Veda Hutbesinin – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Sun, 13 Aug 2023 19:23:53 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg Veda Hutbesinin – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 Veda Hutbesinin Düşündürdüğü Diğer Hususlar https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-dusundurdugu-diger-hususlar/ Thu, 13 May 2021 01:59:48 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58680

Veda Hutbesinin Düşündürdüğü Diğer Hususlar … “Varislerin haklarını korumak ve adaleti gözetmek kaydıyla mal bırakma yolunu açık tutmuştur. İslâm hukuku, başka mirasçılar bulunsa dahi eşi mirastan mahrum etmemiştir…” ayrıntılar hayaldefterim de…
M. Emin DEMİRÇİN

Veda Hutbesinin Düşündürdüğü Diğer Hususlar

Peygamberimiz veda hutbesine şöyle devam ediyor:

Ashabım,
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Hediyeler hediye ile karşılanır. Başkalarına kefil olan kefaleti üzerine alır.

Ey insanlar,
Allah herkese düşen miras hakkını Kur’an’da bildirmiştir. Mirasçılar için ayrıca vasiyetname yapmaya gerek yoktur.

İslâm, murisin bıraktığı mal ve haklar üzerinde hak sahibi olan mirasçılar ve bunların saklı paylarını belirtmiştir. Varislerin haklarını korumak ve adaleti gözetmek kaydıyla mal bırakma yolunu açık tutmuştur. İslâm hukuku, başka mirasçılar bulunsa dahi eşi mirastan mahrum etmemiştir.

Diğer taraftan Resulullah (S.A.V.) toplum ilişkilerinde güven duygusunun hakim olmasına işaret ederek emanetlerin sahibine verilmesini, kefilin kefaletinden, sorumlu bulunduğunu ve hediyelerin karşılıklı olduğunu beyan etmiştir.

]]>
Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (6’ncı bölüm) https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-insan-haklari-yonunden-kisa-tahlili-6nci-bolum/ Mon, 10 May 2021 23:23:36 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58796

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (6’ncı bölüm) … “Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz. Onların hak ve hürriyetlerine tecavüz etmekten sakınınız. Çünkü siz onları Allah ‘in bir emaneti olarak aldınız.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (6’ncı bölüm)

“Nafaka Hakkı”

“Onların (kadınların) da sizin üzerinizde hakları vardır. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde (örf ve âdete göre) her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.” Hz. Peygamber (S.A.V.) bu sözleriyle, ailenin geçimiyle ilgili olan “nafaka hakkı”nın, kadının kocası üzerindeki haklarının en önemlilerinden biri olduğunu ortaya koymuştur. Kadın hakları konusunda titiz davranılmasını isteyen bir hadiste: “Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz. Onların hak ve hürriyetlerine tecavüz etmekten sakınınız. Çünkü siz onları Allah ‘in bir emaneti olarak aldınız.” Buyrulmaktadır.

“Kimse gücünden fazlasıyla mükellef tutulmaz”

Bu hadislerle ilgili ayetlere göre İslâm, kadınlara birtakım haklar tanımıştır ki, bunların başında nafaka hakkı gelir. “Annelerin yiyecek ve giyeceğini örfe uygun olarak sağlamak, çocuk kendisinin olan babaya aittir. Kimse gücünden fazlasıyla mükellef tutulmaz… ayeti ile benzeri ayetler (Bkz., Talak, 65/7) nafakanın kocaya ait olduğunu, bunun yerine getirilmemesi halinde kadının dava açabileceğini ortaya koymaktadır.

“Kadın evlenmeden önce Mehir isteme hakkına sahiptir”

Buna göre kadın ev için gerekli olan masraflara katılmak zorunda değildir; buna zorlanamaz. Kadının kocası üzerindeki önemli haklarından biri de “Mehir hakkıdır.” Kadın evlenmeden önce Mehir isteme hakkına sahiptir. “Kadınlara Mehirlerini seve seve veriniz; eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin.” Ayeti de kadının Mehir hakkının zorunlu bir şey olduğunu ortaya koymaktadır.

