Osmanlının – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Sun, 11 Jul 2021 22:54:56 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg Osmanlının – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 II. Balkan Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci https://kocaelikent.com/ii-balkan-savasi-20nci-yuzyilda-osmanlinin-yikilma-sureci/ Wed, 06 May 2020 23:38:32 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58928

II. Balkan Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci … “Yunanistan ve Sırbistan’ın Bulgaristan’a karşı İttifak kurması üzerine Bulgarlar önce Sırbistan’a ardından da Yunanistan’a saldırdılar…” ayrıntılar hayaldefterim de…

II. Balkan Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci

II. Balkan Savaşı (1913)

l. Balkan savaşı sonunda, batılılarca 1699 Karlofça Antlaşmasıyla başlatılan Türkleri Balkanlardan atma girişimi hemen hemen tamamlanmış oluyordu. Ancak diğer Osmanlı topraklarının paylaşımında olduğu gibi l. Balkan Savaşı sonunda Osmanlı’dan alman toprakların paylaşımı da anlaşmazlık konusu oldu.

Sırbistan, Osmanlı Devletinden kopan Arnavutluk’u kendi nüfuzuna alarak Adriyatik’e açılmanın hesaplarını yapıyordu. Ancak, Avusturya ile İtalya aralarında anlaşarak Sırbistan’ın hesaplarını bozdular ve Arnavutluğu kendi himayelerine aldılar.

Bir başka anlaşmazlık konusu da Makedonya idi. Bulgaristan’ın, Makedonya’nın büyük bir bölümünü kontrol etmesi ve Batı Trakya’yı da sınırlarına katarak Ege denizine kadar ulaşması Yeşilköy Antlaşmasındaki Büyük Bulgaristan’ın kurulması anlamına geliyordu. Bu durum Osmanlı Devleti’nden çok Sırbistan ve Yunanistan’ı rahatsız etmiştir. Yunanistan ve Sırbistan’ın Bulgaristan’a karşı İttifak kurması üzerine Bulgarlar önce Sırbistan’a ardından da Yunanistan’a saldırdılar. Böylece II. Balkan Savaşı başladı. Kısa sürede savaş yayıldı Karadağ ve Romanya’da Bulgaristan’a karşı savaşa giriştiler. Osmanlı Devleti de Balkan Devletleri arasındaki bu anlaşmazlıktan faydalanarak Bulgaristan’a savaş ilan etti. Osmanlı ordusu tarihi şehir Edirne’yi kurtardıktan sonra Meriç’e kadar ilerledi. Ancak durum müsait olmasına rağmen Avrupa devletlerinin müdahalesinden çekinildiği için daha ileri gidilmedi.

Beş devletle birden savaşmak zorunda kalan Bulgaristan bütün cephelerde yenilerek anlaşma is-temek zorunda kaldı. Bulgaristan ile diğer Balkan devletleri arasında yapılan görüşmeler sonucunda Bükreş Antlaşması imzalandı.

Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913)

1- Bulgaristan, Dobruca ve Silistre’yi Romanya’ya verecek.
2- Manastır, Üsküp, iştip ve Priştine Bulgarlardan alınarak Sırbistan’a verilecek
3- Bulgaristan, l. Balkan Savaşı sonunda aldığı Selanik, Serez, Drama ve Dedeaağaç’ı Yunanistan’a bırakacak.

Yorum: Bükreş Antlaşmasıyla Bulgaristan Ege Denizi ile olan bağlantısını sürdürmekle birlikte önemli ölçüde toprak kaybına uğradı. Bir kısım topraklarını komşularına bırakmak zorunda kaldı.

