mobbing – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Tue, 11 Jul 2023 20:08:23 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.3 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg mobbing – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 Ücretler artırılsın İSG önlemleri alınsın https://kocaelikent.com/ucretler-artirilsin-isg-onlemleri-alinsin/ Tue, 11 Jul 2023 20:08:23 +0000 https://kocaelikent.com/?p=107292 Ücretler artırılsın İSG önlemleri alınsın

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, bir araya geldiği TÜPRAŞ işçilerinin taleplerini Meclise taşıdı. Karaca, TÜPRAŞ işçilerinin ücretlerinin yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmasını ve tehlikeli iş kolunda çalışan işçiler için işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını istedi – kocaelikent

AKP’nin iktidara gelir gelmez özelleştirdiği, Koç Holdingin sahibi olduğu, Batman, İzmir Aliağa, İzmit, Kırıkkale’de dört rafinerisi bulunan TÜPRAŞ’ın her yıl rekor seviyelerde kâr açıkladığına dikkat çeken Sevda Karaca, “TÜPRAŞ 2022 yılında bir önceki yıla göre net satış gelirlerini yüzde 215.9 artırarak 481 milyar 765 milyon liraya çıkardı. 2022 yılında da bir önceki yılda olduğu gibi Fortune 500 Türkiye listesine ikinci sırada giren TÜPRAŞ, net kârı ve cirosuyla dünyanın 30. Avrupa’nın 7. büyük şirketi. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu ve kimyasallar kategorisinde ülkenin ihracat şampiyonu” dedi.

ÜCRETLER AÇLIK SINIRINDA

TÜPRAŞ’ın sadece bir işçinin emeğiyle yaklaşık 4 milyon TL kâr elde ettiğini belirten Karaca, işçilerin gözünün ise iyileştirme zammında olduğunu aktardı. 2019 yılında yüksek hakem heyeti ve Koç Holding iş birliğiyle, güvenilirliği tartışılan TÜİK’in enflasyon rakamlarının yarısına mahkum edilen TÜPRAŞ işçilerinin ücretlerinin bugün açlık sınırında olduğunu vurgulayan Karaca, “2000’li yıllarda yaklaşık yedi asgari ücret tutarında ücret alan TÜPRAŞ işçileri, yıllardır ‘Maaşlarımız eridi, geçinemiyoruz’ diyerek isyan ediyor ve feryadını ne patron duyuyor ne de yetkili sendika. Açlık sınırında ücretlerle çalışan TÜPRAŞ işçileri ek zam istiyor” ifadelerini kullandı.

YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE ÜCRET

Kullandığı tüm ifadeleri TÜPRAŞ işçileriyle birlikte hazırladıklarını belirten Karaca şöyle devam etti: “TÜPRAŞ işçileri insanca yaşayacakları bir ücret istiyorlar, ücretlerinin yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmasını talep ediyorlar. İşçiler, Koç Holdingin ve TÜPRAŞ yönetiminin kendilerini düşük bir zam beklentisine ikna etmeye çalıştığını belirtiyor. TÜPRAŞ işçileri ise ‘TÜPRAŞ’ın son üç ayda yaptığı kâr 6.4 milyar TL. Bu kârı yaparken, aylardır eleman eksikliğinden dolayı fazla mesai ile çalıştırılan bizlerin emeği var’ diyor. Bakın, TÜPRAŞ’ta güvenlik biriminde 2010 yılı sonrası işe giren bir işçinin eline aylık 14 bin 200 lira brüt maaşından Koç Vakfı ve sendika aidatı kesintilerinden sonra sadece 10 bin lira geçiyor. Yine işletmelerde, sahada çalışan 2007 tarihinde işe başlayan bir işçinin aylık brüt ücreti 19 bin 700 lira iken kesintilerle elinde kalan 14 bin 750 lira gibi bir tutar oluyor. Nasıl geçinsin TÜPRAŞ işçisi, ne yesin içsin, kirasını nasıl ödesin?”

‘YOĞUN ÇALIŞMA RİSKİ ARTTIRIYOR’

