Hayata Dair

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (1’inci bölüm)

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (1’inci bölüm) … “Veda Hutbesi hicri 10. yılda Hz. Peygamberin hac farizasını ifa için Mekke’ye gelip, Veda Haccı sırasında irat etiği hutbelere verilen bir isimdir.” ayrıntılar hayaldefterim de…
Prof. Dr. Mehmet ŞENER

Veda Hutbesinin İnsan Hakları yönünden kısa tahlili (1’inci bölüm)

Veda Hutbesi hicri 10. yılda Hz. Peygamberin hac farizasını ifa için Mekke’ye gelip, Veda Haccı sırasında irat etiği hutbelere verilen bir isimdir. Ancak Veda Hutbesi yalnız Arafat’ta irat edilen hutbe olmayıp; Arafat’ta arife günü (Zilhiccenin 9. günü), Mina’da bayramın ilk günü ile yine Mina’da bayramın ikinci günü irat edilen hutbelerin bütünüdür. Bunlardan meşhur olanı Arafat’ta, sayıları kadın erkek 140.000’i aşan bir topluluğa irat edilen hutbedir.

Allah Rasulu (5.A.V.) bu mahşeri kalabalıkta hutbesine başlamadan önce Cerir b. Abdullah vasıtasıyla süküneti temin etmiş ve sahabılerden Rebi’a b. Ümeyye gibi gür sesli münadiler görevlendirerek hutbe cümlelerinin tekrar edilip, uzaklara kadar duyurulmasını temin etmişti ki, bu teknik anlamda bir bakıma hoparlör teşkilâtından yararlanmak demektir.

Allah Rasûlü hutbesine Allah’a hamd ve senadan sonra “Eyyühe’n-nás! (= Ey insanlar)’ nidasıyla başlamış ve önce sahabilerin dikkatlerini çekerek, oradan bütün dünyaya hitap etmiştir.

Bu hutbe, İslâm’ın temel konularına temas etmesi, cahiliye âdetlerini ortadan kaldırması, eşitlik, hürriyet, kan davaları, faiz, emanet, özellikle insan hakları, aile hukuku içinde yer alan karıkoca hakları, vasiyet, nesep, zina, borç ve kefalet gibi hukuki meselelere yer vermesi açısından oldukça önem taşır.

Hz. Peygamberin (S.A.V.) bu hutbesi, yalnız Müslümanlara okunmuş sıradan bir hutbe olmayıp, bütün insanları kapsayan tarihi bir hutbe ve bir insan hakları evrensel beyannamesidir.

Biz burada sözü edilen konuların hepsini değil, hutbenin insan hakları ve aile hukuku ile ilgili yönlerini ele alacağız. Şimdi hutbenin konumuzla ilgili cümlelerini ele alıp, tahlil etmeye çalışalım.

Hutbede 7-8 yerde geçen ve paragraf başlarını oluşturan “Nâs” kelimesi, bu hutbenin veya bu beyannamenin evrensellik yönünü yani bütün insanlara şâmil olma özelliğini ortaya koyar.

Çünkü bu kelime ile Hz. Peygamber (s.a.v.), sadece huzurundaki Müslümanlara değil, orada bulunmayan gayr-i müslim; hatta inançsız, Allah’ı tanımayan bütün insanlara seslenmeyi hedeflemiştir. Zira nâs kelimesi mutlak bir olup, inananı, inanmayanı; müslimi, gayr-i müslimi, erkeği kadını, orada bulunanı, bulunmayanı; hâsılı akıl sahibi bütün mükellefleri içine almaktadır.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu