Kocaeli Madeni İşler Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın mart ayında yapılacak olan kongre öncesinde Okyay Hidrolik Yönetim Kurulu Başkanı Onur Okyay adaylığını açıklamıştı. Seçim çalışmalarına başlayan Okyay, bugün Doğu Sanayii Vezir çiftliği esnafları ile bir araya gelerek kahvaltı da buluştu, Kardeşler Egzoz’da bir araya gelen üyeler kahvaltı sonrası seçim projelerini değerlendirdi. Katılım sağlayan üyeler arasında bulunan, Kardeşler Pompa sahibi aynı zaman da Refah partisi İzmit İlçe başkanı olan Musa Mahya başkan adayı Onur Okyay’a destek oldu.

YENİ DÖNEMDE HAK ETTİĞİ YERDE OLACAK

Kocaeli Madeni İşler Esnaf ve Sanatkarlar Odası başkan adayı M. Onur Okyay, “1966 yılından beri faaliyette bulunan odamız da yeni çağın gerektirdiği kaliteye en kısa sürede ulaşacak. Ben ve yönetimimin en büyük projesi ise meslekte birlik ve dirliğin tesis edilmesi olacak. Biz güçlü bir odanın mensubuyuz. Gerek hacim gerekse üye çoğunluğuyla bu kentin en önemli odalarından biri olan Kocaeli Madeni İşler Esnaf ve Sanatkarlar Odası, yeni dönemde hak ettiği yerde olacak. Üyelerimizin sorunlarının çözümü, işleyişlerin hızlanması anlamında ciddi projelerle geliyoruz. hayırlara vesile olmasını dilerim. Yönetim kurulumuzdaki değerli kardeşlerim ve ağabeylerime de bana güvenip inandıkları için ayrıca teşekkür ederim” dedi

Andız: ‘Gazetecilik toplumun bilgi edinmesi açısından kutsal bir meslektir’ … Andız; “Yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olarak denetim görevini sürdüren gazeteciler topluma gerçekleri anlatmakla yükümlüdür” dedi. ayrıntılar kent defterinde…

Andız: ‘Gazetecilik toplumun bilgi edinmesi açısından kutsal bir meslektir’

CHP Gençlik Kolları Kocaeli İl Başkanı Emre Andız, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Deniz Karamert– 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan CHP Gençlik Kolları Kocaeli İl Başkanı Emre Andız; “Toplumun bilgi edinmesi açısından kutsal bir mesleği icra eden tüm basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun” dedi.

“Gazeteciler topluma gerçekleri anlatmakla yükümlüdür”

Gazetecilik mesleğinin toplumun bilgi edinmesi açısından kutsal bir meslek olduğunu ifade eden CHP Gençlik Kolları Kocaeli İl Başkanı Emre Andız; “Gazetecilik, fedakârlık ve sorumluluk isteyen, zor şartlarda yapılan önemli bir meslektir. Yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olarak denetim görevini sürdüren gazeteciler topluma gerçekleri anlatmakla yükümlüdür” dedi.

“Basının hür sesi o ülkenin karnesidir”

Basının hür sesi o ülkenin karnesidir diyerek sözlerine devam eden Andız, “Bir ülkede demokrasiden söz etmek istiyorsak bu ancak özgür, ilkeli, tarafsız ve etik anlayışa sahip bir medya ile sağlanabilir. Bizler halkı doğru bilgilendirmek adına korkusuzca haber yapan ve bu nedenle baskı gören, tutuklanan tüm basın emekçilerimizin yanındayız” ifadelerini kullandı.

“Başarılar diliyorum”

Andız; “Kamuoyunun haber alma hakkını yerine getirmek amacıyla doğru eksiksiz ve tarafsız bilgi akışı için ter döken emek veren fedakarca zor şartlarda çalışan değerli basın mensuplarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü içtenlikle kutluyorum. Önemli bir kamu görevi olan çalışmalarında üstün başarılar diliyorum. Özgür ve tarafsız bir basın için, içinde bulunduğumuz günler kutlamadan öte bir mücadele günü durumundadır, bu noktada değerli basın mensuplarına mücadelelerinde de üstün başarılar diliyorum” dedi.

ABD’nin Ortadoğu’daki üsleri nerede ve ne kadar askeri var? … ABD, Kasım Süleymani’nin kendilerine saldıracağını iddia etse de suikasttan sonra ABD’nin bulunduğu ülkelerdeki durumu tartışılmaya başlandı. ayrıntılar kent defterinde…

ABD’nin Ortadoğu’daki üsleri nerede ve ne kadar askeri var?

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kasım Süleymani’yi öldürme emrinin ardından, suikast tüm bölgede şok dalgası yarattı. ABD, Kasım Süleymani’nin kendilerine saldıracağını iddia etse de suikasttan sonra ABD’nin bulunduğu ülkelerdeki durumu tartışılmaya başlandı. Ayrıca Bağdat Parlamentosu, ABD askerlerinin ülke dışına çıkmasını oylayarak duruma tepki gösterdi. Gerilim artarken ABD bölgeye takviye güçler gönderiyor.

Peki ABD’nin hangi bölgelerde ne kadar askeri bulunuyor?

Afganistan

Yaklaşık 3 bin insanın hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarının ardından ABD askeri olarak Afganistan‘a müdahale etti. Saldırı, ABD için Ortadoğu’ya yakın bulunan bir yerde konumlanmasına zemin hazırladı. Birleşik Devletler, Taliban yönetimini indirmesine rağmen, Taliban güçlü bir isyancı güç olarak kaldı ve savaştan 18 yıl sonra bile bölgeleri geri almayı başardı. Trump Başkanlığı ardı ardına Katar’ın başkenti Doha’da Taliban yetkilileriyle diplomatik görüşmeler yaptı. Görüşmeler devam eden şiddet eylemlerinden dolayı kesilse de ABD yaklaşık olarak 14 bin askeri geri çekmeyi değerlendirdi. Ardından ABD’nin Afganistan‘daki en büyük üssüne yapılan saldırıdan sonra barış görüşmeleri masada kaldı ve ABD bölgeden çekilmeyi durdurdu.

Bahreyn

ABD 2. dünya savaşından beri Bahreyn’de askeri varlığını sürdürmeye devam ediyor. 7 bin ABD askeri Bahreyn’e konuşlanmış durumda.

Bahreyn’i yılladır yöneten, Sünni Müslüman monarşi sürekli İran’ın ülkedeki Şii nüfus üzerindeki etkisinden dolayı kaygılandığını açıklıyor ayrıca Bahreyn Pers Körfezinde (Basra) devriye atmak için ABD öncülüğünde oluşturulan koalisyona ilk katılan ülkelerden. Bir askeri yetkili Newsweek’e yaptığı açıklamada, İran’dan gelen ABD’nin en yakınının Bahreyn’de olan bölgede bulunan 35 askeri üssünün hedeflendiği söyleminin ardından, Birleşik Devletlere ait Patriot füzelerinin tetikte beklediğini söyledi.

