yüksek tansiyon – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Sat, 05 Mar 2022 22:40:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg yüksek tansiyon – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 Karaciğer Yağlanmasının nedenleri? https://kocaelikent.com/karaciger-yaglanmasinin-nedenleri/ Sat, 05 Mar 2022 23:50:42 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61659 Karaciğer Yağlanması günlük hayatta beslenme ile yakın ilişkilidir

1-Obezite: Çok fazla şeker ve nişasta yemek onları trigliseritlere dönüştürerek vücudun hücrelerinde ve organlarında birikerek obezite ve karaciğer yağlanmasına neden olur. Bunun ağızdan gelen hastalıkların en iyi temsilcisi olduğu söylenebilir.

2-Alkolizm: Aşırı içme nedeniyle alkol doğrudan karaciğeri zehirler. En yaygın alkolik karaciğer hastalığı, alkolik hepatite, hatta karaciğer sirozuna neden olabilen ve sonunda karaciğer kanserine yol açabilen karaciğer yağlanmasıdır.

3-Üç önemli nokta: Karaciğer yağlanmasına yatkın olan karaciğerde trigliseritler birikir; rafine gıda kan şekerini yükseltir, insülin salgısını uyarır ve insülin direnci uzun süre yağlı karaciğer oluşturur. Yüksek tansiyon, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığına neden olabilen metabolik sendromdaki önemli faktörlerden biridir.

4-Hepatit C: Yağlı karaciğer hastalığı, özellikle genotip 3 hepatit C virüsü riskinde artış.

5-İlaçlar: Aritmi, hormonlar, steroidler ve bazı antibiyotikler gibi ilaçlar da karaciğer yağlanmasına neden olabilir.

6-Diğerleri: Örneğin, uyku apnesi olan çoğu insanda obezite sorunları da vardır ve apne, oksijen eksikliğinden dolayı karaciğer yağlanmasına yol açabilen inflamatuar bir reaksiyona yol açabilir.

]]>
Hamilelikte Annenin Yaşı ve diğer önemli konular https://kocaelikent.com/hamilelikte-annenin-yasi-ve-diger-onemli-konular/ Sun, 22 Aug 2021 19:38:06 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61526

Hamilelikte Annenin Yaşı ve diğer önemli konular … “35 yaşından sonra doğum yapan kadınların özürlü bebek doğurma olasılığı daha yüksektir. Hamilelik dönemi daha sorunlu geçebilir…” detaylar haberimizde…

Hamilelikte Annenin Yaşı ve diğer önemli konular

ANNENİN YAŞI

Hamilelik doğal bir süreçtir. Fakat yine de her hamilelik anne ve bebek açısından biraz risk alır ve Reel dikkat gerektirir. Ancak hamilelikte özellikle dikkat edilmesi gerektiren bazı riskli durumlar vardır Bunların başında da annenin yaşı gelmektedir. Annenin çok erken veya geç yaşta hamile kalması ve doğum yapması bebeğin ve annenin sağlığı açısından riskler taşımaktadır Bu riskler özellikle anne 20 yaşından küçük ve 35 yaşından büyükse ortaya çıkmakladır. Bu riskler önceden bilinir ve gerekli önlemler alınırsa bebeklerin sağlığı için fazla endişelenmeye gerek kalmayacaktır.

35 YAŞTAN SONRA HAMİLELİK

35 YAŞTAN SONRA HAMİLELİK
35 YAŞTAN SONRA HAMİLELİK

35 yaşın üstündeki kadınların pek çoğu sağlıklı hamilelik geçirebilir ve sağlıklı bir bebek sahibi olabilirler. Bununla beraber 35 yaşından sonra bebek sahibi olacak kadınların karşılaştığı bazı özel riskler de vardır. Bu riskler şunlardır:

*Şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi sürekli hastalıklar ileri yaşlarda daha sık görülmektedir.
*35 yaşından sonra doğum yapan kadınların özürlü bebek doğurma olasılığı daha yüksektir. Hamilelik dönemi daha sorunlu geçebilir.
*Doğum ve doğum sonrasında daha büyük sorunlarla karşılaşırlar.

DAHA ÖNCEDEN VAR OLAN SAĞLIK SORUNLARI HAMİLELİĞİ NASIL ETKİLER?

SAĞLIK SORUNLARI HAMİLELİĞİ NASIL ETKİLER
SAĞLIK SORUNLARI HAMİLELİĞİ NASIL ETKİLER

Özellikle şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi sağlık sorunları 35 yaşın üstündeki kadınlarda genç kadınlara göre daha fazla görülmektedir. Hamilelik öncesinde var olan bu tür bir sağlık problemi bebeğinizin ve sizin sağlığınızı tehlikeye düşürür.

Fakat hamilelikten önce bağlanacak ve hamilelik süresince devam edilecek dikkatli bir tıbbi takip ve uygun tedavi yöntemleriyle bu durumlarla bağlantılı riskler azaltılabilir ve çoğu gebelik sağlıklı doğumla sonuçlanabilir.

35 yaş üstü kadınlarda, hamilelik öncesinde bu tür bir sorun olmasa bile, hamilelik sırasında yüksek tansiyon ve şeker hastalığı meydana gelme riski artmaktadır. Bu durum, yaşlı annelerde erken ve düzenli tıbbı takibin önemini artırmaktadır. Bu sorunların erken tanılanması ve hemen tedaviye başlanması ile anne ve bebek için olası zararları en aza indirmek mümkün olmaktadır.

Hamileliğin sorunsuz yaşanması ve bebeğin sağlıklı doğması için hangi yaşta olursa olsun her kadın hamile kalmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmelidir. Fakat eğer 35 yaşından sonra bebek sahibi olmayı düşünüyorsanız bunu mutlaka doktor kontrolü altında yapmalısınız.

35 YAS ÜSTÜ KADINLARDA DOĞUMSAL ÖZÜRLÜ BEBEK SAHİBİ OLMA RİSKİ NEDİR?

DOĞUMSAL ÖZÜRLÜ BEBEK SAHİBİ OLMA RİSKİ
DOĞUMSAL ÖZÜRLÜ BEBEK SAHİBİ OLMA RİSKİ

Bebeklerin bazı kromozomal bozuklukları taşıma riski annenin yaşına bağlı olarak artmaktadır. Bu bozuklukların en yaygın olanı down sendromudur. Down sendromu zeka geriliği ve çeşitli fiziksel anormallikleri içeren bir bozukluktur. 25 yaşında her 1250 kadından birinin down sendromlu bir bebeğe sahip olma riski varken, 30 yaşındaki her 1000 kadından biri, 35 yaşındaki her 400 kadından biri, 40 yaşındaki her 100 kadından biri ve 45 yaşındaki her 30 kadından birinin down sendromlu bebeğe sahip olma ihtimali vardır.

35 yaş üstündeki kadınların, Down sendromu ve diğer doğuştan gelebilecek bazı sakatlıkları tanılamak için üçlü tarama testi ve amniyosentez gibi erken tanı testlerini yaptırmaları gereklidir.

