuku uluslararası nitelik kazanmıştır. Peygamber (S.A.V.)’in insan hak ve hürriyetlerinin temelleri olan eşitlik, kardeşlik, hürriyet, adalet, hakkaniyet, can güvenliği, mülkiyet hakkı, şeref ve haysiyetin korunması, aile ve kadın hakları, görev, sorumluluk ve diğer ekonomik ve sosyal hakları vurguladığı Veda Hutbesinde insanlık tarihinin günümüzdeki anlamı ile ilk insan hakları beyannamesi niteliğindedir.

Neye göre insan hakları?

İnsan haklarını kendi değer yargıları ve çıkarlarına göre değerlendiren batı dünyası, çıkarlarına dokunulmadığı yerde, insan hakları meselesini rahatlıkla unutabiliyorlar.

Bugünlerde insan hakları Türkiye’nin gündeminin’ başlarında geliyor. Biz Müslümanlara göre insan haklarının hatları 632 yılında Resullulah (S.A.V.) tarafından, Veda Hutbesinde çizilmiştir. Bu bakımdan insanlık bu çerçeveye ne kadar ulaşabilmiş ise o kadar mutludur.

]]>
Hz. Peygamberin getirdiği İnsan Hakları (2’nci bölüm) https://kocaelikent.com/hz-peygamberin-getirdigi-insan-haklari-2nci-bolum/ Wed, 08 Apr 2020 01:40:41 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58668

Hz. Peygamberin getirdiği İnsan Hakları (2’nci bölüm) … “Bu gelişmenin son safhası olarak II. Dünya Savaşı sıralarında bir araya gelen ABD Başkanı (Roosvelt) ve İngiltere Başkan (M. Churchill) Atlantik Şartında insan haklarının önemine değinmişlerdir.” ayrıntılar hayaldefterim de…
M. Emin DEMİRÇİN

Hz. Peygamberin getirdiği İnsan Hakları (2’nci bölüm)

Fakat bütün dünyada insan haklarının tarihi verilirken ağızbirliği edilmişçesine Avrupa tarihi göz önüne alınarak, Fransız ihtilali ve sonrası, Avrupa’da meydana gelen bu yoldaki gelişmeler sıralanır. Bu gelişmenin son safhası olarak II. Dünya Savaşı sıralarında bir araya gelen ABD Başkanı (Roosvelt) ve İngiltere Başkan (M. Churchill) Atlantik Şartında insan haklarının önemine değinmişlerdir. 1942 tarihli Birleşmiş Miletler Beyannamesinde de hayat hakkı ile din ve vicdan hürriyeti, teşkilatın temel amaçları arasında zikredilmiştir. Nihayet 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilmiştir.

Bir bakıma bu yaklaşık üçyüz yıldır dünyanın “Eurocentric”leştirilmesi (Avrupa merkezlilik) hadisesinin mantıki bir sonucu veya devamıdır. Yani dünyanın her şeyi ile Avrupalı değerler merkez ve temel kabul edilerek yorumlanıp değerlendirilmesi hadisesidir. Bu suretle kavramlar her ne kadar evrensel boyutlu gösterilse de Avrupa içerikli ve tariflidir.

Bu Avrupa için normaldir de onun dışındaki dünya için düşünülmesi gereken bir durumdur. Avrupa merkezlilik o hale gelmiştir ki, burnumuzun dibindeki, doğu ve güneydoğu komşularımızın bulunduğu bölgelere biz de “Ortadoğu” diyoruz. Hatta daha garibi Endonezyalı Müslümanlar bile bu bölgeyi aynı adla çağıyorlar… Niçin mi? Çünkü bu topraklar Avrupa, özellikle İngiltere için Ortadoğu’dur. Uzakdoğu Çin Seddi, Yakındoğu’da Anadolu ise Arap dünyası da Ortadoğu olmalıdır. Bu, dünyayı Avrupa merkezli pergelle ölçme mantığının bir ürünüdür. Bu durumun insan hakları konusunda da geçerli olduğunu söylemiştik.

]]>