Irak

1991 Körfez Savaşından sonrası Irak’ta uçuşa yasak bölge ilan eden ABD, 2003 yılında Irak’ı işgal etti. 2011 yılında askerlerini geri çeken ABD, 2014 yılında IŞİD’in bölge kazanması sonrası tekrar binlerce askerle bölgeye yerleşti.

Irak Parlamentosunun ABD’nin 6 bin askerlerini geri çekmesini istemesinin ardından Trump yaptırım tehdidinde bulundu.

Ürdün

Yıllardır Batının müttefiki olan Ürdün, İsrail ile barış antlaşması imzalayan ikinci Arap ülkesi. (Diğeri ise Mısır)

Ürdün Krallığı, ABD’nin Suriye’deki iç savaşta isyancıları destekleme programına olanak sağladı.

Ürdün, IŞİD’le mücadele kapsamında Irak sınırında bulunan yaklaşık 3 bin ABD askerine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Ürdün de bölgede istikrarsızlığı etkileyecek tehlikelere karşı uyarılarda bulundu.

Kuveyt

İşgalci Irak güçlerinin 1991’de yenilmesinden sonra, ABD Kuveyt ile bir askeri anlaşma imzaladı ve o tarihten beri Kuveyt Pentagon’un en önemli merkezi oldu. Ekim’de ABD güçleri ve zırhlı araçları, Trump’ın kısmi geri çekilme kararından sonra Kuveyt’ten alınıp Suriye’nin kuzeyine petrol kaynaklarında kontrolü desteklemek için tekrar konuşlandırıldı.

ABD ve İran arasında gerilim tırmanırken, Kuveyt resmi olarak Pentagon personelini kabul etti. Ülkede şu anda yaklaşık 13 bin ABD askeri bulunuyor.

Ayrıca Kuveyt İran ile olan yakınlığına rağmen Irak’la resmi ilişkilerini sürdürüyor ve Süleymani’ye suikast düzenleyen droneların kendi ülkelerinden çıktığı iddiasını reddediyor.

Umman

Umman diplomatik olarak İran’la ilişkilere sahip ve zaman zaman İran ve ABD arasında ‘arka bahçe’ olarak işlev gördü. Sultanlık, çoğu bölgesel meselede tarafsızlık için mücadele etse de 1980’den beri ABD buradaki askeri üslere ulaşım sağlayabiliyor.

Umman, Hürmüz Boğazı’na yakınlığıyla stratejik bir pozisyona sahip ve bu bölgede yaklaşık 600 ABD askeri bulunuyor. Umman açıklarında petrol taşıyan gemilere yapılan saldırılar tekrar gerilimi tırmandırmış, ABD, İran’ı suçlamasına rağmen İran iddiaları reddetmişti. Ardından İran Umman dahil, bölgede bulunan ülkeleri Hürmüz Barış Çabası için koalisyon kurmaya davet etmişti.

Katar

Katar Ortadoğu’da bulunan en büyük ABD üssüne ev sahipliği yapıyor. El Udeid Hava Üssü Birinci körfez savaşından sonra inşa edildi. Bu devasa üs CENTCOM’la birlikte bugün yaklaşık 13 bin ABD askerine ev sahipliği yapıyor.

2017 yılında, Katar’ın İran’la devam eden ilişkileri ve Müslüman Kardeşlere olan desteğinden dolayı, Suudi Arabistan bu küçük yarımada ülkesine karşı genel boykot ilan etmişti. Bahreyn, Mısır ve BAE boykot kararının ardından Katarla ilişkisini kesmişti.

ABD, Suudları -Katar’ın terörü desteklediği iddiaları dahil- bazı suçlamaları tekrar etse de, bu krizde resmi olarak tarafsız kaldı. Katar Ayrıca 2017 yılından beri Türk askerlerine de ev sahipliği yapıyor.

Suudi Arabistan

Körfez Savaşından sonra Suudi Arabistan yüksek sayıda ABD askerini ülkeye kabul etti. Bu tartışmaları kararın ardından savaştan sonra da ABD güçleri ülkede kalmaya devam etti.

ABD 2003 yılında Irak’ı işgal etmeden yaklaşık bir ay önce askerlerini Suudi Arabistan’dan çekti. Trump Başkanlığı döneminde ABD askerleri, İran tehdidinden dolayı geçen yaz Suudi Arabistan‘a tekrar geri döndüler.

İran ve Suudi Arabistan uzun süredir bölgede nüfuz konusunda mücadele halinde ve 2016 yılında Suudi Arabistan‘ın Şii lider Nimr Bakır el-Nimr’ı idam etmesinden sonra Tahran’da bulunan Suudi Büyükelçiliği ateşe verilmiş ve iki ülke arasındaki ilişkiler daha da bozulmuştu. Suudi Arabistan’da şu an 3 bin ABD askerinin bulunduğu tahmin ediliyor. Ayrıca Ensarullah militanlarının -arkasında İran’ın olduğu düşünülen- petrol tesislerini hedef almasından sonra, Pentagon buradaki hava savunma füzelerinin sayısını arttırdı.

Suriye

ABD 2011 yılında Suriye’de başlayan isyanda cihatçı grupları destekledi fakat doğrudan müdahalede bulunmadı. 2014 yılında IŞİD karşıtı koalisyonun öncülüğünü yaptı. Bu hamle İran‘ın en yakın ve uzun soluklu müttefiklerinden olan Şam’a desteğini arttırmasından sonra gerçekleşti.

Irak’ta olduğu gibi, Suriye’deki İran müdahaleleri çoğunlukla Kasım Süleymani tarafından yönetildi. ABD ve İran’da IŞİD’e karşıydılar fakat ikisi de farklı fraksiyonları desteklediler. Pentagon’un daha sonraki müttefiki Kürtlerin çoğunluğunu oluşturduğu DSG oldu. Trump yıllardır Suriye’den askerlerini çekmek istediğini ifade ederken, Şam hem ABD hem de Türkiye’nin topraklarını işgal ettiğini ve bir an önce terk etmeleri gerektiğini defalarca kez istedi. Türkiye’nin Ekim ayında gerçekleştirdiği saldırı sonrası Trump bölgede, çoğunluğu petrol bölgelerinde olan, yaklaşık 800 asker bıraktı.

Türkiye

CENTCOM operasyon alanının dışında olmasına rağmen Türkiye‘nin İncirlik hava üssünde yaklaşık 2 bin 500 ABD askeri bulunuyor. ABD Avrupa Komutanlığı olarak hizmet veren bu yerde, nükleer silah da bulunmakta. Türkiye 1952’den beri NATO üyesi olmasına rağmen Suriye’de ABD destekli Kürtler ile savaşıyor ve Rusya’yla ilişkilerini geliştiriyor.