Hamilelik sorunları ve olumsuz hamilelik sonuçları 35 yaş üstü kadınlarda artmakta mıdır?

35 yaş üstü kadınların sağlıklı bebeğe sahip olma şansları varken, aynı yaş grubundaki kadınlar pek çok sorunla da karşı karşıya gelmektedirler.

35 yaşından sonraki hamileliklerde genç kadınlara oranla düşük yapma olasılığı belirgin olarak daha yüksektir.

Bu yaşlarda plasenta (eş) sorunları da artmaktadır. Bu durum doğum sırasında ciddi kanamalara neden olmakta, bu da anne ve bebek için tehlike yaratmaktadır, fakat doğum sezaryenle yapıldığı takdirde bu sorunlar çoğunlukla önlenebilmektedir. 35 yaş üstünde ilk doğumunu gerçekleştiren kadınlarda erken doğum yapma ve düşük kilolu bebek doğurma, dış gebelik ve ölü doğum riski daha fazladır. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı riski 35 yaş üstü kadınlarda artmaktadır. 35 yaş üstü doğum yapan kadınların bebekleri solunum durması ve beyin kanaması gibi sorunlarla daha sık karşılaşmaktadır. Sorunlardaki bu artışa rağmen yaşlı annelerin bebeklerindeki ölüm oranı diğerlerinden daha fazla değildir.

35 YAŞ ÜSTÜ KADINLAR DOĞUM SIRASINDA SORUN YAŞARLAR MI?

35 yaş üstünde ilk doğumlarını yapan kadınlar 20’li yaşlardaki kadınlara göre doğum sırasında daha fazla zorluk yaşarlar. Fetal distres (doğum sırasında bebeğin zorlanması) ve doğumun uzaması gibi sorunlar 35 yaş üstü kadınlarda daha fazla görülmektedir.

ERKEN YAŞTA HAMİLELİK

ERKEN YAŞTA HAMİLELİK
ERKEN YAŞTA HAMİLELİK

35 yaşın üstünde doğum yapmanın anne ve bebek açısından sakıncaları olduğu kadar 20 yaşın altındaki kadınların doğum yapmasının da sakıncaları vardır. Ergenlik çağı dediğimiz 15-19 yaşları arasında yapılan doğumlar bebeklerinin sağlığını olumsuz etkiler. Ülkemizde 15-19 yaş grubundaki genç kadınların yaklaşık %10’u bebek sahibi olmuş veya hamiledirler. Bunun nedeni genç kızların hålâ çok küçük yaşlarda evleniyor olmalarıdır.

15-19 yaş grubundaki genç kızlar her ne kadar çocuk sahibi olma yetisine sahip olsalar da, henüz bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan gelişmeleri tamamlanmış değildir. Bu nedenle hamilelik ve anne olmak için gereken tıbbî ve sosyal olgunluğa henüz ulaşamamışlardır.

GENÇ YAŞTA ANNE OLMANIN GETİRDİĞİ SORUNLAR NELERDİR?

DOĞUM SIRASINDA YAŞANAN SORUNLAR
DOĞUM SIRASINDA YAŞANAN SORUNLAR

Genç yaşta anne olan kadınlar, kendilerinden daha büyük annelere göre hamilelik süresince daha az kilo almaktadırlar. Bu da düşük doğum ağırlıklı bebek sahibi olma riskini arttırmaktadır.

Genç anneler, 20 yaşın üstündeki kadınlara göre daha fazla erken doğum, kansızlık, yüksek tansiyon gibi hamilelik sorunlarına sahiptirler.

ÖZELLİKLE 15 YAŞIN ALTINDAKİ GENÇLERDE BU RİSKLER DAHA FAZLADIR

15 yaşından küçük annenin yaşadığı sorunlar
15 yaşından küçük annenin yaşadığı sorunlar

Genç annelerin bebeklerinde sağlık sorunları daha fazla olmaktadır. Genç yaşta (15-19 yaş) anne olan kadınların bebeklerinin %10’u düşük doğum ağırlıklı olmaktadır. Düşük doğum ağırlıklı bebeklerin organları tümü ile gelişemez. Organlardaki gelişme geriliğine bağlı olarak bu bebeklerde nefes alma sorunları, beyin kanaması, görme kaybı gibi ciddi özürlere yol açabilecek sorurlar ortaya çıkar. Düşük doğum ağırlıklı bebeklerin doğumdan sonra bir yıl içinde ölme riskleri normal doğum ağırlığı olan bebeklere oranla 20 kat daha fazladır.

GENÇ YAŞTA HAMİLELİĞİN DİĞER SORUNLARI

Genç yaşta anne olanların ve bebeklerin yaşamları genellikle sıkıntılıdır.

Genç yaşta anne olan kadınların eğitim düzeyleri daha düşüktür. Bu nedenle bir iş edinebilmek için gerekli becerileri genellikle geliştirememekte bu da onların sıklıkla ailelerine bağımlı bir hayat sürdürmelerine neden olmaktadır.

Genç yaşta anne olanların genellikle çocuk yetiştirmeyle ilgili becerileri gelişmemiştir. Bu nedenle çevrelerinden yardım almaları gerekir.

Genç yaşta çocuk sahibi olan annelerin çocuklarının sağlıkları daha kötüdür ve çoğunlukla okulda başarısız olmaktadırlar.

20 yaşından önce evlenmişseniz bu sakıncaları azaltmak için, hamileliğinizi plânlamanız ve hamilelik öncesi doktor kontrolünden geçmeniz önemlidir. Hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde tüm kadınlar için yapılan uyarılara dikkatle uymanız gerekir. Genç yaşta hamile kaldıysanız ya da hamile kalma olasılığınız varsa, doğum öncesi gebelik takiplerine düzenli olarak gitmeyi, beslenmenize özellikle dikkat etmeyi, sigara ve alkolden kaçınmayı, doktorların tavsiye ettiği ilâçlarının dışında hiçbir ilacı kullanmamayı ve her gün folik asit içeren vitaminler almayı asla ihmal etmemelisiniz.

STRES VE HAMİLELİK

STRES VE HAMİLELİK
STRES VE HAMİLELİK

Hamilelik dönemi, kadın ve ailesi için özel bir dönemdir. Bir çok değişiklikleri beraberinde getirir. Hamile kadının bedeninde, duygularında ve aile yaşantısında değişiklikler olur. Bu değişiklikler olumlu değişiklikler olarak kabul edilebilir, fakat yine de işinde ve evinde birçok olayla karşılaşan hamile kadının yaşamına yeni stresler getirir.

Stres her zaman kötü olmak zorunda değildir. Başlangıcında müdahale edildiği zaman stres bize yeni şeyler yapma olanağı sağlayabilir. Hamile bir kadın stresle iyi baş edebildiğini hissediyorsa (sorunları çözebiliyorsa, işyerinde ve evde kendini zinde ve enerjik hissediyorsa) muhtemelen stresin neden olduğu sağlık sorunlarını yaşamayacaktır.