]]>
Londra Antlaşması-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci https://kocaelikent.com/londra-antlasmasi-20nci-yuzyilda-osmanlinin-yikilma-sureci/ Wed, 06 May 2020 23:36:26 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58926

Londra Antlaşması-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci … “Devam eden savaşta Osmanlı Devleti’nin son direniş noktaları olan Yanya, İşkodra ve Edirne’nin de düşmesi üzerine Osmanlı Devleti şartlar ağır da olsa antlaşmaya razı oldu…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Londra Antlaşması-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci

Londra Antlaşması (30 Mayıs 1913)

Osmanlı Devleti’nin isteği üzerine 17 Aralık 1912’de toplanan Londra Konferansı’nda Balkan devletleri ve onların avukatlığını yapan Avrupa devletlerinin (Avusturya, Almanya, İngiltere ve Rusya) istekleri kabul edilebilecek nitelik taşımadığı için Türk Hükümeti görüşmelerden çekildi. Bu arada İstanbul’da da hükümet değişikliği olmuş ve yeni hükümet savaşa devam kararı almıştı. Devam eden savaşta Osmanlı Devleti’nin son direniş noktaları olan Yanya, İşkodra ve Edirne’nin de düşmesi üzerine Osmanlı Devleti şartlar ağır da olsa antlaşmaya razı oldu. Osmanlı’nın isteği üzerine tekrar toplanan Londra Konferansı antlaşma ile neticelendi.

Londra Antlaşması Maddeleri:

1- Osmanlı Devleti Midye-Enez hattının doğusuna çekilecek.
2- Arnavutluk ve Ege Adalarının durumunu Avrupa’nın büyük devletleri belirleyecek.
3- Selanik, Güney Makedonya ve Girit Yunanistan’a verilecek.
4- Kavala, Dedeağaç ve Bütün Trakya Bulgaristan’a verilecek.
5- Orta ve Kuzey Makedonya Sırbistan’a verilecek.

I. Balkan Savaşının Sonuçları:

1- Ata yadigarı Rumeli topraklarındaki Osmanlı hakimiyeti sona ermiştir.
2- Balkanlardaki son azınlık olan Müslüman Arnavutlar da savaş sırasındaki kargaşadan faydalanarak Osmanlı Devletinden ayrılmış ve bağımsızlığını kazanmıştır.
3- Fatih devrinden beri devam eden Ege denizindeki Türk hakimiyeti sona ermiştir.
4- Bulgaristan Balkan devletleri arasında sivrilmiş ve sınırlarını Ege denizine dayandırmıştır.
5- Osmanlı Devleti’nin Balkan devletlerinden sadece Bulgaristan ile sınırı kalmıştır.
6- Osmanlı Devleti’nin en önemli merkezlerinden olan Edirne kaybedilmiştir.
7- Midye – Enez hattının batısında yüz binlerce Türk kaldığı için Balkan Türkleri sorunu doğmuştur.
8- Osmanlı’dan alınan toprakların paylaşımı sırasında Balkan devletleri arasında meydana gelen anlaşmazlık II. Balkan Savaşı’na neden olmuştur.
9- Ordunun siyasete karışmasının sakıncaları açıkça görülmüştür.
10-Balkan savaşları sonrasındaki Bab-ı Ali baskını ile İttihat ve terakki partisi ileri gelenleri hükümeti ele geçirdiler.

]]>
I. Balkan Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci https://kocaelikent.com/i-balkan-savasi-20nci-yuzyilda-osmanlinin-yikilma-sureci/ Wed, 06 May 2020 23:34:18 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58924

I. Balkan Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci … “Zira meşrutiyetin ilanı sırasında yaşanan kargaşadan faydalanan Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan ederken, Avusturya da Bosna-Hersek’i ilhak etti…” ayrıntılar hayaldefterim de…

I. Balkan Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci

I. Balkan Savaşı (1912-1913)

Büyük bir bölümü Fatih devrinde fethedilmiş olan Balkanlar’da ilk olarak Yunanistan (1829) Osmanlı Devletinden kopmuştu. 93 Harbi sonunda ise Romanya, Sırbistan ve Karadağ’a tam bağımsızlık Bulgaristan’a ise muhtariyet verilmesi ile Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki hakimiyeti büyük ölçüde sona ermişti. 93 Harbinden sonra II. Abdülhamit Balkanlarda kalan toprakları korumayı amaçlayan bir politika izlemiştir. II. Abdülhamit politikasını Avrupa’nın büyük devletleri arasındaki rekabet ile Balkan ulusları arasındaki düşmanlık üzerine kurdu. Onun döneminde Balkan ulusları arasındaki anlaşmazlıklar körüklenerek onların Osmanlı’ya karşı birleşmesi engellendi, ittihat ve Terakkinin baskısıyla ilan edilen II. Meşrutiyet Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki kısmi hakimiyeti için yeni bir darbe oldu. Zira meşrutiyetin ilanı sırasında yaşanan kargaşadan faydalanan Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan ederken, Avusturya da Bosna-Hersek’i ilhak etti.