Ayrıca Türkiye, ABD’nin İran yaptırımlarına karşı çıkıyor ve 2 ülke de Rusya‘yla birlikte Suriye’deki barış görüşmelerinde yer alıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri

BAE İran’la tansiyonun yükseldiği cephe hattında yaklaşık 5 bin ABD askerine ev sahipliği yapıyor. Geçen yıl İran tarafından düşürülen ABD dronu BAE’den kalkmış ve tanker saldırıları da Emirlik sularında gerçekleştirilmişti. Yine de son aylarda Abu Dabi iki taraflı deniz işbirliğine ev sahipliği yaparak ve bölgesel diplomasi çağrılarında bulunarak, İran’a karşı duruşunu yumuşatmış görünüyor.

Ayrıca Emirlik, Suudi öncülüğünde yürütülen Yemen’deki savaşta varlığını azaltıyor.

BAE ve ABD ilk savunma anlaşmasını 1994 yılında imzaladı. Bölgedeki diğer güçler gibi Abu Dabi de Rusya ve Çin gibi büyüyen ülkelerle ilişkilerini geliştirmesine rağmen, ABD’yle yakın işbirliği hala devam ediyor. Kaynak: Newsweek

Gergerlioğlu: ‘5 yaşındaki çocuk Cezaevinde çıplak aramaya maruz bırakıldı’ … Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinde 5 yaşındaki bir çocuğun çıplak aramaya maruz bırakıldığı iddia edildi. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, konuyu TBMM gündemine taşıdı. ayrıntılar kent defterinde…

Gergerlioğlu: ‘5 yaşındaki çocuk Cezaevinde çıplak aramaya maruz bırakıldı’

Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinde 5 yaşındaki bir çocuğun çıplak aramaya maruz bırakıldığı iddia edildi. Çocuk ve insan hakları savunucuları, bunun yasalarda yeri olmadığını ve ciddi bir hak ihlali olduğunu vurguladı. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da iddiayı TBMM gündemine taşıyarak Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

“…sırf bu aramalar yüzünden”

3 Ocak’ta Bafra T Tipi Kapalı Cezaevine eşinin görüşüne giden H.M., gözlemlerini HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderdiği mektupta anlattı. Cezaevi görevlilerinin, aramalarda kadınların pedine ve küçük çocukların pantolonunun içine dahi baktığını yazan H.M., “Bugün yeni tanıştığım bir kadının 5 yaşındaki oğlu bir daha görüşe de gelmek istememiş sırf bu aramalar yüzünden” iddiasını öne sürdü. Mektupta şu ifadeler yer aldı:

“Kadınların sütyenlerinin içine bile bakıyorlar”

“Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kadınların pedine varana kadar arama yapıyorlar, çocuklara da aynı şekilde pantolon içine varana kadar arama yapıyorlar. Bugün yeni tanıştığım bir kadının 5 yaşındaki oğlu bir daha görüşe de gelmek istememiş sırf bu aramalar yüzünden. Babası çok özlediği için annesi zar zor ikna edip getirmiş. Annenin ricası ile anne gözetiminde bakmışlar çocuğa. Kapalı görüşte bile böyle yapıyorlar. Kadınların sütyenlerinin içine bile bakıyorlar. Eşim Erzurum’dan Bafra’ya yeni nakledildi. Erzurum’da böyle bir muamele görmedim ben. Bugün 3 Ocak 2020’de ilk defa görüşe gittim ve şok oldum. Çocuklarımı babalarını görmeye götürmemeyi düşünüyorum artık.”

Çocuk Hakları Savunucusu Kırımsoy: “çok tramvatik bir olay”

Sosyal hizmet uzmanı ve çocuk hakları savunucusu Emrah Kırımsoy, çıplak aramanın bir hak ihlali olduğunu vurgulayarak bunun 5 yaşındaki bir çocuğa yapılmasının da kabul edilemez olduğunu belirtti. Kırımsoy, şu görüşleri paylaştı:

“Bunları yaşayacaksam neden buraya bir daha geleyim”

“Öyle bir teknolojideyiz ki hiçbir şekilde çıplak aramaya ihtiyaç yok. Çıplak arama, bedensel söz hakkının sınırlarına doğrudan bir müdahale. Güvenlik kaygısı nedeniyle insan onuruna karşı yapılan bir eylem olarak da değerlendirilebilir. Güvenlik algısının, karşısındaki insanları araçsallaştırması ve insani ilişkiden uzak olması, gerçekten çok hüzünlü ve insan hak ihlali. Çocuk üzerindeki etkisi ise bedenine yönelik söz hakkına müdahale, bunun tekrar yapılabilir hale gelmesi gibi büyük etkilere maruz bırakıyor. Her çocuk bundan başka türlü etkilenebilir. Çok tramvatik bir olay. Çocuğun adına konuşmak doğru olmayabilir belki ama utanma, kirlenme… ‘Bunları yaşayacaksam neden buraya bir daha geleyim’ diyebilir.”

Avukat Hasan Erdoğan: “yasal olarak mümkün değil”

Ankara Barosu Çocuk Hakları Komisyonundan Avukat Hasan Erdoğan da yasal olarak 5 yaşındaki bir çocuğa bu şekilde bir arama yapılmasının mümkün olmadığını söyledi.

Erdoğan, “Cezaevlerine girişte iki kapıdan geçilir. Birincisi ana kapıdır ve x-ray cihazı vardır ve çok hassas cihazlardır. Yani üzerinizde bir toplu iğne bile olsa görünür. Ayrıca bağımsız bölümler vardır. Örneğin kadın cezaevi, çocuk cezaevi gibi bağımsız bölümler vardır. O bağısız bölümlere giderken, daha detaylı arama yapılır. 5 yaşındaki bir çocuğun fiziki aranması ya da çıplak aranmaya maruz kalması ciddi bir hak ihlalidir” diye konuştu.

TBMM’ye taşındı

İddiaları Meclis gündemine taşıyan Faruk Gergerlioğlu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:

*Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bahsi geçen iddialar doğru mudur? Eğer bu iddia doğruysa neden bu şekilde bir arama yapılmaktadır?
*Eğer insan hakları ihlalleri yapıldığı iddiaları doğruysa ihlal eden personeller hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır? Varsa akıbeti nedir?
*Eğer bu iddialar doğruysa cezaevlerinde arama esnasında gelen çocukların pantolonlarının içine bakılması hangi tüzük ve yönetmelikte yer almaktadır?
*Hükümlü ve tutuklu yakınlarının görüşe girmek üzere iken yapılan aramalar hangi safhalardan geçmektedir.