Bununla beraber stres, rahatsız edici bir düzeye ulaşırsa hamile kadın için zararlı olabilir. Kısa dönemde yüksek düzeyde stres yorgunluk, uykusuzluk, kaygı, iştahta azalma veya aşırı yeme, baş ve sırt ağrılarına neden olabilir. Yüksek düzeyde stres uzun süre devam ettiği takdirde potansiyel sağlık sorunlarına yol açabilir. Örn: Enfeksiyon hastalıklarına karşı düşük direnç, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları gibi. Hamilelik döneminde ise aşırı stresin getirdiği bazı özel riskler vardır.

HAMİLELİĞE ÖZEL STRES NEDENLERİ

HAMİLELİĞE ÖZEL STRES NEDENLERİ
HAMİLELİĞE ÖZEL STRES NEDENLERİ

Özellikle hamile kadın, hamilelikten önce yaptığı her şeyi aynen yapmaya çalışırsa, hamileliğe bağlı özel rahatsızlıklar (mide bulantısı, yorgunluk, sık idrara çıkma, şişkinlik ve sırt ağrısı gibi) stres verici olabilir. Hamile bir kadın doktorun da önerileriyle bu belirtilerin farkına vararak baş etme yolları geliştirebiliriz. Ayrıca rahatsızlık veren ve çok gerekli olmayan aktiviteli kesebilir.

Hormonal değişiklikler de hamilelik süresince yaşanan duygu durum değişikliklerinin bir kısmından sorumludur. Kadın bunların üstünde fazla durmadığı zaman bu duygu durum değişiklikleri çok geneldir ve normaldir. Fakat kadın bazı zamanlar stresle baş etmenin çok zor olabileceğini akılda tutmalıdır.

Bunlara ek olarak birçok hamile kadın ve eşi, bebeğin sağlığı, doğumun nasıl geçeceği ve nasıl bir anne baba olacaklarıyla ilgili endişelere kapılırlar. Ekonomik güçlükler, riskli hamilelik ve bunlara bağlı olarak anne adayının işini bırakması veya uzun dönemli yatak istirahati yapması da önemli stres kaynaklarındandır.

HAMİLELİKTE STRESİN BEBEĞE ETKİLERİ NELERDİR?

HAMİLELİKTE STRESİN BEBEĞE ETKİLERİ
HAMİLELİKTE STRESİN BEBEĞE ETKİLERİ

Kaygılı, endişeli ve stresli olmak erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve düşük riskini artırmaktadır.

Stres vücutta belli hormonların salgılanmasına neden olur. Bu hormonlar göbek kordonu yoluyla bebeğe geçerek bebeğin gelişmesi için gerekli olan besin ve oksijeni almasını engeller. Aynı hormonlar erken doğuma da neden olabilir.

Stres annenin davranışlarını etkileyebilir ve anne sağlıklı olmayan alışkanlıklara yönelebilir: Yeterli beslenmeyebilir, stres altındayken sigara, alkol, ilâç kullanabilir. Bunların hepsi de düşük doğum ağırlığıyla ilişkilidir. Alkol ve ilâç kullanımı özürlü bebek doğurma riskini de artırır.

STRESE BİREYSEL TEPKİLER

Her insanın olaylara tepkisi farklıdır. Birisinin heyecan verici bulduğu bir durumu diğeri stresli bulabilir. Bedenimizin strese gösterdiği tepkiler de farklıdır ve bunların bazıları hamileliği olumsuz etkileyebilir.

STRES AZALTMA TEKNİKLERİ

STRES AZALTMA TEKNİKLERİ
STRES AZALTMA TEKNİKLERİ

Her hamile kadın kişisel stres kaynaklarını belirlemeli ve onlarla etkili bir şekilde baş etmek için yollar geliştirmelidir. Bunun için sağlıklı beslenmeli, düzenli uyku uyumalı, sigara, alkol ve uyuşturucudan kaçınmalı ve doktorun önerdiği biçimde düzenli olarak egzersiz yapmalıdır. Egzersiz sağlığı olumlu etkiler, aynı zamanda da bel ağrıları, yorgunluk ve kabızlık gibi hamileliğin rahatsız edici sorunlarını ve bununla ilgili stresi engeller.

Hamile bireye eşi, ailesi, arkadaşları destek olarak onun gerginliğinin artmamasına yardımcı olabilirler. Hamilenin yakınları hamileye bilgiler vermek, duygusal destekte bulunmak ve ev İşleri ile ilgili sorumlulukları paylaşmak yoluyla onun stresini azaltabilirler. Yüksek riskli gebeliği olan hamile kadınların öncelikle eşlerinden ve yakın çevrelerinden aldıkları destek ve yardımlar, düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı çocuğa sahip olma riskini azaltmaktadır.

HAMİLE KADINLARIN STRESTEN KURTULMAK İÇİN KENDİ KENDİLERİNE YAPABİLECEĞİ BAZI ŞEYLER DE VARDIR:

STRESTEN KURTULMAK İÇİN EVDE YAPILACAKLAR
STRESTEN KURTULMAK İÇİN EVDE YAPILACAKLAR

*Gevşemek için her gün kendinize yeterince zaman ayırın, Bu sizin ve bebeğiniz için önemlidir.
*Sakin ve sesiz bir ortama geçin. Sırtüstü, rahat biçimde yatın. Yavaşça yan dönün ve karnınızı yastıkla destekleyin.
*Dikkatinizi bulandıran düşüncelerden uzaklaşın, sakin biçimde çözüm üretmek için rahat olmaya çalışın.
*Gergin olmayın. Gerginlik sizin ve bebeğinizin sağlığını olumsuz etkileyecek bir durumdur.
*Nefes almaya odaklanın. Yavaş, derin ve düzenli nefes alın. Göğsünüzden değil karnınızdan nefes alın.
*Bedeninizi dinleyin, Bedeninizin başlıca kas gruplarının gerginliğini fark etmeyi öğrenin.
*Her kas grubunuzun gerilimini açığa çıkarın
*Kendinizi sevdiğiniz bir dinlenme yerinde hayal edin. Bu bir plaj olabilir, bir dağ başı olabilir. Bebeğinize ve kendinize iyi duygular yaşatabilecek şeyleri düşünün, bunları günde en az 20-30 dakika yapın.
*Günde en az yarım saat düzenli yürüyüş yapın.

Birçok kadın hamilelikteki değişimlere ayak uydurabilmektedir. Ancak uyum sağlayamadığınızı düşünüyorsanız, doktorunuzla görüşün ve onun önereceği bir ruh sağlığı uzmanından yardım alabilirsiniz.

]]>
Hamilelikte Sürekli Hastalıklar https://kocaelikent.com/hamilelikte-surekli-hastaliklar/ Sat, 14 Aug 2021 21:48:34 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61518

Hamilelikte Sürekli Hastalıklar … “Şeker hastası olan kadınların hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince doktor kontrolünde kan şekerinin düzenlenmesi önemlidir…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Hamilelikte Sürekli Hastalıklar

ŞEKER HASTALIĞI

Şeker hastalığı
Şeker hastalığı

Şeker hastalığı, vücudumuzun yeterince insülin hormonu üretememesi durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. İnsülin hormonu kan şekerinin vücutta kullanımını sağlar. Vücut bu hormonu üretmediğinde ya da az ürettiğinde kan şekeri kullanamaz ve çeşitli organlarda birikerek, bu organların işlevini engeller. Tedavi edilmediğinde kandaki şeker miktarı yükselir, kan damarları, sinirler, gözler ve böbreklerde kalıcı zararlara yol açabilir.

