Hamilelikte Beslenme
Hamilelikte Beslenme … “Eğer Hamilelik öncesi zayıf kabul edilen gruptaysanız hamileliğinizde normal kilolu olanlara göre daha fazla kilo almanız önerilir. Bu durumda tüm hamilelik süresince 13-18 kilo arasında almanız idealdir.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Hamilelikte Beslenme
Beslenme daima herkes için dikkat edilmesi gereken bir konudur, hamilelik söz konusu ise bu daha da önem kazanır. Çünkü bebeğin tek besin kaynağı annedir. Bebek, kilo alması, boyunun uzaması, kemiklerinin oluşması v.b. için gereken her şeyi (vitamin, protein, mineral v.b.) annesinin kanından alır. Gebelikte doğru beslenme hem bebeğin iyi gelişmesi hem de annenin sağlığı açısından yaşamsal önem taşır. Annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesi bebekte büyüme ve gelişme geriliklerine, çeşitli fiziksel ve zihinsel özürlere neden olur.
HAMİLELİKTE BESLENMENİN TEMEL İLKELERİ NELERDİR?
Gebelik, beslenme alışkanlıklarının ne de damak zevkinin ne değiştirilmesini gerektirir.
Gebelikte beslenme ile ilgili yanlış inanışlar bebeğin ve annenin sağlığını tehlikeye atmaktadır. “Can boğazdan gelir” ve “sen iki canlısın iki katı yemen gerekir” gibi söylemler gebelikte doğru beslenmeyi engelleyerek bebeğe ve anneye zarar verici durumların oluşmasına neden olmaktadır.
Önemli olan DENGELİ beslenmedir. Çok yemek dengeli beslenme anlamına gelmemektedir.
Dengeli beslenme, günlük beslenme sistemi içinde her besin grubundan eşit miktarda tüketmek demektir. Bu kapsamda beş temel besin grubu vardır.
Bu besin grupları şunlardır:
-Süt ve süt ürünleri,
-El ve et ürünleri,
-Tahıllar,
-Meyve-sebze,
-Yağ ve şeker
Beslenmeden önce sağlanacak yararın en yüksek düzeye çıkarılması için hem temel besin gurupları arasında, hemde guruplar içinde değişik yiyecekler yemeye gayret edin. Yapacağınız tek şey doğal, taze ve bol çeşitli besinler almaktır
Hamilelikte doğru beslenme hem anneyi hem bebeği güçlü kılar. Gebe olduğunuz anladığınızda bunlardan hangilerini düzenli olarak yediğiniz ve yiyecekleriniz arasında bebeğe zarar verecek bir şey olup olmadığını araştırın.
HAMİLELİK ÖNCESİ ANNE KİLOSUNUN ÖNEMİ
Hamileliğin başlangıcında ideal kg sınırları içinde olmanız hamilelikte bazı sorunlarla karşılaşmanızı engelleyecektir. Zayıf annelerin bebeği zayıf ve duyarlı olur. Fazla kilolu annelerin ise hem bebekleri hem kendileri risk altındadır. Sişman anneler hamilelik şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi hastalıklarla daha sık karşılaşır.
HAMİLELİKTE NE KADAR KİLO ALMAK UYGUNDUR?
Hamilelikte alacağınız kilo hamile kalmadan önceki kilonuz ile ilgilidir. Şişman kadınların hamilelik süresince daha az, zayıf kadınların ise daha fazla kilo alması uygundur. Hamilelik öncesi kilosu ne olursa olsun hiçbir hamile kadın bu süreç boyunca kilo vermeye kalkışmamalıdır. Bu durum, kanınızdaki bebek için son derece zararlı olabilir.
Hamile kalmadan önce normal bir kiloya sahipseniz, hamilelik döneminde 10-15 kilo almanız idealdir.
Eğer Hamilelik öncesi zayıf kabul edilen gruptaysanız hamileliğinizde normal kilolu olanlara göre daha fazla kilo almanız önerilir. Bu durumda tüm hamilelik süresince 13-18 kilo arasında almanız idealdir.
Hamile kalmadan önce fazla kiloluysanız hamileliğinizde 7-11.5 kilo arasında almanız gerekir. Eğer aşırı şişman (obez) kabul edilen bir kadınsanız bu durumda tüm gebelik sürenizde 7 kilodan fazla kilo almamalısınız.
Hamile kalmadan önce mutlaka doktorunuzla konuşmalı ve ideal kilonuzun kaç olduğunu ve gebeliğiniz süresinde kaç kilo almanız gerektiğini öğrenmelisiniz.
GEBELİK DÖNEMİNDE NELERDEN UZAK DURMALISINIZ?
*Tam mayalanmamış peynir ve pastörize edilmemiş süt zararlı olabilir, mutlaka pastörize edilmiş veya çok iyi kaynatılmış süt içmelisiniz.
*Çiğ ve az pişmiş etten uzak durmalısınız (Çiğ köfte vb.).
*Çiğ veya az pişmiş yumurta ve mayonez gibi besinlerden kaçınmalısınız.