Çakar: ‘Suçluluk psikolojisi AKP’lileri çıldırttı’ … Çakar; “Biz MİA da tartıştık, biz Ensar Vakfı’na, TÜGVA’ya, TÜRGEV’e düşük bedellerle belediyenin taşınmazları verilirken tartıştık. Tepeköy’de belediyeye ait yurt binasının TÜGVA’ya bedelsiz verildiği zaman tartıştık” dedi. ayrıntılar kent defterinde…

Çakar: ‘Suçluluk psikolojisi AKP’lileri çıldırttı’

Çakar’dan sert çıkış…

CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar, “Suçluluk psikolojisi AKP’lileri çıldırttı” dedi.

Dün İzmit Belediye Meclis toplantısında yaşanan tatsız olayların yankıları bugüne de yansıdı. Dün yaşananlar sonrası ilçe binasında basın toplantısı yapan CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar, “2014-2019 döneminde mecliste muhalefetteyken almış olduğumuz kararlarda İzmit halkının menfaatlerini öncelik edinip bu şiarla siyaset ürettik. Kavgacı tutumdan yana olmadık, kendi kişisel menfaatlerimizi düşünmedik bu minvalde siyaset yapmadık, tek derdimiz vardı; İzmit halkının bize vermiş olduğu muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmek“ diye konuştu.

“İzmit halkının çıkarları içindi”

Başkan Çakar, “Bizim de bu dönemde mecliste gerginlik yaşadığımız, tartıştığımız konular oldu ama o konular birilerinin çıkarı için değildi, İzmit halkının, kentin geleceğini doğrudan etkileyen konulardı. Biz MİA da tartıştık, biz Ensar Vakfı’na, TÜGVA’ya, TÜRGEV’e düşük bedellerle belediyenin taşınmazları verilirken tartıştık. Tepeköy’de belediyeye ait yurt binasının TÜGVA’ya bedelsiz verildiği zaman tartıştık, pazarcıların hakları ihlal ediliyor diye tartıştık, ama AKP meclis üyeleri dün yakınlarına sağlanan rant kesildiği için tartışma çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.

“Kaos ve kavga ortamı siyaset yapmaya çalışıyorlar”

CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar açıklamasını şöyle sürdürdü: “AKP’li Meclis Üyeleri dışarıda işçileri savunuyor gibi görünürken mecliste geçen dönem belediye başkanı sayın Nevzat Doğan’ın, seçime çok az bir süre kala yakınlarına vefa gösterisini savunarak haksız şekilde sözleşmeli memur yapılanları kollamaya çalışıyor. Gider ayak birçok usulsüz atama gerçekleştirenler halka hesap vermek yerine mecliste kaos ve kavga ortamı üzerinden siyaset yapmaya çalışıyorlar.

Dün mecliste AKP meclis üyelerinin yaptıkları; İzmit halkına, İzmit halkının iradesine saygısızlıktır. Belediye meclisleri halka hizmet götürmek için çalışır, siyasi partilerin kendi rant ve çıkarlarını tartışmak için değil”

“İzmit halkı en güzel cevabı vermiştir”

Çakar, “AKP’li Meclis Üyeleri, mecliste kavga çıkararak yandaşlara peşkeş çekilmiş kamu malının açığa çıkmasını, İzmit halkının doğru haber alma hakkını önlemeye çalışmaktadır. Ancak İzmit halkı 31 Mart Yerel seçimlerinde Fatma Kaplan Hürriyet’i seçerek AKP zihniyetine en güzel cevabını vermiştir. CHP’li belediyelerin temel prensibi şeffaflıktır. Biz bu ilkeden asla ödün vermeyeceğiz, biz halkımızı yaptıkları her türlü usulsüzlükten haberdar edeceğiz, insanların iyi niyetlerini sömürüp, akılları ile alay edenlere inat şeffaf çalışacağız” dedi.

“İntikam duygusunun dışa yansımasıdır”

CHP İzmit İlçe Başkanı Çakar, “Yine AKP’li Meclis Üyeleri partilerinin geçmiş dönemde yaptıkları hataları kabul edip İzmit halkından özür dilemeleri gerekirken, AKP’li Meclis Üyesi Vedat Yoldaş, mecliste görüşmeler sırasında müfettiş raporu ile tescillenmiş usulsüzlükleri halka anlatan başta Belediye Başkanımız Fatma Kaplan Hürriyet olmak üzere tüm CHP’lileri hedef göstererek “5 yıl sonra belediyeyi alırsak sizin döneminizde alınan işçileri işten çıkaracağız” diyerek aklınca tehditler savurmuştur. Aslında bu refleks onların bilinç altında yatan intikam duygusunun dışa yansımadır. Biz rövanşist duygularla belediyede hizmet vermeye çalışmıyoruz. Bizim dünya görüşümüzde intikam, kin, kendi nefsi için hırs yoktur.

AKP Meclis Üyesi Vedat Yoldaş’ın ifadelerinde de anlaşılmaktadır ki AKP zihniyeti bu duygularla belediyeyi yönettiklerini, (Allah korusun) olur da yine belediyeyi alırlarsa bu mantıkla yöneteceklerini itiraf etmişlerdir” diye konuştu.

“Yaşananların tek sorumlusu AKP belediyeciliği ve politikalarıdır”

Çakar açıklamasının devamında, “Oysa İzmit Belediyesi kimseyi işten çıkarmamıştır. Haksız ve hukuksuzca sözleşmeli memur yapılan personellerin sözleşmelerini yenilememiştir. Hatta kimsenin mağdur olmaması adına sözleşmesi yenilenmeyen personelleri belediyemiz iştiraklerinden olan BEKAŞ’a sözleşmeli memur olmadan önceki görevlerine devam etmeleri teklifi yapılmıştır. Buna rağmen yapılan teklifler kabul edilmediği için iş akitleri son bulmuştur. Son zamanlarda kentimizi meşgul eden bu konular hakkında yaşananların tek sorumlusu AKP belediyeciliği ve politikalarıdır. Bizler İzmit’i sosyal ve şeffaf belediyeciliğe tekrar kavuşturduk. Siz kul hakkı yemeye devam ettikçe biz liyakat demeye devam edeceğiz.

“AKP’nin bankamatik memurlarını saklasak mıydık?”