Şeker hastalığı kadınlarda hamilelik öncesinde veya hamilelik sırasında da ortaya çıkabilir. Anne karnındaki bebeğin sağlığının ciddi biçimde etkileyen ve bebeklerin özürlü doğmasına neden olan bir hastalıktır.

Hamileliğin planlı gerçekleştirilmesi, hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında sürekli doktor kontrolü ve iyi bir tıbbi akımla şeker hastalığı olan kadınların çoğu sağlıklı bak sahibi olabilmektedirler.

ŞEKER HASTALIĞA DOĞACAK BEBEĞİNİZİ NASIL ETKİLER?

Şeker hastası olan kadınların hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince doktor kontrolünde kan şekerinin düzenlenmesi önemlidir. Aksi halde bebekler ciddi sorunlarla doğabilirler. Şeker hastalığı olan kadınların bebeklerinde şu tür sorunlar görülebilir:

*Kalp hastalıkları
*Noral tüp defektleri
*Erken doğum
*İri bebek
*Zor doğum-doğum zedelenmesi
*Nefes alma sorunları
*Sarılık
*Düşük kan şekeri

HAMİLELİK ÖNCESİ SEKER HASTALIĞI

Hamilelik öncesi şeker hastalığı
Hamilelik öncesi şeker hastalığı

Bebeğin hayati organları anne karnına düştüğü ilk haftalarda oluşur, Dolayısıyla bebekte olabilecek özürlerin pek çoğu hamileliğin ilk haftalarında, yani kadın daha hamile olduğunu anlamadan önce oluşmuştur. Şeker hastalığı bebeğin organlarının oluşumuna zarar verebilen bir hastalıktır. Eğer şeker hastasıysanız, siz daha hamile olduğunuzu anlamadan bebeğiniz zarar görmüş olabilir. Bunu önlemek için hamile kalmadan önce kandaki şeker miktarını kontrol altına aldırmanız gereklidir. Böylece bebeğinizin özürlü doğma ihtimalini büyük oranda azaltabilirsiniz. Ayrıca bu kontrol, düşük, ölü doğum, normalden fazla kilolu bebek ve ortaya çıkabilecek diğer sorunların riskini de azaltacaktır.

Seker hastalığı basit kan testleriyle tespit edilebilen bir hastalıktır. Şeker hastalığı olan bir kadın hamile kalmayı planladığında, kandaki şeker miktarını belirlemek için birkaç ay düzenli olarak bu test uygulanır. Böylece kandaki seker oranının hamilelik için güvenli olup olmadığına karar verilir. Bu test ayrıca hamilelik süresince kandaki şeker oranının düzeyi hakkında da bilgi vermektedir.

Hamilelik öncesinde şeker hastalığı nedeniyle ilaç kullanan kadınlar için hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında ilaç miktarının düzenlenmesi gerekmektedir. Ağızdan alınan ilâçların bazıları özürlü bebek doğuma riskini arttırmaktadır. Bu nedenle ağızdan alınan bazı ilaçlar insülin ile değiştirilmelidir.

Bütün kadınlar nöral tüp defektlerinin önlenmesi için hamilelikten bir ay önce 400 mikrogram folik asit içeren vitamin almalıdırlar. Hamilelik öncesi şeker hastalığı olan kadınların nöral tüp defekti olan bir çocuğa sahip olma riski arttığından, folik asit almak özellikle önemlidir.

Hamilelikten önce bu kadınlar 400 mikrogramdan fazla folik asit alıp almama konusunda mutlaka doktorları ile konuşmalıdır.

HAMİLELİK DÖNEMİ ŞEKER HASTALIĞI

Hamilelikte Şeker hastalığı
Hamilelikte Şeker hastalığı

Hamilelikte şeker hastalığı en sık görülen gebelik sorunlarından birisidir. Genellikle hamileliğin ikinci yarısında ortaya çıkar.

Hamilelikte şeker hastalığı olan birçok kadında acıkma, susama gibi belirtiler olmakla birlikte diğer belirtiler gözlenmeyebilir. Doğumdan sonra kan şekeri düzeyi normale dönmektedir.

30 yaşın üstündeki kadınlar, aşırı kilolu olanlar, ailesinde şeker hastalığı olanlar, aşırı kilolu bebek (4000 gramdan fazla) doğuranlar ve ölü doğum yapanların şeker hastalığı riski daha yüksektir.

Hamilelikte şeker hastalığı olma riski olan kadınlar, hamileliğin ilk aylarında doktora gittiklerinde şeker hastalığı açısından test edilmeli, sonuçlar normal olsa da hamileliğin 24. ve 28. haftalarında test tekrarlanmalıdır. Hamile kadın 25 yaşın altında ise ve şeker hastalığı açısından risk taşımıyorsa test yapılmayabilir.

Hamilelik döneminde şeker hastalığı olan kadınların çoğu diyet ve egzersiz ile kan şeker düzeylerini kontrol altında tutabilirler.

YÜKSEK TANSİYON

Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyon

Yüksek tansiyon, gebelikte ortaya çıkabileceği gibi, gebelik öncesinde de oluşabilir. Kan basıncının sürekli yüksek olması ile karakterize olan bir problemdir. Kan basıncı kişiden kişiye değişmektedir. Hamile olmayan yetişkinlerde büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun 80 civarında olması normal kabul edilmektedir. Kan basıncı 140/90 mmHg. ve üstü olduğu durumlarda yüksek tansiyondan şüphelenilebilir. Hamilelik dönemi boyunca tansiyonda belli değişmeler gözlenebilir. Gebeliğin ortalarında tansiyon ve nabzın hafif düşmesi ve gebelik sonlarına doğru gebelik öncesi düzeylere ulaşması normaldir.

Yüksek tansiyon gebelikte önemli problemlere yol açabilecek bir sorundur. Bu problemler arasında bebeğin düşük doğum ağırlığında olması, doğum öncesi bebeği taşıyan kesenin yırtılması gibi sorunlar sayılabilir. Kronik yüksek tansiyon gebelik zehirlenmesine yol açabilir.

Kan basıncının gebelik takipleri sırasında düzenli olarak izlenmesi gebelik süresince gelişebilecek veya daha önceden var olan yüksek tansiyon riskini belirlemede en kolay yoldur.

Gebelik zehirlenmesi, yüksek tansiyon nedeni ile bebeğin düşük tehlikesine girmesi veya erken doğmasına yol açan ve annenin de hayatını tehlike altına sokan önemli bir durumdur. Erken dönemde tespit edilirse yatak istirahati önerilir. Çok nadir de olsa ciddi seyir söz konusu olduğunda annenin hayatı tehlikede olabilir.

