Zor doğum – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com Hayal Defterim Sun, 12 Sep 2021 18:48:48 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://kocaelikent.com/wp-content/uploads/2020/06/cropped-küçük-logo-KK-32x32.jpg Zor doğum – Kocaeli Kent https://kocaelikent.com 32 32 Doğum Süreci – Sağlıklı Nesiller için Doğum Süreci https://kocaelikent.com/dogum-sureci-saglikli-nesiller-icin-dogum-sureci/ Sun, 12 Sep 2021 17:09:22 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61560

Doğum Süreci – Sağlıklı Nesiller için Doğum Süreci … “Bebek anne karnındayken beslenme, solunum, sindirim gibi işlevlerini anneye bağlı olarak gerçekleştirir. Ana rahmi bebek için güvenli ve hijyenik bir ortamdır…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Doğum Süreci – Sağlıklı Nesiller için Doğum Süreci

DOĞUM

Doğumun sorunsuz gerçekleşmesi
Doğumun sorunsuz gerçekleşmesi

Bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi gebelik öncesi ve gebelik döneminde alınacak önlemlerle olduğu kadar, doğumun zamanında, uygun koşullarda ve sorunsuz olmasıyla da ilgilidir.

Doğum doğal, fizyolojik bir olaydır. Hemen her kadının vücudu doğum olayını gerçekleştirebilecek beceri ve kapasiteye sahiptir. Pek çok kadın doğumla ilgili herhangi bir tehlike veya sorunla karşılaşmadan sağlıklı bir bebeğe sahip olabilirler.

Ancak gerekli önlemler alınmadan ve kurallarına uygun yapılmadığı zaman, doğum anne ve bebek için son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Doğum sırasında ortaya çıkabilecek bazı sorunlar bebeğin ölümüne veya ciddî şekilde özürlü kalmasına neden olabilir.

Hamileliğiniz süresince düzenli doktor kontrolleri yaptırmanız, doğumun da sağlıklı olması için önemlidir. Doktorunuz size doğumun ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği konusunda bilgi verecektir

Doğumun sorunsuz gerçekleşmesi ve bebeğin sağlıklı doğması için doğumun zamanı, nerede yapıldığı ve doğum biçimi büyük önem taşımaktadır.

DOĞUMUN YERİ

Doğum yapılan yerin önemi
Doğum yapılan yerin önemi

Doğum yapılan yer neden önemlidir?

Doğum hem anne hem de bebek için önemli bir olaydır. Bebek anne karnındayken beslenme, solunum, sindirim gibi işlevlerini anneye bağlı olarak gerçekleştirir. Ana rahmi bebek için güvenli ve hijyenik bir ortamdır. Bebek doğum anında anne karnındaki korunaklı ortamından farklı bir ortama geçmektedir. Bu nedenle doğumu izleyen ilk günlerde dışarıdaki ortama ve koşullara uyum sağlamak zorundadır.

Doğumun gerçekleştiği ortamların ilkel ve sağlığa uygun olmayan koşullar taşıması bebeğin ve annenin kolayca çeşitli hastalıklara yakalanmasına yol açabilir. Eğitilmiş sağlık personeli olmadan evde yapılan doğumlarda bu tür tehlikeler çok daha fazladır.

Ehil olmayan ellerde ve uygun olmayan ortamlarda geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilen doğumlar, anne ve bebek ölümleri veya yaşam boyu sürecek ciddî özürlerle sonuçlanabilmektedir.

Anne ve bebeğin zarar görmemesi için doğumun mutlaka hastane ortamında ve sağlık personeli gözetiminde yapılması gerekir. Eğer evde doğum yapmak zorunda kalırsanız mutlaka deneyimli bir sağlık personelini eve çağırmalısınız. Böylece doğum sırasında ortaya çıkabilecek sorunları en az zararla atlatmanız mümkün olabilecektir.

NORMAL DOĞUM

Normal Doğum
Normal Doğum

Normal hamilelik süresi ortalama 40 haftadır. 37 ve 42 haftalık doğumlar da normal kabul edilmektedir.

Doğumun belirtileri nelerdir?

Doğum Sancıları

Doğum sancıları, bel veya kasık ağrısı şeklinde veya âdet sancılarını hatırlatır bir biçimde başlayabilir. Doğum sancılarının ilk evresi 12-16 saat, ikinci evresi ise 6-8 saat sürer. Bu süre kadından kadına değişiklik gösterebilir.