Bizler eminiz ki AKP’ye oy vermiş her yurttaşımız bu olanları ve usulsüzlükleri üzülerek takip ediyor. Ama kimse umutsuzluğa düşmesin. Kul hakkını yiyenleri İzmit halkı vicdanında yargılayacaktır. Bu ülkede ömrünün baharında gençler iş bulamadıkları için canlarına kıyarken, Memur olabilmek için KPSS ve KPDS sınavlarında dirsek çürütürken, sınava girip atanamayan binlerce genç varken, belediyede işe alındıkları birimlerle alakası olmayan insanların maaşının, halkın cebinden yani belediyeden yatırılmış olduğunu insanlardan saklasa mıydık? AKP Milletvekili Emine Zeybek’in gelinini belediyeye aldığınız yetmezmiş gibi ayni işi yaptığı halde işçilerin maaşının 2-3 katı maaş vermenize göz mü yumsaydık? Feto’dan yargılanıp dosyası sümenaltı edilen damatlara belediye başkan yardımcısı olarak aylık 10 bin lira maaş vermenize göz mü yumsaydık? Tüm akrabalarınızı hatta mevcut AKP Meclis Üyesi katip üyenizin kızını dahi son gün memur yaptığınızı İzmit halkından saklasa mıydık?” ifadelerini kullandı.

“Bu kentin kaynakları, bu kentin menfaatleri doğrultusunda kullanılmalı”

Başkan Çakar açıklamasını şöyle tamamladı: “Şimdi sorarım size ve en önemlisi İzmit halkına; bu millet sizlere kendi yakınlarınızı, akrabalarınızı işe sokasınız üstüne bir de milletin cebinden çıkan vergilerle oluşan kamu mallarını ailelerinize dağıtasınız diye mi oy veriyor? CHP iktidarında sadece İzmit’te değil tüm Türkiye’deki kamu kaynaklarının talan edilmesine engel olacağız. Kimse umutsuzluğa düşmesin dün olduğu gibi bugünde, yarında Cumhuriyet Halk Partisi milletimizin yanında olacak. Haksızlığa ve hukuksuzluğa geçit vermeyecektir.

“Halkımıza hizmeti engelliyorlar”

Bu kentin kaynakları, bu kentin menfaatleri doğrultusunda kullanılmalı. Yandaşa ve akrabaya talan için kullanılmamalıdır. 9 aydır AKP’li Meclis üyeleri, meclisi ve belediye çalışmalarını sabote ederek projelerin gerçekleşmesini engelleme çabaları beyhude bir çabadır. Meclisten oy çokluğuyla geçirmediğiniz kreş projesi başta olmak üzere, meclis çoğunluğunu kullanarak engellediğiniz daha birçok projemizi İzmit halkının desteğiyle muhakkak hayata geçireceğiz. Ben takdiri İzmit halkına yani vicdanı olan kamuoyuna bırakıyorum.”

KOTO’da ‘Tıbbi Malzemeler Ürün Takip Sistemi’ anlatıldı … 11. Meslek Komitesi’nin organizasyonuyla, ‘Tıbbi Malzemeler Ürün Takip Sistemi ve Elektronik Arşivleme’ konulu bilgilendirme semineri düzenledi. ayrıntılar kent defterinde…

KOTO’da ‘Tıbbi Malzemeler Ürün Takip Sistemi’ anlatıldı

Kocaeli Ticaret Odası 11. Meslek Komitesi (Sağlık Grubu) organizasyonuyla düzenlenen ‘Tıbbi Malzemeler Ürün Takip Sistemi ve Elektronik Arşivleme’ konulu bilgilendirme seminerinde 1 Ocak 2020 itibariyle sektördeki tüm ürün gruplarında hayata geçirilen ‘Tıbbi Malzemeler Ürün Takip Sistemi’ tüm detaylarıyla anlatıldı

Kocaeli Ticaret Odası, Sağlık Grubu’nun yer aldığı 11. Meslek Komitesi’nin organizasyonuyla, ‘Tıbbi Malzemeler Ürün Takip Sistemi ve Elektronik Arşivleme’ konulu bilgilendirme semineri düzenledi. Sektör adına önemli uygulamaların hayata geçirildiği ve KOTO Burhan Kasım Meclis Salonu’nda düzenlenen seminere ilgi yoğun oldu. KOTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Gezer’in 11. Meslek Komitesi ile birlikte ev sahipliği yaptığı programda; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Tıbbi Cihaz Kayıt ve Koordinasyon Dairesi Başkanı Aydın Kaplan, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Yazılımları Daire Başkanlığı Medula Optik Uygulamaları Koordinatörü Hakan Horhor, Sosyal Güvenlik Kurumu Satış Merkezleri Programcısı Şule Ayan, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Biomedikal Mühendisi Pınar Kubaşık, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Sağlık Uzmanı Merve Ayık ve Kayıt Kontrol Birimi’nden Eczacı Banu Aras katılımcılara kapsamlı bilgiler verdi.

Gezer: “ürünü son kullanıcıya kadar takip edebiliyoruz”

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren KOTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Gezer, “Her alanda olduğu gibi sağlık sektöründe de teknolojik altyapının etkin şekilde kullanımı ile birlikte değişimler kaçınılmaz hale geldi. Türkiye’de İlaç Takip Sistemi (İTS) ile başlayan süreç Ürün Takip Sistemi (ÜTS) ile devam etmektedir. Ülkemizde üretilen veya ithal edilen tıbbi cihazların ve kozmetik ürünlerin üretim bandından satılıp kullanıldığı yerlere kadar tekil ürün takibini sağlayabilmek ve son kullanıcıya kadar ürünü izleyebilmek amacı taşıyan Ürün Takip Sistemi detaylarını öğreneceğiz. Sağlık alanında gerçekleştirilmiş en büyük projelerden olan Ürün Takip Sistemi ile güvenli ürünlere erişimi sağlamak kolaylaşacak ve firmalar kendi kayıtlarını yapabilecektir.

“Sektör temsilcileri tarafından iyi anlaşılması önemli”

4 milyon kayıtlı ürün çeşidinin yer aldığı ürün takip sistemi ile; Tıbbi Cihazların ve kozmetik ürünlerin kayıt altına alınması, bu ürünleri izlemek için alta yapı oluşturulması, hasta güvenliği ve halk sağlığının korunmasına katkıda bulunulması, denetimlerin sağlıklı ve etkin yürütülmesini sağlanması, ürün kaynaklı tehlikelere karşı hızlı önlem alınmasının sağlanması, güvensiz ürünlerin hızlı bir şekilde piyasadan ve kullanımdan kaldırılmasının sağlanması amaçlanmaktadır Ürün takip sistemi; Güvenli ürüne erişim, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, sağlık Politikası üretme, sağlıklı veriye dayalı denetim, kaynakların israfının önlenmesi, ürünlerle ilgili kurumlararası koordinasyon ve veri paylaşımı, hangi ürün, nerede, ne zaman, ne için, kimde kullanıldı bilgisi ile hızlı hareket kabiliyeti, etkin denetim avantajlarını sağlayacaktır. Özellikle mobil uygulama sayesinde ürünlerin detaylı bilgilerine ulaşılabilmekte ve karşılaştırma kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu nedenle sektör temsilcileri tarafından iyi anlaşılması ve benimsenmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.