II. Abdülhamit’i hâl ederek yönetimi devralan İttihat ve Terakki onun “bölücü” Balkan politikasına karşı “birleştirici” bir politika izleyerek Balkan ulusları arasındaki dini ve siyasi anlaşmazlıkları çözümledi. Böylece birbirlerine yaklaşan Balkan uluslarını Rusya Osmanlı’ya karşı hiç zorlanmadan birleştirdi ve 1912 yılında Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan Osmanlıya karşı bir ittifak kurdular. Ayrıca ittihat ve Terakki Hükümeti Rusya’nın saldırmama garantisine dayanarak Balkanlardaki Osmanlı ordusunun büyük bir bölümünü terhis etti. Böylece hükümet Trablusgarp’ta olduğu gibi Balkanların kaybını da bizzat hazırladı.

Balkan Savaşının Nedenleri:

1- Fransız İhtilalinin doğurduğu fikir akımlarının etkisi
2- Başta Rusya olmak üzere Avrupa Devletlerinin Balkan uluslarını kışkırtmaları
3- Haçlı dünyasının Osmanlı Devleti’ni Balkanlardan atmak istemesi.
4- Balkan devletlerinin sınırlarını genişletmek istemeleri
5- Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp savaşındaki başarısızlığının ve hükümetin yanlış politikalarının Balkan uluslarını cesaretlendirmesi.
6- Osmanlı- alman yakınlaşmasını tehlikeli bulan İngiltere’nin Estonya’nın başkenti Reval’de (1908) Reval görüşmelerinde Rusya’yı Balkan politikası ve boğazlar konusunda desteklemesi ve Rusların Balkan uluslarını kışkırtması

Müttefik Balkan devletlerinden ilk olarak 8 Ekim 1912 Karadağ Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. Ardından da Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ettiler. Osmanlı Devleti hazırlıksız yakalandığı Balkan Savaşında hiçbir varlık gösteremedi ve bütün cephelerde yenildi. Ordunun hazırlıksız olması, cepheler arasındaki kopukluk ve ordu içindeki siyasi çekişme (ittihatçı-itilafçı) yenilginin başlıca nedenleri oldu. Osmanlı devletinin zor durumda kalmasından faydalanan Arnavutlarda bağımsızlıklarını ilan ettiler. (Arnavutlar Balkanlarda bağımsızlığını son kazanan millettir.) Bulgarların Çatalca’ya kadar ilerlemesi üzerine Osmanlı Devleti ateşkes istemek zorunda kaldı.

Yenilginin Sebepleri:

1- Trablusgarb savaşı sebebiyle bölgeye asker ve cephane yığılamaması
2- Osmanlı subayları arasındaki fikir ayrılıkları
3- Osmanlı ordusunun teknik yetersizliği
4- Savaşın geniş coğrafyada 4 ayrı devletle olması
5- Savaş öncesi orduda eski, savaş görmüş askerlerin terhis edilmesi

]]>
Ouchy Antlaşması-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci https://kocaelikent.com/ouchy-antlasmasi-20nci-yuzyilda-osmanlinin-yikilma-sureci/ Wed, 06 May 2020 23:31:52 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58922

Ouchy Antlaşması-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci … “Osmanlı Devleti Adalarla ilgilenemediği gibi onun varisi olan Türkiye Cumhuriyeti de karşı karşıya bulunduğu ciddi problemlerden dolayı adaları İtalya’dan devralmayı başaramamıştır…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Ouchy Antlaşması-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci

Uşi (Ouchy) Antlaşması (18 Ekim 1912)

Ouchy Antlaşmasının Maddeleri:

1- Trablusgarp ve Bingazi Osmanlı Devleti tarafından İtalya’nın kontrolüne bırakılacak.
2- İtalya’nın işgal ettiği Rodos ve Oniki Ada Osmanlı Devleti’ne geri verilecek. Ancak Balkan savaşı sırasında adaları Yunanistan işgal edebileceğinden savaş sonuna kadar Rodos ve Oniki Ada İtalyan işgalinde kalacak.
3- Trablusgarb ve Bingazi dini bakımdan halifeye bağlı olacak. Bu amaçla bölgeye bir temsilci gönderilecek.
4- Kapitülasyonların kaldırılması konusunda İtalya Osmanlı Devleti’ne siyasi destek verecek.
5- Trablusgarb ve Bingazi’nin Düyun-u Umumiye’ye ödediği taksitleri bundan sonra İtalya ödeyecek.