Mukus Tıkacı (Nişan Gelmesi)

Doğumun birkaç gün öncesinde veya doğumun hemen öncesinde, rahim ağzında bulunan sümüksü tıkaç, rahim ağzının genişlenmeye başlaması nedeni ile hafif kanlı ve sümüksü bir sıvı olarak dışarı gelir. Bu olay, doğumun başladığını değil, doğumun yaklaştığını gösterir.

Kasılmalar

Kasılmalar sıklaşmışsa ve düzenli olarak meydana geliyorsa onları ölçmekte yarar vardır. Kasılmalarda iki nokta takip edilmelidir: Ne kadar ara ile geldiği ve ne kadar sürdüğü. Kasılmalar 5 dakikada bir geliyor ve 40 saniye sürüyorsa hastaneye gitme vakti gelmiştir.

Suyun Gelmesi

Doğum sancıları sırasında, bebeği muhafaza eden, sıvı dolu olan kese boşalabilir. Bebeğin başı doğum kanalına girmişse suyun dışarı akışı azalabilir. Su boşaldıktan sonra bebek enfeksiyona karşı korunmasız olduğu için cinsel ilişkide bulunmayın ve banyo yapmayın (duş alabilirsiniz). Doktorunuzu arayın ve bilgi verin. Doktorunuzun size söylediklerine dikkatle uyun.

DOĞUM SÜRECİNDE KARŞILABİLECEK NORMAL DIŞI DURUMLAR

Doğum sırasında acil müdahale
Doğum sırasında acil müdahale

Doğum, kadın vücudunun normal bir fonksiyonudur. Doğumla ilgili tehlike ve sorunların çoğu artık geçmişte kalmıştır. Gebelik süresince erken ve düzenli doktor kontrollerini yaptıran ve bir uzman yardımı ile doğuran kadının ciddi problemlerden korkması için hiçbir neden yoktur. Çıkabilecek zorlukların çoğu artık çabuk ve etkili bir biçimde halledilebilmektedir.

Doğumların büyük çoğunluğunun doğal bir seyri vardır, doktorun kontrolünde ve doktorun yardımıyla doğum olayı normal bir şekilde gerçekleşir. Ancak bazı durumlarda bu doğal gidiş bozulabilir, böyle bir durumda annenin ve bebeğin zarar görmemesi için daha fazla yardım ve müdahale gerekebilir. Müdahale gerektiren nedenler anneden, bebekten veya doğum sürecinin özelliklerinden kaynaklanabilir.

Yolunda gitmeyen bir durum olduğunu ve doğuma daha fazla müdahale edilmesi gerektiğini düşündüren bazı durumlar vardır, Bu belirtiler hamileliğin herhangi bir döneminde kendini gösterebilir. Özellikle hamilelik döneminde iyi kontrol edilmemiş, doktor takibinde ilerlememiş olan gebeliklerde doğum anında acil durumlar ortaya çıkabilir.

Hamilelikte doktor kontrolü gerektiren acil durumlar nelerdir?

Hamilelikte aşağıdaki durumlardan herhangi birinin olması durumunda yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu düşünülebilir. Kendinizde bu belirtilerden herhangi birini hissetmeniz durumunda paniğe kapılmadan doktorunuzu aramalısınız.

* Doğum sancıları başlamadan su gelmesi,
* Suyun normal, açık sarı ve berrak renginden farklı olarak koyu sarı ve yeşil renkte gelmesi,
* Suyun kanlı gelmesi,
* Adet kanamasından daha fazla miktarda vajinal kanama olması.
* Bebeğin normalden az hareket etmesi,
* Ağrıların ve kasılmaların hiç geçmemesi,
* Gününden önce başlayan ağrılar,
* Annede baş dönmesi, şiddetli baş ağrısı, bulanık görme; annenin gözlerinin önünde sinekler uçuşması,
* Annenin tansiyonunun aniden yükselmesi, kısa sürede çok kilo alması ve vücudunun şişmesi,
* İdrar yaparken yanma ve ağrı,
* Annede mide bulantısı, karın ağrısı ve az idrara çıkma,
* Bebeğin doğum vaktinin gecikmesi.