“Veda Hutbesinde; kişi dokunulmazlığı, hayat hakkı, mülkiyet hakkı…”

Deneme mahiyetinde olan bu kısa tahlilde Veda Hutbesinde; kişi dokunulmazlığı, hayat hakkı, mülkiyet hakkı, mesken masumiyeti, sosyal güvenlik, eşitlik ve aile hukuku ve daha detaylandırabileceğimiz haklar üzerinde durulduğu ortaya çıkmıştır.

]]>
Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (5’inci bölüm) https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-insan-haklari-yonunden-kisa-tahlili-5inci-bolum/ Sun, 09 May 2021 23:20:29 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58793

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (5’inci bölüm) … “Bunların yerine getirilmemesi halinde, aile düzeni bozulacak, haklar çiğnenmiş olacak, dolayısıyla çocuklara kötü örnek olunacak, onların ebeveyne güvenleri sarsılacak…” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (5’inci bölüm)

Veda Hutbesinde Hz. Peygamberin (S.A.V.) üzerinde durduğu ve günümüzde, bilenin de bilmeyenin de söz ettiği en önemli konulardan biri de aile kukunun özünü teşkil eden kadın hakları (veya kan-koca hakları) dır. Rasûlullah (S.AV.) yine “Ey insanlar diyerek bu konuda dikkat çekmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir.

“Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz.”

Bir toplumda veya ailede, kişilerin sahip oldukları haklar oldukça önemlidir. Hakların gerçekleşmesi veya onlardan azamî derecede istifade, ancak medeni, hukuki ve İslami ölçüler dahilinde hareket etmekle olur ki, bu da eğitim ve kül tür düzeyinin yüksek seviyede olmasına bağlıdır. İşte Hz. Peygamber, ailenin bir kanadını oluşturan kadın haklarının çiğnenmesinden endişe ettiği için, hakların gözetilmesini ve çiğnendiği takdir de Allah’tan gelebilecek cezadan sakınılmasını tavsiye etmiş ve kadınların, Allah’ın bir emaneti olduğunu, yani emanete hıyanet etmemeyi hakkı ne ise onu vermeyi, altını çizerek belirtmek istemiştir.

“Sizin kadınlar üzerinde hakkınız vardır; sizin kadınlar üzerindeki hakkınız onların, aile yuvasını hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir.” Yani ailenin her şeyinden sorumlu olan kocanın, eşi üzerinde nikâhtan doğan birtakım hakları olduğu ve bunların da en başında gelen; aile harimine yabancıların ayak basmaması, namusun korunması, sırların ifşa edilmemesi, mesken masumiyeti gibi hususlardır. Bunların yerine getirilmemesi halinde, aile düzeni bozulacak, haklar çiğnenmiş olacak, dolayısıyla çocuklara kötü örnek olunacak, onların ebeveyne güvenleri sarsılacak ve düzeltilmesi oldukça zor bir yıkım meydana gelecektir.

]]>
Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (4’üncü bölüm) https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-insan-haklari-yonunden-kisa-tahlili-4uncu-bolum/ Sat, 08 May 2021 23:17:44 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58790

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (4’üncü bölüm) … “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi sırf birbirinizle tanışasımız diye milletlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (4’üncü bölüm)

Hz. Peygamber (s.a.v.), faizi ve tefeciliği yasaklarken, kan dâvasını kaldırırken bunları önce kendi yakınlarında uygulamış ve böylece uyulması gereken örnek bir davranış sergilemiştir.

“Teammüden, bilerek haksız yere adam öldürmek kısası gerektirir” sözü ile yukarıda temas ettiğimiz cana kastetmek, kan davası güderek öldürmek gibi cinayetlerin cezası belirtilmiş olmaktadır.