Trablusgarp’ın İşgalinin Sonuçları:

1- Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını da kaybetmiştir.
2- Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğünü gören Balkan devletleri Osmanlıya saldırma konusunda cesaretlenmişlerdir.
3- Halifeliğin siyasi gücü kullanılarak bölge ile bağlar devam ettirilmeye çalışılmıştır.
4- Trablusgarp ve Ege adalarının bir bölümünü kontrol eden İtalya Doğu Akdeniz’de önemli bir güç haline gelmiştir.
5- Geçici olarak İtalyanlara bırakılan Rodos ve Oniki Ada tekrar geri alınamamıştır. Üst üste gelen savaşlardan dolayı Osmanlı Devleti Adalarla ilgilenemediği gibi onun varisi olan Türkiye Cumhuriyeti de karşı karşıya bulunduğu ciddi problemlerden dolayı adaları İtalya’dan devralmayı başaramamıştır. II. Dünya savaşına kadar İtalyanlarda kalan adalar bu savaş sırasında Almanlar tarafından Türkiye’ye verilmek istenmiş, ancak Cumhurbaşkanı ismet İnönü “Biz savaşa katılmıyoruz sonuçlarından da hiçbir şekilde istifade edemeyiz” diyerek adaları reddetmiştir. Türkiye’nin kabul etmemesi üzerine Rodos ve Oniki Ada Yunanistan’a bırakılmıştır.

]]>
Trablusgarp Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci https://kocaelikent.com/trablusgarp-savasi-20nci-yuzyilda-osmanlinin-yikilma-sureci/ Wed, 06 May 2020 23:29:40 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58920

Trablusgarp Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci … “Yerli halkın direnişini kıramayan İtalya, Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak amacı ile bazı Ege adalarını (12 Ada ve Rodos) işgal etti…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Trablusgarp Savaşı-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci

Trablusgarp Savaşı (1911-1912)

Trablusgarb ve Bingazi (Bugünkü Libya), Kanuni döneminde 1551 yılında Turgut Reis tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştı. XIX. yüzyılda önce Cezayir (1830) ardından da Tunus (1881) ve Mısır (1882) işgal edildiği için Kuzey Afrika’da Osmanlı Devleti’nin kontrolünde sadece Trablusgarp kalmıştı. Mısır’ın İngilizler tarafından işgali ile Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp bölgesi ile karadan irtibatı kesilmişti. Denizlerde de önemsenecek bir donanmamız olmadığından bölgenin kaybı an meselesiydi.

II. Abdülhamit bölgenin her an işgal edilme ihtimaline karşılık Trablusgarp’a bol miktarda asker ve cephane yığmıştır. Bununla da yetinmeyen Abdülhamit herhangi bir saldırıda bölgeye yardım göndermenin imkansızlığını aşmak için bölgedeki kabile reislerini İstanbul’a çağırarak onlarla görüşmüş ve onlardan bölge savunması için destek almıştır. Ayrıca bölgeye başarılı bir vali ile başarılı bir komutan tayin edilmiştir. II. Abdülhamit’in yönetimden uzaklaştırılmasından sonra yeni yönetim Trablusgarp’taki silah ve cephaneyi geri çekerken buradaki askerlerin önemli bir bölümünü de Yemen’e kaydırmıştır. Ayrıca bölge valisi ve komutanı görevden alınmıştır.