DOĞUMUN ZAMANI

Normal gebelik süresi ortalama 40 haftadır. Gebeliğin 37 ve 42. haftaları arasındaki doğumlar da normal kabul edilmektedir. Doğumun 37. haftadan önce olmasına erken doğum, 42. haftadan sonra olmasına ise geç doğum denir. Her iki durumda da anne ve bebek tehlike altındadır.

ERKEN DOĞUM

erken doğum
erken doğum

Hamileliğin 37. haftası tamamlanmadan doğumun gerçekleşmesine prematüre veya erken doğum denir. Erken doğumlar tüm doğumların yaklaşık %9-10’unu oluşturur. Erken doğan bebeklerin yaklaşık % 80’i hamileliğin 32. ve 36. haftaları arasında doğarlar. %6 sı ise hamileliğin 28. haftası tamamlanmadan doğar. Erken doğan tüm bebeklerde ciddî sağlık problemleri ortaya çıkma riski vardır. Fakat çok erken doğan bebekler (28. haftadan önce) ölüm veya yaşam boyu sürecek özürlülük riskiyle karşı karşıyadırlar.

Erken doğan bebeklerde çeşitli nedenlerle ciddî sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Bu bebekler daha az kilo ile doğarlar, organları yeterince gelişmemiştir ve daha fazla sorunla karşı karşıyadırlar. Bu bebekler doğumdan sonra özel ekipmanların ve uzman doktorların eşliğinde bakıma gereksinim duyarlar.

Uygun koşullarda ve gerektiği biçimde bakım ve tedavileri yapılabilirse erken doğan bebeklerin yaşama şansları yüksektir. Aksi hâlde ölüm riski çok yüksektir. Yaşayanların ise serebral palsi, akciğer ve sindirim sistemi hastalıkları, görme işitme özürleri ve zekâ gerilikleri gibi ciddi sorunları olabilir.

Erken doğumunun nedenleri nelerdir?

Anne ve bebeğin hayatını tehlikeye atabilecek bazı durumlarda doktor erken doğuma karar verebilir. Bu tür özel durumların dışında da bazı kadınlarda erken doğum yapma riski bulunmaktadır.

Bir kadının erken doğum yapma riskini artıran bazı nedenler şunlardır:

* Önceden birden fazla düşük yapma, erken veya geç doğum yapılmış olması,
* Çoğul doğum (ikiz, üçüz gibi),
* Annenin şeker, yüksek tansiyon gibi sürekli hastalıklarının olması,
* Annede kansızlık (anemi) olması,
* Özellikle gebeliğin son dönemlerinde görülen idrar yolu enfeksiyonları veya vajinal enfeksiyonlar salgıladıkları bazı maddeler ile doğum eylemini erken başlatabilir,
* Sigara, alkol veya madde bağımlılığı: Erken doğuma yol açan nedenlerden en önlenebilir olanı sigara kullanımıdır. Erken doğum, sigara kullanan anne adaylarını bekleyen önemli tehlikelerden biridir.
* Annenin 19 yaşın altında ve 35 yaşın üstünde olması,
* Annenin psikolojik durumunun kötü olması.

Erken doğan bebeklerde görülen sağlık problemleri

Erken doğan bebeklerde pek çok sağlık problemi görülmektedir. Bazı bebeklerde bu problemler az ya da orta düzeyde sorun yaratırken bazılarında çok ciddi sonuçlar doğurabilmektedir,

Erken doğan bebekler, solunum sıkıntısı sendromu, kansızlık (anemi), kronik akciğer hastalığı, enfeksiyon hastalıkları gibi önemli sağlık problemleri ile karşılaşabilirler. Bu problemler bebeğin ölmesine veya ileri derecede özürlü olmasına neden olabilir.

Erken doğum riski azaltılabilir mi?

Hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında erken ve düzenli doktor kontrolü ile erken doğum riski azaltılabilir, bu kontroller özellikle şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi sürekli hastalığı olan kadınlar için daha büyük öner taşımaktadır. Hamile kadın erken ve düzenli doğum öncesi bakım aldığı takdirde sorunlar erken tanılanıp tedavi edilebilecektir. Hamilelik süresince sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımından da kaçınılmalıdır.

Erken doğum işaretleri nelerdir?