“İnsanların eşit olduğunu kesin çizgilerle gözler önüne sermiştir”

“Ey insanlar! Rabbiniz bir, babanız birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Allah yanında en değerli olanımız. O’na en çok saygı gösterip, emirlerine uyanınızdır. Arab’ın Arap olmayana bir üstünlüğü yoktur. (Eğer varsa) bu, ancak takva iledir.” Hz. Peygamber (S.A.V.) bu edebi ve veciz sözleriyle bütün insanların Rabbinin bir olduğunu, aynı anne babadan türediğini ve insanların eşit olduğunu kesin çizgilerle gözler önüne sermiştir. Fizikî eşitliğin esas olduğunu vurgulayan bir ayette: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi sırf birbirinizle tanışasımız diye milletlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki sizin Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileri olanımızdır.” buyuruluyor.

“Sonunda Rasûlullah’ın dostu Üsâmeyi elçi olarak gönderdiler”

Bir hadiste de: “İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittirler.” buyurulmaktadır. Bu ayet ve hadislere göre insanların fizikî yapılarından gelen; cinsiyet, irk, renk, dil, soy-sop ve benzeri faktörler, hiçbir zaman eşitliği zedeleyecek ve üstünlük sağlayacak nitelikte değildir. 0 halde bütün insanlar, insan olmaları itibariyle eşittirler. Kanun nazarında herkes eşittir ve prensip itibariyle eşit muameleye tâbidirler. Kureyşten asîl bir kadın hırsızlık yapmış, bu durum ailesine ağır gelmişti. Bunun cezasını affettirmek için bir yolunu araştırıyorlardı. Sonunda Rasûlullah’ın dostu Üsâmeyi elçi olarak gönderdiler, o durumu arz ettikten sonra, Hz. Peygamber bundan hoşlanmamış ve bunun üzerine: “Sizden önceki milletlerin helak olmalarının sebebi şudur ki: İçlerinden şerefli birisi hırsızlık edince onu bırakır, cezalandırmazlar; zayıf birisi hırsızlık edince ona el kesme cezasını uygularlardı. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fâtıma da hırsızlık etse, şüphesiz onun da elini keserdim.” 10 buyurarak herkesin kanun önünde eşit olduğunu belirtmiştir.

]]>
Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (3’üncü bölüm) https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-insan-haklari-yonunden-kisa-tahlili-3uncu-bolum/ Fri, 07 May 2021 23:14:51 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58787

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (3’üncü bölüm) … “Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.): ‘Kim malini, canını, dinini, ırz ve namusunu korumak için mücadele ederken öldürülürse o şehittir’ buyurmuştur.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (3’üncü bölüm)

“Irz ve namuslarınız da her türlü tecavüzden korunmuştur.” ifadesi de kişilerin ırz ve namusunun muhterem ve dokunulmaz olduğunu kesin çizgilerle belirlemektedir. Buna göre kişinin özel hayatının tecessüsü, gizli yönlerinin araştırılması, âile hayatı ile ilgili sırların ifşå edilmesi haram ve yasaktır. Kişinin harimi anlamına gelen “harîmü’r-racül” diye bir terim vardır ki bu, hukuki anlamda bir insanın koruması, himâye etmesi üzerine vâcip olan şey demektir. Başka bir ifade ile başkasının, kişiye haksız yere tecavüzü halinde hukuk kuralları çerçevesinde müdahale edeceği, savunacağı şeylerdir ki bunlar, dilimizde ırz ve namus kelimeleri ile ifade edilirler.

“…kişinin canına, malına, ırz ve namusuna…”

İslâm hukukuna göre kişinin canına, malına, ırz ve namusuna, aile efradına yani harimine dışardan haksız bir saldırı olduğu zaman onları koruma ve gerekirse saldırıyı defetme yani meşru müdafaa hakkı tanınmıştır. Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.): “Kim malini, canını, dinini, ırz ve namusunu korumak için mücadele ederken öldürülürse o şehittir” buyurmuştur. Allah Rasûlü, bu açıklamaya çalıştığımız; can, mal, ırz ve namus gibi kişinin doğrudan şahsı ve ailesiyle ilgili şeylerin oldukça önemli olduğunu göstermek ve bunu vurgulamak amacıyla, bu tarihî hutbesinin hemen başında buna yer vermiş ve tebliğ ettiğine dair muhataplarından söz almıştır.