*Taze meyve ve sebzeleri iyice yıkamalısınız
*Çay ve kahveden kaçınmalısınız.
*Sigara ve alkol kullanmamalısınız.
*Doktora danışmadan ilâç kullanmaktan kaçınmalısınız.
GEBELİK DÖNEMİNDE ÖZELLİKLE ALINMASI GEREKEN VİTAMİN VE MİNARALLER
FOLİK ASİT
Folik asit bir B vitamini çeşididir. Çeşitli yiyeceklerde bulunur ve ayrıca ilâç biçiminde de alınabilir. Bir kadın için hamile kalmadan önce vücudunda yeterince folik asit bulunması önemlidir.
Folik asit, bebeğin Nöral Tüp Defekti denilen bir hastalıkla doğmasını önleyen bir vitamindir. Nöral tüp defekti, bebeğin beyinden omurilik ucuna kadar olan sinir sisteminin hatalı gelişmesi sonucu oluşan ve omurganın veya omurların bir kısmının açık kalmasına yol açan bir hastalıktır. Bu hastalık çocuklarda fiziksel ve zihinsel özürlere neden olabilmektedir.
NÖRAL TÜP DEFEKTLERİNİN ÜÇ TÜRÜ VARDIR:
Anensefali, ensefalosel ve spina bifida. Anensefalide bebeğin beyni gelişmemiştir ve kafatası kapanmamıştır. Ensafaloselde beyin dokuları kafatasından dışarıya bir kese içinde çıkarlar. Nöral tüp defektlerinin bu iki formunda bebeklerin yaşama şansı yoktur.
Spina bifida nöral tüpün alt bölümlerinin uygun biçimde kapanmaması sonucu oluşur. Böylece omurilik ve omurlar doğru biçimde gelişemezler. Buradan bacaklara, idrar kesesine ve bağırsaklara giden sinirler de zarar görür.
Hamilelikten önceki üç ayda ve hamileliğin ilk üç ayında yeterli miktarda folik asit alınması nöral tüp defektlerini % 70 önleyebilmektedir.
Folik asit sadece doğurganlık çağındaki kadınlar için değil, tüm yetişkinler için yararlı bir vitamindir. Çünkü, folik asitin yetişkinlerde de bazı kalp hastalıklarını ve felçleri önlediği görülmüştür.
FOLİK ASİT HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?
Folat, folik asitin yiyeceklerde bulunan doğal formudur. Portakal ve portakal suyu, diğer turunçgil meyveler ve suları, yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, brokoli, yer fıstığı, kuşkonmaz, bezelye ve tüm tahıl ürünleri folat içerir. Sentetik (imal edilmiş) folik asit, bazı tahil ürünlerine eklenerek (un, pirinç, makarna, mısır unu ve ekmekler) bu yiyecekler folik asit ile zenginleştirilebilir. Besinlerin folik asit ile zenginleştirilmesi uygulamasına Türkiye’de henüz geçilmemiştir.
Yiyeceklerle alınan folik asit vücut tarafından yeterli düzeyde kullanılamamaktadır. Bu nedenle folik asitin ilâç olarak alınması nöral tüp defektlerini önlemede daha etkili bir yöntemdir.
Bir Kadının Ne Kadar Folik Asite İhtiyacı Vardır?
Nöral tüp defekti, hamileliğin birinci ayında oluşur. Bu sürede birçok kadın henüz hamile olduğunu bile fark etmemiş olabilir. Nörl tüp defektlerinin önlenmesi için hamile kalmadan üç ay önce ve hamileliğin ilk üç ayında günde 400 mikrogram folik asit alınması gerekmektedir.
Ülkemizde plânlı hamilelik oranı düşük olduğundan gebe kalma olasılığı bulunan bütün kadınların 400 mikrogram folik asit içeren vitaminleri hergün düzenli olarak kullanması gereklidir.
Ailenizdekilerden biri veya kendiniz daha önce bu hastalıktan etkilenmişseniz, daha yüksek dozda folik asit almanız gerekmektedir. Bu durumda hamile kalmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmeniz ve onun önereceği miktarda folik asit almaya başlamanız önemlidir.
Doktorunuz size folik asit önermemiş bile olsa siz folik asit kullanmak istediğinizi ona söylemelisiniz. Folik asit içeren vitaminleri eczanelerden reçetesiz olarak almanız da mümkündür.
Böylece bebeğinizin ciddi özürlere neden olan Nöral Tüp Defekti hastalığı doğmasına engel olmuş olacaksınız.
DEMİR EKSİKLİĞİNDE NE GİBİ SORUNLAR YAŞANIR?
DEMİR
Demir, kan yapımında kullanılan ve insanları hastalıklara karşı koruyan bir mineraldir, Gebe kadınların vücutlarında yeterince demir bulunmaması durumunda anne ve bebekte ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Gebelikte demir eksikliğine bağlı kansızlığın sonuçları son derece yıkıcıdır.
DEMİR EKSİKLİĞİNDE NE GİBİ SORUNLAR YAŞANIR?