İttihat ve Terakki hükümeti bu icraatları ile adeta bölgenin işgalini kendisi hazırlamıştır. 19.yüzyılın ikinci yarısında birliğini kuran İtalya kısa sürede sanayileştikten sonra sömürge arayışına girmiştir. Bu arayış döneminde Tunus’u ele geçirme hesapları yapan İtalya bölgenin Fransızlar tarafından işgali üzerine Habeşistan’a yönelmiş, ancak yenilerek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu gelişmelerden sonra İtalya bütün dikkatlerini hemen karşısında bulunan Trablusgarp üzerine yoğunlaştırmıştır. Trablusgarp’ın işgali konusunda diğer Avrupa devletleri ile anlaşan İtalya Osmanlı Devleti’ne bir nota göndererek bazı imtiyazlar istemiş, nota süresi henüz dolmadan da Libya’ya asker çıkarmıştır.

Savaşın Sebepleri:

a) İtalya’nın gelişen sanayisi için hammadde ve Pazar arayışı
b) Trablusgarp’ın coğrafi açıdan İtalya’ya yakın olması
c) Osmanlı devletinin İtalya’yı savunamayacak kadar güçsüz olması
d) İngiltere, Fransa ve Rusya’nın çıkarlarına uygun olması
e) İtalya’nın Osmanlının bölgeyi geri bıraktığı ve İtalyanlara kötü davrandığı iddiası

İtalya’nın Trablusgarp’a saldırması üzerine zor durumda kalan Osmanlı Hükümeti bölgeye yardım yapma imkanına da sahip değildi. Zira karadan bölge ile irtibat yoktu. Denizlerde ise üç-beş gemiden oluşan donanma ile yardım gönderilmesi mümkün değildi. Buna rağmen Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere bazı subaylar devlet tarafından bölgeye gizlice gönderildi. II. Abdülhamit devrinde teşkilatlandırılmış ve silahlandırılmış olan yerli halk Türk subaylarının da yardımları ile İtalyanların iç kesimlere kadar sokulmasını engellediler. Yerli halkın direnişini kıramayan İtalya, Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak amacı ile bazı Ege adalarını (12 Ada ve Rodos) işgal etti. Bu arada Balkan Devletleri’nin de aralarında ittifak kurarak Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmeleri üzerine durumu daha da zorlaşan Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. Ve bunun sonucunda Uşi Antlaşması imzalandı.

]]>
İttihat ve Terakki Partisi-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci https://kocaelikent.com/ittihat-ve-terakki-partisi-20nci-yuzyilda-osmanlinin-yikilma-sureci/ Wed, 06 May 2020 23:26:29 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58918

İttihat ve Terakki Partisi-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci … “Bundan sonra cemiyetin Cenevre (1897) ve Kahire (1897) şubeleri faaliyete geçtiği gibi Rumeli’de de hızlı bir şekilde örgütlenmiştir…” ayrıntılar hayaldefterim de…

İttihat ve Terakki Partisi-20’nci Yüzyılda Osmanlının yıkılma süreci

İttihat ve Terakki Partisi:

Önce cemiyet daha sonra siyasi bir parti olarak kurulan ve gelişen ittihat ve Terakki Partisi, Türk tarihinde önemli rol oynayan ilk büyük siyasi partidir, ittihat ve Terakki Cemiyeti, 1889 tarihinde İstanbul’da Sarayburnu’nda Gülhane bahçesinde kurulan İttihat-ı Osmanî Cemiyeti ile 1906’da Selanik’te Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin 1907’de birleşmesi ile oluşmuştur.

“Jön Türklerin Paris grubunu içine almıştır”

İttihat-ı Osmanî Cemiyeti, kısa zamanda yurt içinde ve yurt dışında teşkilatını genişletmiş, Jön Türklerin Paris grubunu içine almıştır. Cemiyet ilk defa yurt içinde varlığını Ermeni olayları vesilesiyle duyurmuştur. Bundan sonra cemiyetin Cenevre (1897) ve Kahire (1897) şubeleri faaliyete geçtiği gibi Rumeli’de de hızlı bir şekilde örgütlenmiştir. Cemiyet bu dönemde kendisini batı dünyasına, Jön Türklerin (Genç Türkler) temsilcisi olarak tanıtmıştır. Cemiyete bağlı olarak İzmir’de Hizmet, Saadet ve Ahenk, İstanbul’da Şura-yı Ümmet, Cenevre’de Osmanlı İçtihat, Paris’te Meşveret Kahire’de Kanun-u Esasî, Basiretül Şark gazeteleri ile yayınlar yapmıştır.