“Tefecilik gibi bir sömürü düzenini yasaklamış”

“Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerekir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır” sözleri yukarıda açıklamaya çalıştığımız, mülkiyet hakkı ile malların dokunulmazlığı ve haksız kazancın yasak olduğu hususları ile doğrudan ilgilidir. Yani Hz. Peygamber, bu değerli sözleriyle tefecilik gibi bir sömürü düzenini yasaklamış ve ortadan kaldırmıştır.

“Cahiliyet devrinde görülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır” sözleri de kişi dokunulmazlığı, yaşama hakkı, toplum düzeni ve sosyal güvenle doğrudan ilgili olup, kan davalarının kaldırılmasıyla, toplumu altüst eden anarşi önlenmiş, bunların yerine kardeşlik ilkesi tesis edilmiştir. Şurası bir gerçektir ki, bu emir ve yasaklar kâğıt üzerinde kalmamış, bizzat Hz. Peygamber tarafından toplum hayatına uygulanarak ideal manada bir İslâm birlik ve kardeşliği tesis edilmiştir. İşte bu nesil dünyada benzeri görülmemiş örnek bir nesil olmuştur.

]]>
Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (2’nci bölüm) https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-insan-haklari-yonunden-kisa-tahlili-2nci-bolum/ Thu, 06 May 2021 23:24:54 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58782

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (2’nci bölüm) … “Buna göre, insanın yaşama hakkının tabiî bir hak olduğunu ve cana dokunmanın, ona tecavüz etmenin dinen ve hukuken yasak ve haram olduğu ortaya çıkmaktadır.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (2’nci bölüm)

Hutbede yer alan “Canlarınız… (her türlü tecavüzden korunmuştur)” ifadesi, kanlarınız yani canlarınız mukaddestir, dokunulmaz demektir. Buna göre, insanın yaşama hakkının tabii bir hak olduğunu ve cana dokunmanın, ona tecavüz etmenin dinen ve hukuken yasak ve haram olduğu ortaya çıkmaktadır. Zaten İslâm’a göre, haksız yere kişinin hayatına kastetmek, hayat hakkını elinden almak haramdır. Kur’ân’da iki yerde: “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’m haram (yasak) kıldığı cana kıymayın.” buyruluyor. Ayrıca konuyla doğrudan ilgili birçok hadis de vardır. Bu hadisler incelendiğinde bunların; zina, kısas ve irtidad gibi hukuki sebepler dışında “Müslümanın kanını akıtmak helal değil, haramdır, tecavüzden korunmuştur, noktasında birleştikleri görülür ki, Hz. Peygamber (S.A.V.) Veda Hutbesindeki hadislerinin dışında da bu konuya parmak basarak, bu hususu bir prensip olarak ortaya koymuştur. Bu delillere göre intihar büyük günahtır ve Allah, koyduğu hukuki ölçülerin, başka bir ifade ile devlet gibi meşru bir otoritenin dışında, kimseye ölüm cezası ile cezalandırma yetkisi vermemiştir.

“…kurallarını koymuş ve meşru yollarını göstermiştir”

“Mallarınız… (her türlü tecavüzden korunmuştur)” ifadesi ise, insanların mallarının garanti altına alındığını, başka bir deyişle insanın mülkiyet hakkı olduğunu; kişinin mülkiyetinde olan bir şeyin, haksız yere alınamayacağını; ancak malin meşru ölçüler dâhilinde elde edilebileceğini, ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber, bu gerçekleri ilk defa burada söylemiş olmayıp, 23 sene boyunca bunları insanlığa daha önce ayetlerle açıklamış, kurallarını koymuş ve meşru yollarını göstermiştir. Bu cümleden olarak “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” ayeti ile benzer ayetler, kişinin malına, mülkiyet hakkına tecavüzü yasaklamaktadır.