TÜPRAŞ’ın tehlikeli çalışma grubunda yer alan bir işletme olduğunu hatırlatan Karaca, “TÜPRAŞ işçisi birçok kimyasalın bulunduğu gazlı ortamın tam içinde çalışıyor, her nefesinde bu kimyasalları soluyor. Hastalık kol geziyor işletmelerde. Rafineride en ufak hata, ölümlü iş kazalarıyla sonuçlanabilecekken, yıl içinde defalarca yangın ve patlama meydana geliyor. Deneyimli çalışanlar sayesinde profesyonel müdahaleler yapılabiliyor ve işçiler çoğu zaman canları pahasına müdahalelerle olası büyük patlamaların önüne geçiyor. Tecrübeyle müdahale edilemeyen herhangi bir patlama, kontrol altına alınamazsa rafinerinin bulunduğu ilçedeki binlerce insanı ve sanayi kuruluşunu yok edecek güçtedir. Psikolojik, ekonomik olarak yorgun düşen işçilerin talepleri karşılanmazsa, işçiler mobbingle, baskıyla, düşük ücretlerle çalıştırılmaya devam edilirse bu gibi kazaların yaşanması sürpriz olmayacaktır. Nitekim 2017 yılında yaşanan patlamada 4 taşeron işçi yaşamını kaybetmiş, dönemin AKP’li bakanı TÜPRAŞ önünden ‘Her şey yolunda, üretim devam ediyor’ diyerek o yıl kârını 11 kat arttıran Koç Holding için de kendileri için de işçinin canının kıymeti olmadığını teyit etmişti” dedi.

‘GREV HAKLARI DAHİ YOK’

İşçilerin, üyesi oldukları Petrol-İş yöneticilerinin de kendilerini dinlemediğini aktardığını söyleyen Karaca, TÜPRAŞ işçilerinin grev haklarının dahi olmadığına dikkat çekti. AKP iktidarının ‘yerli ve milli’ söylemleriyle temsil ettiği sermaye sınıfının çıkarlarını öncelediğini vurgulayan Karaca, “AKP döneminde devlete ait ya da devletin ortak olduğu işletmelerin yaklaşık dörtte üçü satıldı. İş Yasası’ndan Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası’ndan Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na kadar tüm koruma kanunlarında çalışma yaşamı alabildiğine esnek ve güvencesiz hale getirildi. Bugün TÜPRAŞ işçilerinin yaşadığı hak kayıpları sermaye lehine atılan bu adımların nihai sonucudur” diye konuştu.

TÜPRAŞ İŞÇİSİ NE İSTİYOR?

“TÜPRAŞ işçisi patronlarından daha çok vergi öder halde. Vergi adaletsizliği bu ülkenin emekçilerinin yaşadığı en başat sorunlardan biri” diyen Karaca, TÜPRAŞ işçilerinin taleplerini şu şekilde sıraladı:

– Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret için ek zam.
– Gelir vergisinin adil bir şekilde sabitlenmesi ve geri kalanının patron tarafından ödenmesi.
– Zamların TÜİK’e göre değil, ENAG ve İTO enflasyonuna göre belirlenmesi.
– Emsal işletmelerle eşit işe eşit ücret belirlenmesi.
– Çalışanlara ve ailesine kapsamlı özel sağlık sigortasının patron tarafından karşılanması.
– Skala adaletsizliğinin giderilmesi, kimyasala fazlaca maruz kalınması sebebiyle zehirlenme ve işletme primi verilmesi.
– Asgari ücret çarpı üç olarak taban ücreti belirlenmesi.
– İzin ve sağlık raporlarında vardiya primlerinin kesilmemesi.
– Tüm bu taleplerin karşılığının ek protokol ile güvence altına alınması.

]]>
Veli-Der: “Köhneleşen Spor Federasyonları” https://kocaelikent.com/veli-der-kohnelesen-spor-federasyonlari/ Fri, 03 Feb 2023 19:27:51 +0000 https://kocaelikent.com/?p=64229 Veli-Der: “Köhneleşen Spor Federasyonları”

Kocaeli Öğrenci Veli Derneği, (Kocaeli Veli-Der) Spor Federasyonlarının içler acısı durumunu ve amacından uzaklaştırılarak aile şirketlerine dönüştürülmesine tepki gösterdi – kocaelikent

Kocaeli Öğrenci Veli Derneği Başkanı Beyhan Korkmaz, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’de Federasyonların, içler acısı durumu, başı boşluk ve denetimsizlikler, belirli kesimlerin tekeline girme ve işgal edilme durumuna geldiğini üzülerek öğreniyoruz.

Maalesef görünen o ki Spor Federasyonları, Aile şirketi halini almış ve kendi sporcularını yetiştirmek, kendi çocuk ve adamlarına, menfaat sağlamak amaçlı, tesis kullanımı dahil, diğer sporcu ve ailelere ayrımcılık ve türlü mobbing çeşitleri ile spordan uzaklaştırma haline dönüşmeye başlamış.

Buz Federasyon Yönetim üyesinin, federasyonda, Başkent Kupası almış ve Türkiye Şampiyonu olmuş bir sporcunun Velisi ile Engelsiz Gençlik ve Spor Kulübünün engelli olan Başkanını, sporcunun haklarını ararken darp edilmesi olayını üzülerek öğrendik bu durum spordaki şiddetin geldiği son nokta ile açıklayabiliriz.

Aileler ve Sporcuların psikolojik ve fiziksel açıdan yıpratılması, ailelerin kendinin, sporcu yetiştirme mücadelesi haline dönüşmüş.