Kaplan: “üts önemli bir veri sağlayacak”

Tıbbi Cihaz Kayıt ve Koordinasyon Daire Başkanı Aydın Kaplan, Ürün Takip Sistemi’nin 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle tüm ürün grupları için hayata geçirildiğini ifade ederek; “Ürün Takip Sistemi’nin projesi 2014 yılında başladı. 2020 yılının başı itibari ile tüm ürün gruplarında tekil takibi yapabilir noktaya gelmiş bulunmaktayız. Daha önce kurumumuzun birkaç sitemi vardı. Ama dünyada izlenebilirlik kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu sebeple böyle bir proje geliştirdik. İzlenebilirlik, güvenli ürüne erişme noktasında büyük bir kaynak, piyasada sektörünüzde olumsuz etkiye neden olan kayıt dışı ekonomiyle mücadele noktasında bize önemli bir veri sağlayacak.

“Tüm ürün gruplarında 1 ocak’ta hayata geçirildi”

Bu bir süreç; 2016 yılının Haziran ayında sistemi kapattık ve kozmetik ürünler kaydıyla ilk açılışı gerçekleştirdik. 1 yıl sonra tıbbi cihazları kayıt etmeye başladık. Hemen akabinde 2018 yılında en yüksek risk grubuna sahip olan kalp pili, beyin pili gibi ürünlerin tekil takibine başladık. Şu anda hangi hastada hangi seri numaralı kap, beyin pili var bunu biliyoruz. 2019 yılı ocak ayı itibariyle de sınıf 3 ürün grupların izlenimine başladık. Çok majör bir hayatla karşılaşmadık. Tüm ürün gruplarında başlatma kararını da 1 Ocak’ta hayata geçirdik. Buna ilişkin bir duyurumuz var. Tam bir erteleme olmamakla beraber, belli ürünlerde erteleme söz konusu.

Ürün Takip Sistemi’nin mobil uygulamasını da hayata geçirdik. Vatandaş için de yapılmış bir uygulama. Bu uygulama kullanıcılar için çok büyük kolaylık sağlıyor. Uygulama üzerindeki kamera ile barkodu okutarak ürünü eşleştirebiliyorsunuz. Bununla beraber şikayet bildir butonu var. Bu kısım da kullanıcılar için çok önemli olan bir husus. Herhangi bir uygunsuzluk tespit etmiş iseniz buraya yazabilirsiniz. UTS mobil bizim için çok önemli. ÜTS, Medula ile de entegre olmuş bir sistem” ifadelerine yer verdi.

“Optik’te 2022’de zorunlu”

Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Yazılımları Daire Başkanlığı Medula Optik Uygulamaları Koordinatörü Hakan Horhor, optik sektörü için fatura eki ve reçete eki belgeleri uygulamasını detaylarıyla ele alarak, “Fatura ve reçete eki belgeler uygulamamız 1 Ocak 2020 itibariyle tüm Türkiye’de uygulamaya açıldı. 1 Mart 2022’de de tüm Türkiye’de zorunlu hale gelecek. Tüm çalışmalarımızı tamamladık. Buna neden ihtiyaç duyuldu; Medula Optik olarak 2015 yılında elektronik reçete üretimine geçmiştik. Bugün geldiğimiz noktada toplam girilen reçetelerin içinde e-reçete yüzde 75’lik bir miktara ulaştı. Yüzde 25’i ise manuel girilen evraklar. Bunlar her ayın sonunda optik firmalarının dönem sonu işlemlerinden sonra kuruma posta olarak gönderiliyordu. Ancak kağıtların postada olan aksama ve kaybolmaları nedeniyle firmaları sıkıntıya sokuyordu. Bu projenin ana baskı nedeni buydu. Bunun giderilmesi adına başkanlığımızca bu uygulama hayata geçirildi. Tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.

Uzmanlardan önemli bilgiler…

Akabinde, Sosyal Güvenlik Kurumu Satış Merkezleri Programcısı Şule Ayan; Medikaller ve işitme merkezileri için fatura eki belgeler ekranları, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Biomedikal Mühendisi Pınar Kubaşık; ürün takip sistemiyle ilgili bilinmesi gerekenler, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Sağlık Uzmanı Merve Ayık, ÜTS Tekil Takip süreçleri, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Kayıt Kontrol Birimi’nden Eczacı Banu Aras; mevzuat, yönetmelikler, kılavuz, duyurular, firma kayıt işlemleri, belge kayıt, tıbbi cihaz kayıt işlemleri, serbest satış işlemleri hakkında kapsamlı bilgiler verdi. Seminer, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.

Babacan: ‘Devletin ödediği faiz son 3 yılda yüzde 144 arttı’ … Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Şu anda parti kurma çalışması yapan bazı arkadaşlar faizciydi” açıklamasına Ali Babacan yanıt verdi. ayrıntılar kent defterinde…

Babacan: ‘Devletin ödediği faiz son 3 yılda yüzde 144 arttı’

Ali Babacan; “Dikkatinizi çekmek isterim. Devletin vatandaşlarından vergi toplayarak piyasaya ödediği faiz 3 yılda 57 Milyar’dan 139 Milyar TL’ye ulaşıyor. Artış oranı yüzde 144” dedi.

“Geçmişi her yönüyle değerlendirmeye hazırım”

Yeni parti kurmaya hazırlanan eski bakan Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Şu anda parti kurma çalışması yapan bazı arkadaşlar bana karşı çıkmışlardı. Niye? Zaten onlar faizciydi. Ben faizlerin devamlı düşürülmesini istiyordum” sözleriyle başlayan tartışma üzerine açıklama Twitter hesabından açıklama yaptı. Babacan tweet’inde, “Geçmişi her yönüyle değerlendirmeye hazırım. Ancak bizim Türkiye’nin bugününe ve geleceğine odaklanmamız gerekiyor” dedi.

“Dün akşamdan bu yana faiz konusu üzerinden yapılan tartışmaları izliyorum” diyen Babacan, “Geçmişi her yönüyle değerlendirmeye hazırım. Ancak bizim Türkiye’nin bugününe ve geleceğine odaklanmamız gerekiyor” yorumunu yaptı.

“Güncel rakamları paylaşmak isterim”

Babacan, faizlere ilişkin şunları söyledi: “Faizlerle ilgili güncel birkaç rakamı paylaşmak isterim: Merkezi yönetim bütçesinden ödenen faiz 2017 yılında 57 Milyar iken 2018’de 74 Milyar TL’ye çıktı. Hükümetin programına göre faiz ödemeleri 2019’da 103 Milyar, 2020’de 139 Milyar TL. Dikkatinizi çekmek isterim: Devletin vatandaşlarından vergi toplayarak piyasaya ödediği faiz 3 yılda 57 Milyar’dan 139 Milyar TL’ye ulaşıyor. Artış oranı % 144.”