Doğumun beklendiği tarihten en az üç hafta önce doğum işaretlerinin ortaya çıkması erken doğum riski olduğunu gösterir. Doğumu beklediğiniz tarihten en az üç hafta önce aşağıdaki durumlarla karşılaşırsanız erken doğum riski ile karşı karşıya olabilirsiniz.

* Hazneden (vajinadan) kan geliyorsa,
* Hazneden beyaz, pembemsi veya kahverengi bir su sızıyorsa,
* Adet sancılarına benzer sancılarınız varsa,
* Hafif ve devamlı sırt ağrılarınız varsa,
* Bebeğin aşağıya doğru itildiğini hissediyorsanız,
* 10 dakikada bir ya da daha sık kasılmalar oluyorsa;
erken doğum riskiniz olabilir.

Bu tür durumlarla karşılaştığınızda;
* Ne yapıyorsanız onu durdurun,
* Sol tarafınıza yatarak bir saat kadar dinlenin,
* En az 2-3 bardak su veya meyve suyu için (kahve, çay veya soda değil),
* Belirtiler bir saat içinde geçmezse doktorunuza haber verin,

GEÇ DOĞUM

geç doğumun belirtileri
geç doğumun belirtileri

Gebelik haftasının 42. haftayı tamamlamasına rağmen doğumun gerçekleşmemesi durumunda miat geçmesinden (geç doğum) bahsedilir.

Geç doğum, bebek doğmadan, doğum sırasında ve doğum sonrasında çeşitli sorunların yaşanmasına neden olabilir. Bu sorunlar bebek ve annenin hayatını tehlikeye atar. Ölümlere ve ciddi özürlülüğe neden olabilir.

Geç doğumun nedenleri nelerdir?

Geç doğum tüm gebeliklerin yaklaşık %3’ünde görülür. %90’dan fazlasında herhangi bir neden bulunamamaktadır. %10’dan daha az kısımda ise anensefali (beynin oluşmaması), bebeğin bazı hormonal salgı bezlerinin gelişmemesi ya da plesantada (eş) bir olmasından söz edilebilir. Daha önceki doğumlarında geç doğum yapmış olan kadınların, bundan sonraki gebeliklerinde de geç doğum yapma riski %50’dir.

Geç doğan bebeklerde görülen sağlık problemleri nelerdir?

Doğum süresinin uzaması anne karnında bebeği besleyen hayatî maddelerin (besin maddeleri ve oksijen) azalmasına neden olur. Ayrıca bebeğin içinde durduğu sıvının da azalması söz konusu olacaktır. Bu durumda bebek fetal distres (doğum zorlanması) adı verilen bir durumla karşı karşıya kalacaktır. Beyne yeterince oksijen gitmemesi bebekte ölümlere ve çeşitli fiziksel ve zihinsel özürlere neden olabilir.

Doğum zamanı geçen bebekler anne karnında kendi kakasını yutabilir. Bu, bebeğin akciğerlerinin zarar görmesine neden olarak solunum yetersizliğine yol açmaktadır.

Geç doğum yapan annelerin “iri bebek” doğurma ihtimal yüksektir. 4000 gramın üstünde doğan bebeklere iri bebek denilir. Bebeğin iri olması durumunda doğum yavaş ilerler, bebeğin beynine yeterince oksijen gitmez. Geç doğumda yaşanan bu problemler çocuğun özürlü olma riskini arttırmaktadır.

Geç doğum riski azaltılabilir mi?

Hamilelik öncesinde ve hamileliğiniz boyunca erken ve düzenli doktor kontrolü ile geç doğum yapma riskiniz olup olmadığı saptanabilir. Doktorunuz gerekli görürse, doğum belirtileri olmadan doğumun gerçekleşmesini sağlayacaktır.

Normal gebelik süresi 40 haftadır. Bu süreye ulaştığınız halde doğum belirtileri başlamamışsa mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

ZOR DOĞUM

Zor doğum
Zor doğum

Zor doğum doğumun anormal derecede yavaş ilerlemesidir. Zor doğum anneye veya bebeğe bağlı nedenlerden kaynaklanabilir.

Anneye bağlı nedenler: Bazı kadınların kemik yapısı dardır. Bu yapısal bir durumdur. Doğum kanalındaki yumuşak dokularda tümörler, gelişimsel bozukluklar da olabilir. Bunlara bağlı olarak doğum zorlaşır.