Cemiyetin başlıca amacı, 1876 Kanun-i Esasi’sini (Anayasasını) tekrar yürürlüğü koymak ve Osmanlı Meclisi Meb’usanının açılmasını sağlamaktı.

Paris’te, 4 Şubat 1902’de toplanan Jön Türk Kongresinde, Meşrutiyet düzeninin uygulanma metotları konusunda varılan görüş ayrılığı, Cemiyeti ikiye bölmüştür. Prens Sabahattin, Teşebbüs’ü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet derneği kurarak Cemiyet’ten ayrılmış, diğer taraftan da Ahmet Rıza Bey de Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyetini kurarak faaliyetine devam etmiştir.

1906 yılında Selanik’te kurulan gizli Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ise, İttihat ve Terakki Cemiyetinin hayatında bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Osmanlı Hürriyet Cemiyeti, Rusların Bulgarları koruyarak memleketin iç işlerine müdahalesini protesto etmiş, özellikle ordu mensupları arasında da taraftar bulmaya çalışmıştır.

14 Eylül 1907’de Merkezi Paris’te olan Osmanlı Terakki ve ittihat Cemiyeti ile merkezi Selanik’te olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti, Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti olarak bir yazılı anlaşma ile birleşmişlerdir.

Bu birleşmelerden sonra ittihat ve Terakki Cemiyeti, Rumeli’de büyük bir silahlı ayaklanma hareketine girmiştir. Enver Bey Tikveş civarında, Niyazi ve Eyüp Sabri Beyler Resne ve Ohri’de, Selâhattin ve Hasan Tosun Beyler Arnavutluk’ta hürriyet taburları kurmuşlardır. Cemiyetin Silahlı müfrezeleri halkı ayaklanmaya teşvik ve buna karşı da II. Abdülhamit’in bu bölgeye gönderdiği baskı unsuru adamlarını öldürmeye başlamışlardır. Derne’de dağa çıkan Kolağası (önyüzbaşı) Niyazi ve arkadaşlarını sindirmeye çalışan askerî birlikler, hürriyet isteyenlerle birleşmişlerdir. Cemiyet 23 Temmuz 1908’de Manastır, Selanik ve Rumeli şehirlerinde hürriyet ilân etmiş ve bunun sonucu olarak II. Abdülhamit de, Kanun-i Esasîyi (Anayasayı) yürürlüğe koymuştur. Böylece ikinci Meşrutiyet ilân edilmiştir.

17 Aralık 1908’de, Osmanlı Meclisi Mebusanı açılmış böylece Cemiyet mensupları siyasî iktidara sahip olmuşlardır.

Yeni kurulan rejim içerde ve dışarıda birtakım olaylarla karşı karşıya kalmıştır. Bulgaristan, 5 Ekim 1908’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Avusturya-Macaristan, 6 Ekim 1908’de Bosna-Hersek’i ülkesine kattığını, Girit ise Yunanistan’a katıldığını ilân etmiştir.

Balkanlar’daki bu kayıplar ülke içinde ilk kez rejime yönelik bir tepkinin doğmasına neden oldu. Tarihte 31 Mart Olayı diye anılan bu isyan İstanbul’da bir terör ortamı meydana getirdi. 31 Mart olayını önlemek ve Meşrutiyet rejimini tehlikeden kurtarmak için Rumeli’de Hareket Ordusu adıyla bir ordu kuruldu. 21 Nisan 1909’da İstanbul’a gelen ordu, 31 Mart olayını bastırarak, duruma hakim oldu.

Bu olaydan sonra II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine Sultan V. Mehmet Reşat getirilmiştir.

Bundan sonra 1909’da Anayasada değişiklikler yapılarak parlamenter bir rejime yönel inmiştir. Bu değişikliklerle yürütme organının başı olan hükümdarın yetkileri sınırlandırılmış, kabinenin meclise karşı sorumlu olması ilke olarak kabul edilmiş, yasama organını bağımsızlığı kabul edilerek yetkileri genişletilmiştir.