“Türkiye’nin hayat pahalılığı gibi sorunları var”

Paylaştığı bilgilere ilişkin, “Dahası, Türkiye’nin hayat pahalılığı gibi, işsizlik gibi devasa sorunları var” diyen Babacan, paylaşımını, “Gerçekleri saklamadan ülkemizin sorunlarını açıkça konuşmamız gerekiyor. Türkiye’nin yaşadığı bunca sıkıntı varken, anlamsız tartışmalar üretmek yerine çözüm için çalışmak zorundayız. Çalışıyoruz” ifadeleriyle sonlandırdı.

Erdoğan: “parti kurma çalışan bazı arkadaşlar bana karşı çıkmıştı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün katıldığı televizyon yayınında ekonomiye yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, isim vermeden eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ı eleştirmişti ve şunları söylemişti:

“Zaten onlar faizciydi”

“2008 ekonomik krizi olduğu zaman ben bir çıkış yapmıştım. Demiştim ki, ‘Bu kriz bizi teğet geçer.’ Şu anda parti kurma çalışması yapan bazı arkadaşlar var ya onlar da o zaman benim yanımda olanlar bana karşı çıkmışlardı. Niye? Çünkü talimatı IMF’den alıyorlardı. İnandığımı ben de kararlı bir şekilde sürdürdüm. Böyle bir noktadaydılar. Zaten onlar faizciydi. Ben faizlerin devamlı düşürülmesini istiyordum. Niye? Ortada bir gerçek var. Yüzde 63 politika faiziyle Türkiye’yi devraldık. Yüzde 63’ten aldık ve faizi 4,6’ya kadar indirdik, bunu indirdiğimiz zaman enflasyon da 6,5-7’ye falan gelmişti. Çünkü benim alanım da ekonomi. İnancım şu, sebep netice ilişkisi. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir ve doğru orantılıdır. Faizi düşürdükçe, enflasyon da düşer. Ters orantılı değildir. Benim tezim hala budur.”

Kocaeli 29 milyar 12 milyon dolar ihracatla rekor kırdı … Zeytinoğlu; “Bizim, Türkiye ihracatında önemli paya sahip büyük firmalarımız da dahil olmak üzere 600 firmamızın genel merkezinin çoğu İstanbul olmak üzere farklı illerde” dedi. ayrıntılar kent defterinde…

Kocaeli 29 milyar 12 milyon dolar ihracatla rekor kırdı

Kocaeli Gümrükleri tarafından açıklanan Kocaeli dış ticaret rakamlarını değerlendiren Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 2019 yılında 29 milyar 12 milyon dolar olarak gerçekleşen Kocaeli ihracatının tarihi rekora imza attığını ve Kocaeli’nin bu performansıyla Türkiye genelinde İstanbul’dan sonra en yüksek ihracat yapan il konumunda olduğunu söyledi.

“Dış ticaretin yüzde 18.5’ini karşılıyoruz”

KSO Başkanı Zeytinoğlu Kocaeli dış ticaret rakamlarına ilişkin değerlendirmesinde; “2019 yılında ilimizden 29 milyar 12 milyon dolar ihracat, 40 milyar 310 milyon dolar ithalat gerçekleştirildi. 2019 yılında, bir önceki yıla göre ihracatımız yüzde 1.6 artarken ithalatımız yüzde 17 azaldı” dedi. Kocaeli’nin 69.3 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle 2019 yılında Türkiye dış ticaretinin yüzde 18.5’ini karşıladığını söyleyen Zeytinoğlu, “İlimiz ülkemiz ihracatının yüzde 16.9’unu, ithalatının ise yüzde 19.9’unu tek başına karşıladı” dedi.

“600 firmamız ihracatın belkemiği”

Zeytinoğlu TİM tarafından açıklanan rakamlarda 2019 yılı Kocaeli ihracatının 15.2 milyar dolar olduğunu söyleyerek; “TİM’in açıkladığı ihracat rakamları ile Kocaeli Gümrüklerinden aldığımız rakamlar arasında 13.8 milyar dolarlık fark var. Bu fark, TİM rakamlarının firma merkezlerinin baz alınarak hesaplanmasından kaynaklanıyor. Bizim, Türkiye ihracatında önemli paya sahip büyük firmalarımız da dahil olmak üzere 600 firmamızın genel merkezinin çoğu İstanbul olmak üzere farklı illerde. Dolayısıyla onların ihracatları Kocaeli’de görünmüyor. Bu yüzden, Kocaeli’den yapılan ihracat için Kocaeli Gümrüklerinden aldığımız rakamları açıklıyoruz” dedi.

Sektörel bazda ihracat şampiyonunun bu yıl da değişmeyerek otomotiv sanayi olduğunu belirten Zeytinoğlu; “İlimizin öncü sektörlerinden otomotiv ve yan sanayinin toplam Kocaeli ihracatındaki payı yüzde 45 seviyesinde gerçekleşti. Ve 2018’e göre ihracatını yüzde 1.3 oranında arttırdı. İkinci sırada yer alan kimya sanayi ise ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 29 arttırarak, ihracatımızdaki payını yüzde 30’a yükseltti” dedi.

“Türk sanayisinin başarısı”

KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan geçici dış ticaret verilerine ilişkin de değerlendirmede bulunarak; “2019 yılında ihracatımız geçen yıla göre yüzde 2,1 artarak 171.6 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Geçen yıl dünya ticaretindeki yavaşlamaya rağmen, ülkemiz ihracatını artırmayı başaran ülkeler arasında yer aldı. Başta en büyük ticaret partnerimiz Avrupa olmak üzere küresel ekonomideki durgunluk ve sınırlarımızda yer alan önemli pazar kayıplarımıza rağmen ihracatımızın bu seviyeye ulaşmış olmasını, Türk sanayicisinin başarısı olarak değerlendiriyoruz. 2020 yılında ihracatta aylık bazda 17-18 milyar dolarları aşan seviyeleri görmeyi temenni ediyoruz” dedi.