Bazı durumlarda, bebeğin başı ile annenin çatısı arasında uyumsuzluk olması, rahim ağzının sert olması, bebeğin başının uygun pozisyonda olmaması veya ters gelmesi, doğum kanalını tıkayan tümör gibi etkenler nedeniyle ağrılar yeterli sıklık ve şiddette olmasına rağmen açılma olmaz ve doğum gerçekleşemez. Kimi zaman da ağrı ve açılma durur.

Doğumun erken dönemlerinde yeterli kasılma olmaması nedeniyle, doğum ağrılarının etkili hale gelmemesi doğum eyleminin uzamasına neden olabilir.

Rahim yırtılması doğumda karşılaşılan bir diğer örnek risk faktörüdür. Rahim doğum sırasında veya daha önceden yırtılabilir. Yeterli sancı olmasına rağmen açılmanın olmaması, önceden sezaryenle doğum yapılmış olunması, rahmin travmaya uğraması, doğum esnasında dışarıdan rahme fazla miktarda basınç uygulanması, bebeğin başı ile annenin çatısı arasında uygunsuzluk olmasına rağmen suni sancı verilmesi ve ters giden bir şeyler olmasına karşın normal doğumda ısrar edilmesi rahim yırtılmasının temel nedenleridir.

Bu tür durumlar anne ve bebeğin hayatını tehdit eden çok ciddî durumlardır. Bu durumda, doğumun normal yolla gerçekleşmesi mümkün değildir, bebek genellikle sezaryenle doğurtulur.

Bebeğe bağlı nedenler: Anne karnındaki bebeğin iri olması, normal yolla gelmemesi, bebekte herhangi bir sakatlığın olması, çoğul gebelik (ikiz, üçüz) gibi nedenler zor doğum riskini artırır. Bu tür durumlarda bebek doğarken omuz takılması, sonun ayrılmaması, kordon dolanması gibi tehlikelerle karşılaşma riski çok yüksektir.

Zor doğumun bebeğe etkileri nelerdir?

Zor doğum bebeğin ölmesine ya da ciddî şekilde özürlü kalmasına neden olabilecek çeşitli sonuçlar doğurur.

Doğum sırasında bebekte meydana gelen yaralanmalara doğum travması denir. Doğum travmaları bebeğin oksijensiz kalmasına, doğum anında çeşitli enfeksiyon hastalıklarına yakalanmasına, organlarında çeşitli hasarlar oluşmasına neden olur. Bu durumda bebekler zihinsel ya da fiziksel özürlü olarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kalacaklardır.

Zor doğum riski azaltılabilir mi?

Hamileliğin erken ve düzenli doktor kontrolü altında geçmesi zor doğum riskiniz olup olmadığının önceden belirlenmesini sağlayacaktır. Doktor annenin yapısal durumunu, doğum yolunda herhangi bir sorun olup olmadığını ya da bebeğin anne karnındaki gelişimini ve geliş biçimini inceleyerek herhangi bir sorun olduğunda ne yapmanız gerektiği konusunda sizi yönlendirecektir.

Özellikle eğitilmiş sağlık personeli olmadan evde yapılan doğumlarda bu tür bir durumla karşılaşıldığında, anne ve bebeğin yaşamı ciddî biçimde tehlikeye girmektedir.

Bebeğin sağlıklı doğmasını sağlamak için doğumun mutlaka bir sağlık kuruluşunda ve uzman sağlık personeli gözetiminde gerçekleştirilmesi gerekir.

]]>
Hamilelikte Sürekli Hastalıklar https://kocaelikent.com/hamilelikte-surekli-hastaliklar/ Sat, 14 Aug 2021 21:48:34 +0000 https://kocaelikent.com/?p=61518

Hamilelikte Sürekli Hastalıklar … “Şeker hastası olan kadınların hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince doktor kontrolünde kan şekerinin düzenlenmesi önemlidir…” ayrıntılar hayaldefterim de…

Hamilelikte Sürekli Hastalıklar

ŞEKER HASTALIĞI

Şeker hastalığı
Şeker hastalığı

Şeker hastalığı, vücudumuzun yeterince insülin hormonu üretememesi durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. İnsülin hormonu kan şekerinin vücutta kullanımını sağlar. Vücut bu hormonu üretmediğinde ya da az ürettiğinde kan şekeri kullanamaz ve çeşitli organlarda birikerek, bu organların işlevini engeller. Tedavi edilmediğinde kandaki şeker miktarı yükselir, kan damarları, sinirler, gözler ve böbreklerde kalıcı zararlara yol açabilir.