Bu değişikliklere rağmen durum düzelmemiş, içerde ve dışarıda büyük gaileler çıkmış, artan malî zorlukların yanı sıra, Arnavutluk’ta ve Arap ülkelerinde ayaklanmalar çıkmıştır.

İmparatorluğun bu güç durumunda bu defa, 1911’deTrablusgarp Savaşı, 1912 yılında I. Balkan Savaşı ve 1913’te de II. Balkan Savaşı patlak vermiştir.

]]>
Islahat hareketleri-20’nci Yüzyılda Osmanlının durumu https://kocaelikent.com/islahat-hareketleri-20nci-yuzyilda-osmanlinin-durumu/ Wed, 06 May 2020 23:01:57 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58906

Islahat hareketleri-20’nci Yüzyılda Osmanlının durumu … “Ulema Avrupa’daki gelişmeleri takip edememiş bundan dolayı da bir ıslahat bilinci uyanmamıştı. Islahatlar halka indirgenememiş yapılan masraflar da boşa gitmiştir…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Islahat hareketleri-20’nci Yüzyılda Osmanlının durumu

20 yy başında Osmanlı devletinde kötü gidişi durdurmak için, birlik ve bütünlüğü sağlamak için iki türlü kurtuluş çaresine baş vurmuştur:

a) Islahat hareketleri
b) Fikir akımları

I. Islahat Hareketleri:

Osmanlı Devleti’nde 16. yüzyılın sonlarında başlayan bozulma zamanla iç bütünlüğü tehdit etmeye başladı, iç ayaklanmalar artmış savaşlarda istenilen sonuçlara ulaşılamamıştı. Bütün bu olumsuz gelişmeler Osmanlı Devleti’nde 17. yy’ın ilk yarısından itibaren Osmanlı devletinin ıslahata muhtaç olduğu gerçeğini ortaya koymuştu.

Osmanlı Devleti’nde ıslahatları ve ıslahatların öncülüğünü padişahlar ve bazı devlet adamları yapmıştı. Ulema Avrupa’daki gelişmeleri takip edememiş bundan dolayı da bir ıslahat bilinci uyanmamıştı. Islahatlar halka indirgenememiş yapılan masraflar da boşa gitmiştir.

17. yüzyılda yapılan ıslahatlar (Genç Osman dışında) genelde başarılı olmuş, fakat Avrupa’nın bu dönemde hiç etkisi olmamıştı, ilk ıslahatların en önemli özelliği disipline bir karakterde olmasıdır.

18. Yüzyılda, Avrupa’nın üstünlüğü ilk kez askeri alanda hissedildiği için, bu yüzyılda batıdan ilham alınarak yapılan ıslahatların ağırlık noktasını askeri alandaki ıslahatlar’ oluşturmuştur.

*Aynı dönemde Avrupa’dan getirilen askeri uzmanlardan da yararlanılmıştır.
*Buna rağmen askeri alanda girişilen ilk yenileşme çabaları da başarılı olamamıştır.
*Islahat tarihimizin bilerek ve bilinçli olarak yapılmış ilk önemli hareketi Nizam-ı Cedit yeniliğidir. III. Selim, Avrupa standartlarında bir ordu yetiştirmek ve çağdaş bir düzen kurmayı amaçlamıştı.
*Siyaset ve diplomasi alanında önemli yenilikler yapılmış, Avrupa devletlerinde sürekli elçilikler kurulmuştur.
*Nizam-ı Cedit devri ıslahatlarına karşı başlayan Kabakçı İsyanı başarıya ulaşmış ve ıslahatlar kaldırmıştır.
*II. Mahmut yeniden çok yönlü olarak ıslahatlara başlamıştır. Türkiye’nin modernleşme sürecinde önemli adımlar atıldı.
*II. Mahmut devri ıslahatlarını, Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, l. ve II Meşrutiyetler takip etmiştir.
*Bu ıslahatlarla önemli reformlar yapıldıysa da başarı sağlanamamış, Osmanlı Devleti’nin birlik ve bütünlüğü gerçekleşememiştir.
*Bazı fikir, devlet ve sanat adamları imparatorluğun içinde bulunduğu duruma çözüm getirmek için çeşitli fikirler ortaya atmışlardır.

]]>