Gebelikte alınan demir bebeğin kan hücrelerinin yapımında kullanılır. Gebelik döneminde yeterli miktarda demir alınmazsa, demir eksikliğine bağlı kansızlık ortaya çıkar.
Kansızlık, gebe kadında solukluk, hâlsizlik, baş dönmesi, çarpıntı, dudak ve ağızda çatlaklar, kulak çınlaması, tırnaklarda kırılma ve toprak yeme gibi belirtilerle ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır.
Kansızlık gebe kadının ölmesi, ölü doğum ve düşük yapma risklerini arttırmaktadır. Kansızlığı kadınların olan çocuklarında büyüme ve gelişme geriliği, zekâ geriliği görülebilir.
DEMİR HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?
Demir kırmızı et, sakatat, balık, fasulye, bal kabağı, bakliyat, kuru kayısı ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur.
HAMİLE KADINLAR NE KADAR DEMİRE İHTİYAÇ DUYAR?
Demir, bebeğin ve annenin temel ihtiyaçlarından biridir. Bir hamilenin günde 1 gr demire ihtiyacı vardır. Yiyeceklerle alınan demir tek başına yeterli değildir. Demir açısından zengin yiyeceklerle beslenirken de demir içeren ilâçların alınması gerekir. Bu nedenle gebeliğin 16-20. haftalarından itibaren, doktorunuza danışarak demir içeren ilâçlar almalısınız.
İYOT
İyot vücudun enerji kullanımını kontrol eden ve hormonların üretilmesi için ihtiyaç duyulan bir mineraldir.
İyot yetersizliği hem yetişkinlerde hem de gebe kadın ve bebeklerinde önemli sağlık sorunlarının oluşmasına neden olmaktadır. İyot yetersizliği ve buna bağlı hastalıklar ülkemizde özellikle Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerinde daha sık görülmektedir.
İYOT YETERSİZLİĞİ NE TÜR SORUNLARA YOL AÇAR?
İyot eksikliği yetişkinlikte guatr hastalığına neden olmaktadır. Gebelikte iyot yetersizliği ise, ölü doğum ve düşük riskini arttırmakta ve bebeklerde guatr, ağır derecede büyüme ve gelişme geriliği, zekâ geriliği, işitme engeli ve nörolojik bozukluklara yol açmaktadır.
İYOT YETERSİZLİĞİ SORUNLARI ÖNLENEBİLİR Mİ?
İyot yetersizliğine bağlı sorunları önlemenin en kolay ve en ucuz yolu iyotlu tuz kullanmaktadır. Ülkemizde 1998 yılından beri sofralık tuzların içine iyot eklenmesi uygulamasına başlanmıştır. Evinizde kullandığınız sofralık tuzların iyotlu tuz olmasına dikkat edin.
GEBELİKTE NEDEN KALSİYUM ALINMALIDIR?
KALSİYUM
Gebeliğin 8. haftasında bebeğinizin oluşmaya başlayan kemik ve dişlerinin gelişimi için kalsiyum önemlidir. Gebelikte normalde gerek duyduğunuz miktarın iki katı kadar kalsiyum gereklidir. Gebelik döneminde kalsiyum gerektiği kadar alınmaz ise bebeğin vücudunda şekil bozuklukları ile diğer sorunlara yol açan raşitizm hastalığı ortaya çıkmaktadır.
KALSİYUM İHTİYACI NASIL KARŞILANABİLİR?
Günde yarım litre süt günlük kalsiyum ihtiyacınızı karşılayacaktır. Ayrıca kalsiyumu koyu yeşil yapraklı sebzeler, yumurta ve balık gibi besinlerden de alabilirsiniz
DOĞUM SONRASI BESLENME VE ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ
ANNENİN VE BEBEĞİN DOĞUM SONRASI BESLENMESİ
Bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için annenin hamilelik döneminde yeterli ve dengeli beslenmesi kadar, doğum sonrası beslenmesi de önemlidir. Emzikli kadınların tıpkı hamilelik döneminde olduğu gibi beslenmelerine dikkat etmeleri hem annenin hem de bebeğin sağlığı için gereklidir. Bu bölümde “Gebe Beslenmesinde Temel İlkeler” başlığı altında yer alan, gebe ve emzikli kadınlar için önerilen diyet listesi size yardımcı olacaktır.
ANNE SÜTÜ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Anne sütü bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan en doğal besin kaynağıdır. İçerdiği maddelerle bebeğin hastalıklara karşı direncini artırır, zihinsel ve fiziksel gelişimini sağlıklı bir biçimde tamamlamasına destek olur ve ileri yaşlarda kronik hastalıklara yakalanmasını önler. Bebeklerini emziren anneler de daha sağlıklı olur.
Bebeğin zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimi ilk 6 ayda anne sütü ile beslenme ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle bebekleri ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemeli, 6’ncı aydan sonra ek gıdalara başlanmalıdır. Ek gıdalara başladıktan sonra anne sütü iki yaşına kadar verilebilir.