]]>
Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (1’inci bölüm) https://kocaelikent.com/veda-hutbesinin-insan-haklari-yonunden-kisa-tahlili-1inci-bolum/ Wed, 05 May 2021 23:11:15 +0000 https://kocaelikent.com/?p=58780

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (1’inci bölüm) … “Veda Hutbesi hicri 10. yılda Hz. Peygamberin hac farizasını ifa için Mekke’ye gelip, Veda Haccı sırasında irat etiği hutbelere verilen bir isimdir.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (1’inci bölüm)

Veda Hutbesi hicri 10. yılda Hz. Peygamberin hac farizasını ifa için Mekke’ye gelip, Veda Haccı sırasında irat etiği hutbelere verilen bir isimdir. Ancak Veda Hutbesi yalnız Arafat’ta irat edilen hutbe olmayıp; Arafat’ta arife günü (Zilhiccenin 9. günü), Mina’da bayramın ilk günü ile yine Mina’da bayramın ikinci günü irat edilen hutbelerin bütünüdür. Bunlardan meşhur olanı Arafat’ta, sayıları kadın erkek 140.000’i aşan bir topluluğa irat edilen hutbedir.

Allah Rasulu (5.A.V.) bu mahşeri kalabalıkta hutbesine başlamadan önce Cerir b. Abdullah vasıtasıyla süküneti temin etmiş ve sahabılerden Rebi’a b. Ümeyye gibi gür sesli münadiler görevlendirerek hutbe cümlelerinin tekrar edilip, uzaklara kadar duyurulmasını temin etmişti ki, bu teknik anlamda bir bakıma hoparlör teşkilâtından yararlanmak demektir.

Allah Rasûlü hutbesine Allah’a hamd ve senadan sonra “Eyyühe’n-nás! (= Ey insanlar)’ nidasıyla başlamış ve önce sahabilerin dikkatlerini çekerek, oradan bütün dünyaya hitap etmiştir.

Bu hutbe, İslâm’ın temel konularına temas etmesi, cahiliye âdetlerini ortadan kaldırması, eşitlik, hürriyet, kan davaları, faiz, emanet, özellikle insan hakları, aile hukuku içinde yer alan karıkoca hakları, vasiyet, nesep, zina, borç ve kefalet gibi hukuki meselelere yer vermesi açısından oldukça önem taşır.

Hz. Peygamberin (S.A.V.) bu hutbesi, yalnız Müslümanlara okunmuş sıradan bir hutbe olmayıp, bütün insanları kapsayan tarihi bir hutbe ve bir insan hakları evrensel beyannamesidir.

Biz burada sözü edilen konuların hepsini değil, hutbenin insan hakları ve aile hukuku ile ilgili yönlerini ele alacağız. Şimdi hutbenin konumuzla ilgili cümlelerini ele alıp, tahlil etmeye çalışalım.

Hutbede 7-8 yerde geçen ve paragraf başlarını oluşturan “Nâs” kelimesi, bu hutbenin veya bu beyannamenin evrensellik yönünü yani bütün insanlara şâmil olma özelliğini ortaya koyar.

Çünkü bu kelime ile Hz. Peygamber (s.a.v.), sadece huzurundaki Müslümanlara değil, orada bulunmayan gayr-i müslim; hatta inançsız, Allah’ı tanımayan bütün insanlara seslenmeyi hedeflemiştir. Zira nâs kelimesi mutlak bir olup, inananı, inanmayanı; müslimi, gayr-i müslimi, erkeği kadını, orada bulunanı, bulunmayanı; hâsılı akıl sahibi bütün mükellefleri içine almaktadır.

]]>