KALP HASTALIKLARI

kalp hastalıkları
kalp hastalıkları

Doğurganlık çağında olan bazı kadınlarda doğumsal ya da sonradan oluşan kalp hastalıkları olabilir.

Doğuştan olan kalp hastalıklarının ciddiyeti kişiden kişiye değişir ve gebelikte yaratacağı sorunlar da hastalığın tipine ve ciddiyetine göre farklılık gösterir. Sonradan ortaya çıkan kalp hastalıkları ise genellikle romatizmal kalp hastalıklarıdır. Romatizmal ateş denilen bir enfeksiyon nedeniyle oluşur ve kalp kapakçıklarıyla ilgili sorunlara neden olur. Zamanında tedavi edildiği zaman önemli bir sorun yaratmazlar.

Kalp hastalığı olan hamile bir kadının bebeğinde ciddi tehlikeler baş gösterebilir.

Kalp hastalığı olan kadınların hamilelik öncesinde ve hamilelik süresince doktor kontrolü altında olmaları önemlidir. Gebelik ve doğum kalbin daha fazla çalışmasına, yükünün artmasına ve yeni streslere neden olur. Bu durum hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkiler. Erken ve düzenli doktor kontrolü kalp hastalığının yarattığı problemlerin kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.

KALP HASTALIĞI BEBEKLERİ NASIL ETKİLER?

Kalp hastalığı olan 100 kadından 5’in de hastalık bebeğe geçmektedir.

Kalp hastalığı olan annelerin erken doğum yapma ve düşük kilolu bebek doğurma riskleri de çok fazladır. Erken doğum ve düşük kilo ile doğan bebeklerde çeşitli gelişme gerilikleri, nefes alma zorlukları, zihinsel gerilik gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

]]>
Hamileliğe Hazırlık https://kocaelikent.com/hamilelige-hazirlik/ Sun, 11 Jul 2021 21:34:42 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61459

Hamileliğe Hazırlık … “Hamileliğin sağlıklı başlayabilmesi, ileride anne ve bebek için oluşabilecek bazı tehlikelerin ortadan kaldırılabilmesi için hamile kalmadan önce, hamilelik sırasında, doğumda ve doğum sonrasında alınacak bazı önlemler ve uyulması gereken kurallar vardır.” ayrıntılar hayaldefterim de…

Hamileliğe Hazırlık

ANNE BABA OLMAYA KARAR VERMEK

Anne-baba-olmaya-karar-vermek
Anne baba olmaya karar vermek

Anne baba olmaya karar vermek, sevinçleri ve beraberinde büyük sorumlulukları getiren bir olaydır.

Aileye bir bebek gelmesi anne ve baba için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağıdır. Fakat kimi zaman bu mutluluk acıya, korkutucu ve üzücü bir duruma dönüşebilmektedir.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 milyon kadın hamile kalmaktadır. Bu hamileliklerin büyük çoğunluğu sağlıklı bir bebek doğumuyla sonuçlanır.

Hamilelik bir hastalık değil, normal, fizyolojik bir olaydır. Fakat bazı riskli durumlarda, gerekli önlemler alınmadığı zaman anne ve bebek için çeşitli sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabilir.

Her yıl yüzlerce kadın hamilelikten kaynaklanan nedenlerden dolayı ölmekte, birçok kadın da çeşitli hastalıklara yakalanmakta ve yaşamları boyunca bu hastalıklarla yaşamak zorunda kalmaktadır. Hamilelik süresince anneyi etkileyen çeşitli olumsuz faktörler bebeğin ölü doğmasına, yaşamının ilk günlerinde ölmesine neden olmaktadır.

Binlerce bebek de yaşamlarını çeşitli derecelerde fiziksel veya zihinsel özürlü olarak sürdürmek zorunda kalmaktadır. Bu ölümlerin ve özürlerin büyük çoğunluğu alınacak bazı basit tedbirlerle önlenebilecek niteliktedir.

Hamileliğin sağlıklı başlayabilmesi, ileride anne ve bebek için oluşabilecek bazı tehlikelerin ortadan kaldırılabilmesi için hamile kalmadan önce, hamilelik sırasında, doğumda ve doğum sonrasında alınacak bazı önlemler ve uyulması gereken kurallar vardır. Bunların hepsi büyük maliyet ve uzmanlık gerektirmeyen basit önlemlerdir. Bu önlemleri almak belki de yaşam boyu bize acı ve üzüntü verecek hayatımıza büyük yükler getirecek özürlü bir çocuğa sahip olma riskimizi önemli ölçüde azaltacaktır.

Halk arasında önemli bir deyiş vardır. Bebek beklenirken en önemli dileğimiz “eli ayağı düzgün olsun” dur. Bu doğacak bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bunu sağlayabilmek için sadece dilemek yeterli değildir, bazı önlemler de almanız gerekir.

Sağlıklı bir bebek sahibi olmanın;
*Birinci kuralı plânlı gebelik
*İkinci kuralı erken ve düzenli doktor kontrolüdür.

PLÂNLI GEBELİK

Erken ve duzenli doktor-kontrolu
Erken ve duzenli doktor-kontrolu

Plânlı gebelik, ne zaman ve kaç çocuk sahibi olacağınıza sizin karar vermeniz demektir. İstediğiniz zaman çocuk sahibi olmanız, uygun doğum kontrol yöntemlerini kullanmanızla mümkün olabilir. Böylece gebe kalmanızı şansa bırakmamış olursunuz. Bu sayede bir bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zaman: hamile kalmadan önce ve hamileliğiniz boyunca kendinizin ve bebeğinizin sağlıklı olması için gerekli tedbirleri alabilir, yaşamınızı kolaylaştıracak düzenlemeleri önceden yapabilir ve çocuğunuza iyi bir gelecek sağlayabilirsiniz.

MODERN DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ

Modern dogum kontrol yontemleri
Modern dogum kontrol yontemleri

Gebeliği planlamak ancak size uygun doğum kontrol yöntemlerini uygulamanızla mümkündür. Kadın ve erkek tarafından kullanılabilecek çeşitli doğum kontrol yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerden hangisini tercih edeceğinize, doktorunuza danışarak karar verebilirsiniz.

DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ

Doğum kontrol hapları: Her gün düzenli alınması gereken, kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önleyen haplardır.

Üç aylık iğne: Üç ayda bir uygulanır. Kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önler.

Aylık iğne: Ayda bir uygulanır. Kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önler.

Deri altı kapsülleri: Kolun iç kısmına yerleştirilen, kadında yumurtlamayı ve döllenmeyi önleyen, hormon içeren, kibrit çöpü büyüklüğünde altı adet esnek çubuktur. Beş yıl boyunca güvenle kullanabilirsiniz.

Tüplerin bağlanması: Geri dönüşü olmayan bir aile planlaması yöntemidir.
Kadında yumurtayı taşıyan tüpler ameliyatla bağlanarak döllenme önlenir. Ömür boyunca gebelikten korunursunuz.

Varektomi: Geri dönüşü olmayan bir aile plânlaması yöntemidir.
Erkekte tohum hücrelerini (spermleri) taşıyan kanallar basit bir cerrahi işlemle bağlanarak döllenme önlenir.