Şeker hastalığı kadınlarda hamilelik öncesinde veya hamilelik sırasında da ortaya çıkabilir. Anne karnındaki bebeğin sağlığının ciddi biçimde etkileyen ve bebeklerin özürlü doğmasına neden olan bir hastalıktır.

Hamileliğin planlı gerçekleştirilmesi, hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında sürekli doktor kontrolü ve iyi bir tıbbi akımla şeker hastalığı olan kadınların çoğu sağlıklı bak sahibi olabilmektedirler.

ŞEKER HASTALIĞA DOĞACAK BEBEĞİNİZİ NASIL ETKİLER?

Şeker hastası olan kadınların hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince doktor kontrolünde kan şekerinin düzenlenmesi önemlidir. Aksi halde bebekler ciddi sorunlarla doğabilirler. Şeker hastalığı olan kadınların bebeklerinde şu tür sorunlar görülebilir:

*Kalp hastalıkları
*Noral tüp defektleri
*Erken doğum
*İri bebek
*Zor doğum-doğum zedelenmesi
*Nefes alma sorunları
*Sarılık
*Düşük kan şekeri

HAMİLELİK ÖNCESİ SEKER HASTALIĞI

Hamilelik öncesi şeker hastalığı
Hamilelik öncesi şeker hastalığı

Bebeğin hayati organları anne karnına düştüğü ilk haftalarda oluşur, Dolayısıyla bebekte olabilecek özürlerin pek çoğu hamileliğin ilk haftalarında, yani kadın daha hamile olduğunu anlamadan önce oluşmuştur. Şeker hastalığı bebeğin organlarının oluşumuna zarar verebilen bir hastalıktır. Eğer şeker hastasıysanız, siz daha hamile olduğunuzu anlamadan bebeğiniz zarar görmüş olabilir. Bunu önlemek için hamile kalmadan önce kandaki şeker miktarını kontrol altına aldırmanız gereklidir. Böylece bebeğinizin özürlü doğma ihtimalini büyük oranda azaltabilirsiniz. Ayrıca bu kontrol, düşük, ölü doğum, normalden fazla kilolu bebek ve ortaya çıkabilecek diğer sorunların riskini de azaltacaktır.

Seker hastalığı basit kan testleriyle tespit edilebilen bir hastalıktır. Şeker hastalığı olan bir kadın hamile kalmayı planladığında, kandaki şeker miktarını belirlemek için birkaç ay düzenli olarak bu test uygulanır. Böylece kandaki seker oranının hamilelik için güvenli olup olmadığına karar verilir. Bu test ayrıca hamilelik süresince kandaki şeker oranının düzeyi hakkında da bilgi vermektedir.

Hamilelik öncesinde şeker hastalığı nedeniyle ilaç kullanan kadınlar için hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında ilaç miktarının düzenlenmesi gerekmektedir. Ağızdan alınan ilâçların bazıları özürlü bebek doğuma riskini arttırmaktadır. Bu nedenle ağızdan alınan bazı ilaçlar insülin ile değiştirilmelidir.

Bütün kadınlar nöral tüp defektlerinin önlenmesi için hamilelikten bir ay önce 400 mikrogram folik asit içeren vitamin almalıdırlar. Hamilelik öncesi şeker hastalığı olan kadınların nöral tüp defekti olan bir çocuğa sahip olma riski arttığından, folik asit almak özellikle önemlidir.

Hamilelikten önce bu kadınlar 400 mikrogramdan fazla folik asit alıp almama konusunda mutlaka doktorları ile konuşmalıdır.

HAMİLELİK DÖNEMİ ŞEKER HASTALIĞI

Hamilelikte Şeker hastalığı
Hamilelikte Şeker hastalığı

Hamilelikte şeker hastalığı en sık görülen gebelik sorunlarından birisidir. Genellikle hamileliğin ikinci yarısında ortaya çıkar.

Hamilelikte şeker hastalığı olan birçok kadında acıkma, susama gibi belirtiler olmakla birlikte diğer belirtiler gözlenmeyebilir. Doğumdan sonra kan şekeri düzeyi normale dönmektedir.