“2019 yılında ithalat yüzde 9.1 gerileyerek 202.7 milyar dolar olarak gerçekleşti” diyen Zeytinoğlu, “Dolayısıyla dış ticaret açığımız 31.1 milyar dolar ile yüzde 43.5 gerileyerek 2018’in 24 milyar dolar altında gerçekleşti. Bunu, cari açığa da olumlu yansıyacağından memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

KSO Başkanı Zeytinoğlu enflasyon oranlarını değerlendirdi … Zeytinoğlu; “Aralık ayında ÜFE aylık yüzde 0.69 artışla yıllık yüzde 7.36’ya yükseldi. Kurlardaki oynaklık ÜFE’yi biraz yukarı tırmandırdı. ÜFE’nin de TÜFE’ye yansıyarak zamanla yukarı çekme etkisi olabilir” dedi. ayrıntılar kent defterinde…

KSO Başkanı Zeytinoğlu enflasyon oranlarını değerlendirdi

Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarına ilişkin değerlendirmesinde, eylül ve ekimde tek hanede seyreden yıllık enflasyonun, baz etkisinin terse dönmesiyle kasım ve aralık aylarında tekrar çift haneye yükseldiğini belirterek; “Aralık ayında baz etkisinin kalkmasıyla enflasyonda göreli yükseliş olabileceğini bekliyorduk. Nitekim enflasyon aylık yüzde 0.74 artışla yıllık yüzde 11.84’e yükseldi. Ancak 2019 yılının hedeflenen yüzde 12 seviyesinin altında tamamlandığını görüyoruz” dedi. Zeytinoğlu, “2020 yılın ilk yarısında enflasyonun çift hanede devam edebileceğini, yılın ikinci yarısından itibaren tek haneye dönebileceğini düşünüyoruz” dedi.

Zeytinoğlu ÜFE’ye ilişkin değerlendirmesinde, sanayicileri asıl etkileyen üretim maliyetlerinin olduğunu söyleyerek, “Aralık ayında ÜFE aylık yüzde 0.69 artışla yıllık yüzde 7.36’ya yükseldi. Kurlardaki oynaklık ÜFE’yi biraz yukarı tırmandırdı. ÜFE’nin de TÜFE’ye yansıyarak zamanla yukarı çekme etkisi olabilir” dedi.

KSO Başkanı Zeytinoğlu, mobilya, yumurta ve balıkların toptan satışına ilişkin katma değer vergisi (KDV) oranlarının düşürülmesin ilişkin değerlendirmesinde; “KDV indirimlerini, söz konusu sektörlerin kayıt altına alınarak haksız rekabetin önüne geçileceği için çok değerli buluyoruz. Temel besin maddelerinden olan yumurta ve balık için uygulanan KDV oranının yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesini halka arz açısından olumlu değerlendiriyoruz. İşçi yoğunluklu bir sektör olan mobilyada ise KDV oranı yüzde 8’e düşürüldü. Böylece mobilya sektörünün kayıtlı bir şekilde, istihdama da yatırım yapılarak gelişme sağlayacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu indirimlerin enflasyonu azaltıcı katkı sağlayacağını da bekliyoruz” dedi.

KSO Başkanı Zeytinoğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz cinsinden zorunlu karşılıklara komisyon uygulamaya başlamasına yönelik düzenlemeye ilişkin de değerlendirmede bulundu. Zeytinoğlu, bu hamlenin dolarizasyonu önlemeye yönelik bir adım olduğunu söyleyerek; “Merkez Bankası bu adımla döviz tevdiat hesaplarını azaltmayı hedefliyor. Türk Lirasını korumak amacıyla yapılan hamleleri olumlu değerlendiriyoruz. Ancak doların yastık altı birikimi durumunda daha büyük tehlike olabileceğinden endişe duyuyoruz” dedi.

Yıldız: ‘İşten çıkarmalarda en ufak bir hata yok’ … Yıldız; “İşten çıkarılanların mağduriyeti ne kadar söz konusu ise onların yerine de farklı mağduriyet yaşayan insanların alınacağı gerçeğinin göz önünde bulundurulmasını isteriz” dedi. ayrıntılar kent defterinde…

Yıldız: ‘İşten çıkarmalarda en ufak bir hata yok’

İzmit belediyesinde görev yapmakta olan sözleşmeli personellerden bazılarının sözleşmelerinin yenilenmediği öğrenildi.

Siyasilerin de gündemine giren hassas konu hakkında İyi Parti Kocaeli İl başkanı Şanbaz Yıldız açıklama yaptı.

İyi Parti Kocaeli İl Başkanı Şanbaz Yıldız yaptığı basın açıklamasında İzmit Belediyesi’nin bazı sözleşmeli personellerin sözleşmelerini yenilememesi konusunda şu ifadelere yer verdi:

“liyakat şartlarına uymadıkları…”

“Bilindiği üzere görevlendirilen Mülkiye müfettişler tarafından yapılan teftişler sonrasında İzmit Belediyesinde görev yapan bazı sözleşmeli personellerin sözleşmelerinin yenilenmemesine karar verildi. Edindiğimiz bilgiler doğrultusunda, toplam 67 sözleşmeli memurdan 28 tanesinin sözleşmeleri yenilenmemiştir. Bu personellerden 2 tanesi cezai şartlardan dolayı memurluk vasfını yerine getiremeyeceği halde, güvenlik ve arşiv dosyaları düzenlenmeden sözleşme yapıldığı, 8 çalışana BEKAŞ AŞ.‘deki eski görevleri teklif edildiği halde 2 si dışındakilerin kabul etmedikleri, 17 personelin ise Müfettişlerin tespiti ile 66.1878-1574 sayılı sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair kanunun ek 4 cetvelinde yer alan liyakat şartlarına uymadıkları ve vasıfları yetersiz olduğu halde atamalarının yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıştırma ve ötekileştirmeden uzak düsturumuzla her zaman hakkın, haklının yanındayız. Söz konusu personellerin işten çıkarılmasında en ufak hata, kusur veya siyasi kıyım olmadığı anlaşılmaktadır.

“Kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor”

Konunun aslını bilmeden veya görmezden gelerek, kamuoyunu yanlış bilgilendirerek siyaset yapmaya çalışanlardan ahlaklı ve vicdanlı davranarak adaletten yana olmalarını, İzmit halkının gülümsemesine engel olmamalarını beklemekteyiz. İşten çıkarılanların mağduriyeti ne kadar söz konusu ise onların yerine de farklı mağduriyet yaşayan insanların alınacağı gerçeğinin göz önünde bulundurulmasını isteriz. İzmit Belediye Başkanı Sayın Fatma Kaplan Hürriyet’in hukukçu kimliği ile vicdan muhasebesi yaptığını düşünmekteyiz. İşten çıkarılan arkadaşların işe alınmaların da ve çalışmalarında hukuki bir eksiklik yoksa zaten işlerinin başına geri dönmelerinde bir sıkıntı olmayacaktır.

İyi Parti olarak her zaman ayrıştırma ve ötekileştirmeden uzak, düsturumuzla her zaman hakkın haklının yanında olacağız. Kuruluşumuzun felsefesi olan iyilik ve ahlak çerçevesi içerisinde Kocaeli’nde düzgün yapılan her doğru hareketin yanında olacağımız gibi yanlışı da kim yaparsa yapsın İyi Parti olarak karşısında duracağız. Eğer usulsüz bir işten çıkarma söz konusu ise gereken cevabı vereceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır.”