Rahim içi araç (Spiral): Rahim içine yerleştirilen ve döllenmeyi önleyen bir aile planlaması yöntemidir. Uzun süreli korunma için en uygun yöntemdir. İstendiği zaman çıkarılarak tekrar hamile kalınabilir.

Kondom (Prezervatif): Cinsel ilişki sırasında erkek tohum hücrelerini içinde toplayarak döllenmeyi önleyen bir kılıftır. İstediğiniz sürece kullanabilirsiniz.

Spermisitler (Sperm Öldürücü Maddeler): Hazneye yerleştirilen ve erkek tohumlarını etkisiz hâle getirerek döllenmeyi önleyen fitil, jel, krem veya köpük şeklinde maddelerdir. İstediğiniz sürece uygulayabilirsiniz

Diyafram: Kubbe şeklinde, kauçuk yumuşaklığında olan ve cinsel ilişkiden önce rahim ağzına yerleştirildiğinde erkek tohum hücrelerinin rahim içine geçmesini engelleyen bir aile planlaması yöntemidir. İstediğiniz sürece uygulayabilirsiniz.

Doğum kontrolünde kullanılan araç gereçleri sağlık kuruluşlarından ve eczanelerden edinebilirsiniz.

Bölgenizde bulunan ana çocuk sağlığı merkezlerinden, sağlık ocaklarından ve diğer sağlık kuruluşlarından veya kadın doğum uzmanı olan bir doktordan bu yöntemlerle ilgili ayrıntılı bilgi alabilir, sizin için hangi yöntemin uygun olduğuna karar verebilirsiniz.

ERKEN VE DÜZENLİ DOKTOR KONTROLÜ

Erken ve duzenli doktor-kontrolu
Erken ve duzenli doktor-kontrolu

Doktor sizi gebelik öncesinde ve gebelik süresince anne ve bebeğin nelere ihtiyacı olduğu konusunda bilgilendirecek ve gerekli incelemeleri yaptıracaktır. Böylelikle baştan itibaren alınması gereken önlemleri ve uyulması gereken kuralları öğrenerek sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınızı artırmanız mümkün olacaktır. Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zaman hiç vakit kaybetmeden bir doktora başvurmalı, doktorun önerilerini dikkate almalı ve bu takipleri düzenli şekilde hamileliğiniz boyunca da sürdürmelisiniz. Böylece hem gerekli önlemleri almak hem de ortaya çıkabilecek olası sorunlarda erken teşhis ve tedavi mümkün olabilecektir.

Aşağıda, bebeğinizin sağlıklı doğması için nelere önem vermeniz gerektiği konusunda bazı bilgiler ve ipuçları yer almaktadır. Bu bilgileri özenle okuyun ve önerileri dikkate alın. Bu sayede sağlıklı ve mutlu bir bebek sahibi olmanız için büyük bir adım atmış olacağınızı aklınızdan çıkarmayın.

Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz zaman bebeğinizin sağlıklı olması için bazı alışkanlıklarınızı değiştirmelisiniz.

SAĞLIKLI BESLENİN

Doğru beslenin ve ideal kilonuzu koruyun. Eğer her gün düzenli ve dengeli beslenirseniz kendinizi daha iyi hissedersiniz ve hamileliğe iyi bir başlangıç yapmış olursunuz. Sağlığınıza dikkat edin. Doktor kontrolünde yapılacak düzenli egzersiz, kilo kaybetmek veya ideal kiloyu korumak için iyi bir yoldur. Egzersiz yapmıyorsanız bile hamile kalmadan önce egzersize başlayabilirsiniz. Doktorunuza danışarak sizin için hangi egzersizlerin uygun olduğunu seçebilirsiniz.

Eğer aşırı şişmansanız hamile kalmadan önce kilo vermeye çalışın. Aşırı şişman kadınların Spina bifidalı çocuk sahibi olma riski diğer kadınlara göre iki kat daha fazladır.

Eğer çok zayıfsanız ideal kilonuza ulaşmaya çalışın. İdeal kilonuzun kaç olduğundan emin değilseniz bunu doktorunuza danışın. Hamileliğin başlangıcında kilo vermeye çalışmayın, bu bebeğiniz için zararlı olabilir.

Temiz ve iyi pişmiş yiyecekler yiyin. Bazı yiyecekler bebeğinize ciddi biçimde zarar verebilecek hastalıkların bulaşmasına neden olur. Bunu önlemek için çiğ veya az pişmiş et ve et ürünleri, tavuk, balık, yumurta gibi yiyecekleri yemeyin. Sebze ve meyveleri yıkamadan yemeyin. Pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanın. Beklemiş yiyecekleri ve sucuk, sosis gibi hazır etleri iyice pişirmeden yemeyin.

Kafeinli içecekleri azaltın. Kafeinli içeceklerin (kahve, çay, kola gibi) çok fazla içilmesi düşük riskini artırır. Bunların yerine su, süt ve meyve suyu içmelisiniz.

Folik asit alın. Hamile kalmadan üç ay önce ve hamileliğinizin ilk üç ayında günde en az 400 mikrogram folik asit içeren vitamin ilâçları almalısınız. Böylece bebeğinizin beyin ve omuriliğinin gelişmesini engelleyerek ciddi özürlere yol açan spina bifida hastalığı ile doğmasını büyük oranda önlemiş olacaksınız.

İyotlu tuz kullanın. Annedeki iyot eksikliği, bebeklerde hipotiroidi, büyüme ve gelişme geriliği, zekâ geriliği ve işitme özrüne neden olabilmektedir. Bu nedenle hamilelikten önce ve hamileliğiniz boyunca iyotlu tuz kullanmalısınız.

ZARARLI ALIŞKANLIKLARINIZI BIRAKIN

Sık alkol kullanan bir annenin bebeği zihinsel ve fiziksel bozukluklarla kendini gösteren Fetal Alkol Sendromu ile doğabilir. Bu nedenle hamilelik öncesinde ve hamilelik boyunca alkol almayı bütünüyle bırakmak en uygun davranış olacaktır.

Sigara dış gebelik, düşük ve erken doğum yapma riskinizi artıracaktır. Ayrıca hamileliği sırasında sigara içen annelerin bebeklerinde düşük doğum ağırlıklı doğma, çeşitli zihinsel ve fiziksel özürlerin oluşma riski de iki katına çıkar.

Uyuşturucu kullanan Annelerin düşük doğum ağırlıklı çocuklara sahip olma riski, kullanmayanlara göre sekiz kat daha fazladır. Hamileliğin erken dönemlerinde kokain kullanımı ciddi derecede doğumsal özürlere ve düşüğe neden olmaktadır.