Çocukların antrenörsüz, yarışacağı alanlarda teknik bir destek almadan kendi kendilerini yetiştirmeye çalıştıkları yönünde. Yarışmalara federasyon desteği almadan kendi kendilerine giren, negatif ayrımcılık yapıldığını gözlemlemek üzüntü verici.

Sporcular ve Aileler gelişi güzel dilekçeler, bürokratik uğraştırmalarla, zorluklar yaşamaktan şikayetçi! Sporu kolaylaştırmalı, sporculara zaman kaybı ve hak mağduriyetleri ile karşı karsıya bırakmamalıdır.

Öğrenci Veli Derneği olarak; Gazi Mustafa Kemal’in “Ben Sporcunun zeki çevik ve ahlaklı olanını severim” sözünü hatırlatmak ve gereklerinin yapılmasını talep ediyoruz. Köhneleşen Spor Federasyonlarının yapısının düzenlenmesi ve bir an önce, yönetmelik ve tüzükler gözden geçirilerek, denetime açılması, sporcu hukukunun geliştirilmesi, yetenekli çocukların spor yapmasının kolaylaştırılması gerekmektedir. Spor Bakanlığının, Spor Kulüp ve tesislerinin kullanım durumunun belirli günlerde, halka ücretsiz ve koşulsuz şekilde açılmasını, yeter sayıda Antrenör ataması yapılarak, çocuklarımıza destek vermesini, yetenekli milli sporcu ve adaylarının özel saatlerle desteklenmesi makul taleplerdir. Spor yapmak sadece zengin ailelerin çocuklarının değil, her çocuğun hakkıdır.

Velilerin yaşadığı ayrımcılık ve engellemeler, sporculara uygulanan duygusal şiddet, veli ve sistem dışına itilen bazı antrenörlere uygulanan mesnetsiz disiplin cezaları ile tehtite varan uygulamalar sporun önündeki engellerdir. Kamuya ait binaların, şahıs malı gibi kullanılması engellenmelidir.

Kimi kime şikayet edeceğini bilemeyen Velilerimiz zor durumdadır. ‘Her gittiğiniz kapı benim bana bir şey olmaz nasıl olsa kendi savunmamı kendim veriyorum’ diyen İlçe Spor yöneticisi bu süreçleri yönetememekte, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine aykırı, haksızlıklara sebebiyet verip, çözümsüzlüğe ortak olmaktadır. İlgili makam artık şapkayı önüne almalı ve çözüm üretmelidir.

Sporun ve Sporcunun ruhuna aykırı ahlak dışı davranışlar Spor kültürüne zarar verme aşamasına gelmemelidir.

Sporcu Velileri, Sporda mobing, ayrımcılık ve engellemelerin artık son bulmasını, sporcular ve kendilerinin psikolojik ve fiziksel olarak yıpratan bu tarz uygulamaların kalkmasını eğitimde ve sporda eşitsizlik sorunlarının çözülmesini ve antrenörsüz olduğu günlerde de olsa buzda sporcularının çalışmasını talep etmektedir.

Kamuoyunun vicdanını sızlatan, ulusal ve uluslararası başarılar alan yetenekli gençlerimiz yerine, Spor ve Sporculardan çok kendi çocuklarının geleceklerini Milli Sporculuk üzerinden belki de Kpss siz kamuda işe alım ve okullardaki bursluluk haklarını sadece belirli bir zümreye taraf ve tahsis edilme çalışmaları akla gelmekle beraber sporun bu şekilde kuşatılmışlık halini alması son derece ürkütücü ve tüm Türkiye’de araştırılması gereken bir konu halini almıştır.

Sporcularımızın Hukuksal, Kamusal anlamdaki mücadelelerini, son olarak STK temsilcileri ile çözme çabaları, bu çözümsüzlüğe, siyasetin bulaştığı kanaati oluşturmuştur.

Ayrıca federasyonların bütçeleri ile gezelim görelim ekipleri düşünüldüğünde, federasyonların yetkililerinin Sporcudan ve Kulüplerden alınan harcırah ve paraları nereye gidiyor sorusunu da beraberinde getirmektedir. Federasyon Tüzüklerinin esnek şekilde kişiye özel esnetilerek yetenek taramaları, kişiye özel disiplin cezaları verilme cabaları özellikle Buz Pateni Federasyonunu ciddi anlamda zan altında bırakmaktadır. Bir Spor Kulübü açma maliyeti fahiş rakamlardan başlamamalı ve Kulüplere kolaylık sağlanmalıdır.

Gençlik ve Spor Bakanlığını, Spor müdürlüğü ve Kocaeli’nin en üst makamı olan Valilik makamının bu sorunların çözümüne yönelik ciddi adımlar atmasını talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla.”

]]>