30 yaşın üstündeki kadınlar, aşırı kilolu olanlar, ailesinde şeker hastalığı olanlar, aşırı kilolu bebek (4000 gramdan fazla) doğuranlar ve ölü doğum yapanların şeker hastalığı riski daha yüksektir.

Hamilelikte şeker hastalığı olma riski olan kadınlar, hamileliğin ilk aylarında doktora gittiklerinde şeker hastalığı açısından test edilmeli, sonuçlar normal olsa da hamileliğin 24. ve 28. haftalarında test tekrarlanmalıdır. Hamile kadın 25 yaşın altında ise ve şeker hastalığı açısından risk taşımıyorsa test yapılmayabilir.

Hamilelik döneminde şeker hastalığı olan kadınların çoğu diyet ve egzersiz ile kan şeker düzeylerini kontrol altında tutabilirler.

YÜKSEK TANSİYON

Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyon

Yüksek tansiyon, gebelikte ortaya çıkabileceği gibi, gebelik öncesinde de oluşabilir. Kan basıncının sürekli yüksek olması ile karakterize olan bir problemdir. Kan basıncı kişiden kişiye değişmektedir. Hamile olmayan yetişkinlerde büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun 80 civarında olması normal kabul edilmektedir. Kan basıncı 140/90 mmHg. ve üstü olduğu durumlarda yüksek tansiyondan şüphelenilebilir. Hamilelik dönemi boyunca tansiyonda belli değişmeler gözlenebilir. Gebeliğin ortalarında tansiyon ve nabzın hafif düşmesi ve gebelik sonlarına doğru gebelik öncesi düzeylere ulaşması normaldir.

Yüksek tansiyon gebelikte önemli problemlere yol açabilecek bir sorundur. Bu problemler arasında bebeğin düşük doğum ağırlığında olması, doğum öncesi bebeği taşıyan kesenin yırtılması gibi sorunlar sayılabilir. Kronik yüksek tansiyon gebelik zehirlenmesine yol açabilir.

Kan basıncının gebelik takipleri sırasında düzenli olarak izlenmesi gebelik süresince gelişebilecek veya daha önceden var olan yüksek tansiyon riskini belirlemede en kolay yoldur.

Gebelik zehirlenmesi, yüksek tansiyon nedeni ile bebeğin düşük tehlikesine girmesi veya erken doğmasına yol açan ve annenin de hayatını tehlike altına sokan önemli bir durumdur. Erken dönemde tespit edilirse yatak istirahati önerilir. Çok nadir de olsa ciddi seyir söz konusu olduğunda annenin hayatı tehlikede olabilir.

KALP HASTALIKLARI

kalp hastalıkları
kalp hastalıkları

Doğurganlık çağında olan bazı kadınlarda doğumsal ya da sonradan oluşan kalp hastalıkları olabilir.

Doğuştan olan kalp hastalıklarının ciddiyeti kişiden kişiye değişir ve gebelikte yaratacağı sorunlar da hastalığın tipine ve ciddiyetine göre farklılık gösterir. Sonradan ortaya çıkan kalp hastalıkları ise genellikle romatizmal kalp hastalıklarıdır. Romatizmal ateş denilen bir enfeksiyon nedeniyle oluşur ve kalp kapakçıklarıyla ilgili sorunlara neden olur. Zamanında tedavi edildiği zaman önemli bir sorun yaratmazlar.

Kalp hastalığı olan hamile bir kadının bebeğinde ciddi tehlikeler baş gösterebilir.

Kalp hastalığı olan kadınların hamilelik öncesinde ve hamilelik süresince doktor kontrolü altında olmaları önemlidir. Gebelik ve doğum kalbin daha fazla çalışmasına, yükünün artmasına ve yeni streslere neden olur. Bu durum hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkiler. Erken ve düzenli doktor kontrolü kalp hastalığının yarattığı problemlerin kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.

KALP HASTALIĞI BEBEKLERİ NASIL ETKİLER?

Kalp hastalığı olan 100 kadından 5’in de hastalık bebeğe geçmektedir.

Kalp hastalığı olan annelerin erken doğum yapma ve düşük kilolu bebek doğurma riskleri de çok fazladır. Erken doğum ve düşük kilo ile doğan bebeklerde çeşitli gelişme gerilikleri, nefes alma zorlukları, zihinsel gerilik gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

]]>