HAMİLELİK SIRASINDA ŞUNLARI YAPMAKTAN MUTLAKA KAÇININ

DOKTORUN ÖNERDİKLERİ DIŞINDA İLÂÇ KULLANMAYIN

Hamilelik sirasinda sunlari yapmaktan mutlaka kacinin
Hamilelik sirasinda sunlari yapmaktan mutlaka kacinin

Hamilelik sırasında kullanılan pek çok ilâç bebek için güvenli değildir. Doktor kontrolü olmadan kullanılan ilâçlar bebeğin ciddi biçimde özürlü doğmasına neden olabilmektedir. Örneğin: Kortizonlu ilâçlar bebeğin yarık damak ve yarık dudaklı doğmasına neden olabilir. Bazı antibiyotiklerin bebeklerde işitme kaybına neden olduğu bilinmektedir. Hamilelik öncesi her kadın, doktoruna hangi ilâçların güvenli olduğunu sormalıdır. Ağrı kesiciler, bitkisel ilâçlar, zayıflama amacıyla ya da herhangi bir hastalığınız nedeniyle kullandığınız ilâçlar bebek için tehlikeli olabilir. Bu nedenle hamile kalmadan önce kullandığınız ilâçlarla ilgili olarak bir doktorla konuşmalı ve doktorun önerileri doğrultusunda yeni düzenlemelere gitmelisiniz.

RÖNTGEN ÇEKTİRMEYİN

Özellikle gebeliğin ilk aylarında röntgen filmi çektiren annelerin bebeklerinde özürlü doğum riski bulunmaktadır. Bu nedenle herhangi bir nedenle röntgen filmi çektirmesi istenen annenin hamile olduğunu doktora mutlaka söylemesi gerekir. Eğer hamileliğe karşı korunmuyorsanız, hamile olduğunuzu düşünmeseniz bile gebe olma olasılığınız vardır. Bu durumda da doktora mutlaka korunmadığınızı ve gebelik olasılığınız olduğunu anımsatmayı unutmayın.

TEHLİKELİ KİMYASALLARA MARUZ KALMAKTAN KAÇININ

İşte ve evde kullandığınız bazı temizlik maddeleri ve böcek ilâçları gibi kimyasal maddeler bebek için tehlikeli olabilir.

Eğer musluklarınız eskiyse içme suyunuza kurşun karışabilir ve bu bebek için zararlı olabilir. İşyerinizde maruz kaldığınız maddelerin zararlı olup olmayacağı konusunda doktorunuzla konuşun ve bu maddelere maruz kalmadan bu dönemi nasıl geçirebileceğinizi işvereninizle konuşun. Evde kokusu güçlü olan temizlik maddelerinden (çamaşır suyu, tuz ruhu vb.), kimyasallardan ve boyalardan uzak durun. Eğer bu maddelerden uzak duramıyorsanız eldiven giyerek, maske takarak ve iyi havalandırılmış bir ortamda çalışarak riski azaltabilirsiniz.

SICAK ORTAMLARDAN KAÇININ

Sıcak ortamlar bebeğinizin Spina Bifida hastalığı ile doğma riskini artırmaktadır. Bu nedenle hamileliğin erken dönemlerinde vücut sıcaklığını yükselten sauna, hamam, kaplıca gibi yerlerden uzak durulmalıdır.

STRESTEN UZAK DURUN

Stres, hamilelik sırasında ve hamilelikten sonra bebeğiniz ve sizin sağlığınıza zarar verebilir. Aşırı stres erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve düşük riskini artırabilir.

Bütün anne adaylarının bebek sahibi olmaya karar verdikleri zaman bu önlemleri alması gereklidir. Bu önlemleri alırken diğer taraftan da bebeğin yaşamını ve sağlığını tehlikeye atabilecek riskli bir durumunuz olup olmadığını öğrenmelisiniz.

GEBELİKTEKİ RİSKLİ DURUMLAR NELERDİR?

Gebelikteki riskli durumlar
Gebelikteki riskli durumlar

Annenin sağlığı, anne ve babanın ailesinde bulunan bazı sağlık sorunları, hamilelik süresince anneyi etkileyen çeşitli olumsuz faktörler anne karnındaki bebeği de etkilemektedir. Bu faktörlerin neler olduğunu, sizi etkileyebilecek riskleri hamile kalmadan önce öğrenmek, gerekli önlemleri almak, bebek ve anne için son derece önemlidir. Bu nedenle bebek sahibi olmaya karar veren anne baba adayları, kadın hamile kalmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmeli ve sağlıklı bir hamilelik için hazırlanmalıdır.

AİLENİZİN SAĞLIK SORUNLARI BEBEĞİNİZİ ETKİLEYEBİLİR

Bazı hastalıklar aileden geçen özellikler taşımaktadır. Bu nedenle anne baba adayları!!! yakın ve uzak tüm akrabalarınızı hesaba katarak ailenizde özürlü, kalıtsal veya sürekli hastalığı olan birinin olup olmadığını belirleyin.

Ailenizde böyle bir problem varsa hamile kalmadan önce doktorunuzla bu problemin sizin bebeğinizi nasıl etkileyebileceği konusunda konuşun.

Aileden kaynaklanabilecek ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokacak olası durumlar şunlardır:

AKRABA EVLİLİĞİ:

Akraba evlilikleri doğacak nesillerin sağlığını tehdit eden bir durumdur. Akraba evliliği sonucunda doğan çocukların, anne ve babası akraba olmayan çocuklara göre özürlü olma olasılığı iki kat daha yüksektir. Akraba evliliği yaptıysanız, çocuk sahibi olmadan önce ihtisas Hastanelerinin Genetik Bölümlerine başvurmalısınız. Ayrıca hamilelik döneminde çocuğun özürlü olup olmadığının ve gelişiminin değerlendirilmesi için düzenli olarak doktora gitmelisiniz.

KALITSAL HASTALIKLAR:

Kalıtsal hastalıklar ailemizden geçen hastalıklardır. Anne ya da baba adayının ailesinde bazı hastalıklar daha sık görülebilir. Anne babanın kendisinde bir hastalık olmasa bile, ailede görülen (anne, baba, amca, hala, dayı, teyze ve bunların çocukları dahil) hastalıkların çocuklarına geçme olasılığı çok yüksektir.

Nasıl ki saç rengi, göz rengi gibi özelliklerimiz yakınlarımızdan geçerse, aynı şekilde bazı hastalıklarda veya bebeklerimize geçebilmektedir. Bu hastalıklar bebeğe geçtiği zaman, bir kısmı bebeğin yaşam boyu fiziksel ya da zihinsel özürlü olarak yaşamını sürdürmesine yol açmaktadır.

KAN UYUŞMAZLIĞI:

Kan baba adayının Rh faktörünün pozitif (+) iken anne adayının faktörünün negatif olması (-) durumunda ortaya çıkabilecek riskli bir durumdur. Bu durum bebeklerde zeka geriliğine yol açabilir. Gebelik öncesi ya da gebelik döneminde anneye verilecek bir ilâç, oluşabilecek zararların önlenmesini sağlayacaktır. Hamile kalmadan önce kan uyuşmazlığı olup olmadığını öğrenmek için eşler kan gruplarını öğrenmelidir.

ANNENİN SÜREKLİ BİR HASTALIĞI VARSA BEBEK BUNDAN ETKİLENEBİLİR!

Annenin önceden beri taşıdığı bazı kronik hastalıklar hamilelik sırasında hem anne hem de bebek için tehlikeli olabilmektedir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, sara (epilepsi), guatr gibi sürekli hastalıklarınız varsa hamile kalmadan önce bir doktorla konuşup, bu gibi hastalıkların hamilelikte yaratabileceği tehlikeleri en aza indirmek için gerekli önlemleri alabilirsiniz. Böylece, bu hastalıklar nedeniyle bebeğinizin ve kendinizin zarar görmesini engellemiş olursunuz. Bu hastalıklara sahip olmalarına rağmen, düzenli olarak doktor kontrolünde gebeliğe başlayan ve sürdüren annelerin sağlıklı çocuk sahibi olmaları zordur.

GEBELİKTE GEÇİRİLEN ENFEKSİYON HASTALIKLARI BEBEK İÇİN ZARARLI OLABİLİR

Hamilelikte suçiçeği, kızamıkçık gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanmak bebek için çok tehlikelidir. Bu nedenle hamile kalmadan önce bu hastalıktan daha önce geçirip geçirmediğinizden ve aşılı olup olmadığınızdan emin olmanız gerekir. Bu hastalıklar daha önce geçirdiyseniz veya aşı olduysanız bir sorun yok demektir. Bundan emin değilseniz, bir sağlık kuruluşuna başvurarak yaptıracağınız kan testi ile öğrenebilirsiniz. Yapılacak test sonucunda bu hastalıklar geçirmediğiniz ortaya çıkarsa hamilelik öncesinde bağışıklığınızı arttırmak üzere size aşı yapılacaktır. Yapılacak bu aşı ile bebeğinizde oluşabilecek fiziksel ve zihinsel özürlere karşı önlem almış olursunuz.

Hamile kalmadan önce doktora başvurduğunuz zaman, doktor öncelikle bebeğin sağlığını ciddi olarak tehlikeye atan çeşitli enfeksiyonlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve diğer olası sağlık sorunları için sizi incelemeye alacaktır. Belli enfeksiyonlara karşı bağışıklığınızın olup olmadığını belirlemek için kan testleri yapacaktır. Çıkan sonuçlara göre tedavi veya aşı olarak bu sorunların bebek için tehlike yaratmasını önlemiş olacaksınız. Bu hastalıkların en önemlileri kızamıkçık, suçiçeği, toksoplazma, sarılık gibi hastalıklardır.

ANNE YAŞI BEBEĞİN SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR!

Genç yaşta (15-19 yaş) anne olanların bebeklerinde düşük doğum ağırlığı, gelişme geriliği, beyin kanaması, görme kaybı veya bağırsak hastalıkları oluşabilmektedir. Yaşınız 35 veya daha fazla ise bebeğinizde doğumsal özür riski artmaktadır. Down sendromu gibi fiziksel ve zihinsel özür oluşturan hastalıklar 35 yaş üstü annelerin bebeklerinde daha çok görülmektedir. Bu nedenle 15-19 yaşları arasında iseniz ya da 35 yaş üstünde iseniz, özellikle bebeğinizin sağlıklı biçimde doğması için gebelik öncesinde ve gebelik süresince doktor kontrolüne gitmeniz önemlidir.

HAMİLELİKTE BABANIN ROLÜ

Hamilelikte Babanin Rolu
Hamilelikte Babanin Rolu

Sağlıklı Nesiller için…

BABANIN SAĞLIĞI ve ALIŞKANLIKLARI BEBEĞİN SAĞLIĞINI ETKİLER

BABALAR DA HAMİLELİK ÖNCESİ PLÂNLAMA YAPMALI MIDIR?

Hamilelik kadına özgü bir olay olduğu için bebeklerin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinde bütün rolü kadınların üstlenmesi beklenir, alınacak önlemlerin ve uyarıların çoğu kadınlara yönelik olarak algılanır. Bu büyük oranda doğrudur. Fakat babaların da bebeklerin sağlıklı olarak dünyaya gelmesinde önemli rolü vardır. Babalar, hem kendilerine ilişkin bazı konulara dikkat etmek, hem de eşlerine yardımcı ve destek olarak doğacak bebeğin sağlıklı olması için katkıda bulunmak zorundadırlar.

Babanın ailesinde kalıtsal bir hastalığın olması bebekte de aynı hastalığın görülmesine neden olabilir. Eğer kendinizde, ailenizde veya akrabalarınızda kalıtsal bir hastalık, özürl0 bir kişi varsa annenin gebe kalmasından önce bunu mutlaka doktora konuşmalı ve onun önerileri doğrultusunda hareket etmelisiniz.

Çalıştığınız yerde sürekli kimyasal maddelere maruz kalıyorsanız, tarlada böcekleri öldürmek için çeşitli zehirler kullanıyorsanız bunlar bebeğinizin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Eğer sizin için böyle bir tehlike varsa, eşiniz gebe kalmadan önce neler yapmanız gerektiğini doktorla konuşmalısınız.

Babaların sigara ve alkol kullanması bebeğin sağlığını tehlikeye atan önemli bir nedendir. Bu nedenle eşinizle beraber siz de sigara ve alkolü bırakmalısınız. Eşiniz sigara içmese bile sizin içtiğiniz sigaranın dumanını soluması (pasif içicilik) bebek için zararlıdır.

Babanın aşırı şişmanlığı, stres, kötü beslenme alışkanlıkları da bebeğin sağlığını etkiler. Hem bebeğinize destek olmak hem de olası tehlikeleri en aza indirmek için yaşam biçiminizi gözden geçirmeli ve yeniden düzenlemelisiniz.

BABALAR HAMİLE EŞLERİ İÇİN NELER YAPMALIDIR?

Baba adayları;
Hamilelik ve doğumda önemli bir rol oynayabilirsiniz. Bir aile olduğunuzu ve birbirinizi desteklemeniz gerektiğini unutmayın ve duygularınızı eşinizle paylaşın.

-Eşinizin stresten uzak kalmasına yardımcı olun,
-Evinizin bebek için hazırlanması işlemlerine katılın,
-Eşinizin sağlıklı beslenmesi konusunda ona destek olun.
-Alkol ve sigaradan kaçınmasına yardımcı olun. Eğer sigara içiyorsanız eşinizin yanında sigara içmeyin. Pasif içicilik de bebek için zararlıdır,
-Eşinizin erken ve düzenli olarak doktora gitmesi konusunda onu destekleyin. Doktor ziyaretleri sırasında eşinizin yanında olun. Doktorun önerilerini uygulaması için eşinize yardımcı olun,
-Ev işleri, çocuk bakımı ve diğer günlük işlerde sorumlulukları eşinizle paylaşın,
-Her gün düzenli olarak eşinizle birlikte yürüyüş yapın, Eşinizin bağ, bahçe, tarla işleri gibi ağır işler yapmasına engel olun,
-Annenin hamileyken şiddet içeren davranışlara maruz kalması (dayak gibi) bebek için oldukça tehlikelidir. Eşinizin bu tür davranışlara maruz kalmasına izin vermeyin.

]]>